17 Eylül 2011 tarihinden bu yana ABD’nin Newyork kentinde Kapitalist sistemin yol açtığı ekonomik krizleri protesto etmek üzere, binlerce insan gösteri yapmaktadır.

       17 Eylül 2011 tarihinden bu yana ABD’nin Newyork kentinde Kapitalist sistemin yol açtığı ekonomik krizleri protesto etmek üzere, binlerce insan gösteri yapmaktadır. Anadolu’da sık kullanılan bir deyim var. “ Kelin ilacı olsa başına sürerdi” İfadesi gerçekten kendi yarattığı krizden kurtulmayı bir türlü beceremeyen ABD Merkez kapitalizminin yaşadığı çürümüşlük ve buna karşı oluşan isyan ve öfkeyi güzel ifade etmektedir. Ayrıca Kapitalizme iman ederek, dünyayı küçük bir azınlık için cenette dönüştürürken Milyarlarca yoksulu cehennemi bir yaşama mahkum eden kapitalist anlayışın taşeronları da, umarım bundan bir ders alırlar.

       Elbette Dünya Kapitalizminin sembol caddesi ve New York Menkul Kıymetler Borsasının bulunduğu “Wall Street” te gerçekleşen gösterilerden, Bu güne kadar bütün krizleri kendisi için yeniden fırsata dönüştüren kapitalizminin hemen çökeceği sonucunu çıkaracak kadar saf olmamak gerekir. Ancak ABD’nin Los Angeles, Chicago, Denver ve Seattle gibi kentlerine de sıçrayan gösterilerin bir gün Dünyaya yayılarak kapitalizminin çanına ot tıkamayacağını da kimse iddia edemez

       ABD’nin New York kentinde 17 Eylül’de başlayan ekonomik krizi protesto ve kapitalizm karşıtı gösteriler Brooklyn köprüsünü trafiğe kapattığı için 700 kişinin gözaltına alınmasına rağmen sürüyor. Göstericilerin bir çoğu bırakılmasına rağmen gösterilerin devam etmesi kapitalizmin yol açtığı tahribata karşı oluşan öfkeyi de açığa çıkarıyor.

       “Para hırsı, yolsuzluk ve sosyal bütçe kesintilerini” protesto eden gruplar, mali sistemin zenginleri ve güçlüleri kayırdığını, seslerinin duyulmadığını İfade ediyorlar. Göstericiler, “Bu, patronların para hırsına karşı bir gösteridir, bu nedenle Wall Street’e geldik, çünkü burası patronların çürümüşlüğünün sıfır noktası. Buraya artık canımıza tak ettiğini söylemeye geldik” demeleri aslında sadece “Wall Street” teki İnsanların canını yakmadığını küresel kapitalizmin etki alanına giren tüm dünyada İnsanların canı yanmakta olduğunun da açık ifadesidir. kendi ülkemizde durum bundan pek farklı değildir. Uygulanan ekonomik politikalar sonucunda yaşanan ekonomik krizlerin bedeli her gün farklı uygulamalarla halka yüklenmektedir. Son Elektrik ve Doğal gaz   zammı bu zulmün açık ifadesidir. Bir yandan şirket patronları bu zamlarla zenginleşirken toplumun büyük kesimide yoksullaşmakta ve bedel ödemektedir.

       Bu nedenle 8 Ekimde Ankara’da yapılması planlanan miting ile ilgili   DİSK,KESK, TMMOB ve TTB tarafından yapılan çağrı, kapitalist sistemin darbelediği tüm toplumsal kesimler için yeni bir dinamizm ve fırsat için basamak yapılmalıdır.Giderek toplum üzerinde anti demokratik ve baskıcı bir karakter edinen siyasal iktidarın uyarılması demokrasinin önemli gereklerindendir. Tüm emek örgütlerinin, ilerici toplumsal güçlerin, mücadeleci bir anlayış etrafında bütünleşmesi sınıfsal, insani ve ahlaki sorumluluğun gereğidir.