Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
16 Nisan 2017
KAZANILMIŞ HAKLARA ‘ZAMANAŞIMI’ TIRPANI

Kölelik bürolarını yasalaştıran hükümet çalışma hayatını altüst edecek bir düzenlemeyi daha hayata geçirmek için kolları sıvayacak.

KAZANILMIŞ HAKLARA ‘ZAMANAŞIMI’ TIRPANI

Kölelik bürolarını yasalaştıran hükümet çalışma hayatını altüst edecek bir düzenlemeyi daha hayata geçirmek için kolları sıvayacak. İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı Taslağı kapsamındaki zorunlu arabuluculuğun bugün yapılacak halkoylamasından sonra Meclis’e gelmesi bekleniyor. 

Adalet Bakanlığı’nm hazırladığı ve taraflara gönderildiği belirtilen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı Taslağı yasalaşırsa, çalışan kesimin mevcut hakları tırpanlanacak, işçilerin dava açma hakkı da "zorunlu arabuluculukla ortadan kaldırılacak Avukat Hüseyin Çobanoğlu, arabuluculuk sisteminin çalışma hayatında yaratacağı etkileri Aydınlık’a anlattı. 

‘HAK İHLALİ NİTELİĞİ TAŞIYOR’ 
 
Söz konusu taslak ile arabuluculuğun ihtiyarî niteliğinin ortadan kaldırıldığını belirten Çobanoğlu, "Yani tasarıya göre bir dava şartı olarak işçi önce arabulucuya başvuracak, işverenle müzakere masasına oturacak ve uyuşmazlığın öncelikle bu aşamada çözülmesine çalışılacak" dedi. 
 
Mevcut sistemde çalışanın ücret için dava açma süresi 5, kıdem tazminatı için 10 yıl iken zorunlu arabuluculukla bu zaman aşımı süresinin 2 yıla kadar düşürülmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Çobanoğlu, şunları söyledi: 
 
"Halihazırda geçerli zamanaşımı sürelerinde dahi, yargnın iş yükü, yargılamaların istenilen hız ve etkinlikte sonuçlandırılamıyor olması sebepleriyle işçilerin haklarını aramaları ve alacaklarına kavuşmaları hususunda sorunlar ve hak kayıpları yaşanırken, zamanaşımı süresinin bu denli kısaltılması ciddi bir hak ihlali niteliği taşıyor. Hukukumuzda hiçbir alacak türü için söz konusu olmayan bu kadar kısa bir zamanaşımı süresinin toplumsal yaşamı da ciddi bir biçimde etkileyecek şekilde işçilik alacakları için düzenlenmesinin, mevcut sürelerde yaşanan hak kayıpları da dikkate alındığında ciddi ve çok daha büyük hak kayıplarının önünü açacağı tartışmasız." 
 
‘EŞİTSİZLİK İŞÇİ ALEYHİNE ARTAR’ 
 
Türk İş Hukuku’nda benimsenen temel ilkenin işçi lehine yorum ilkesi olduğunun altını çizen Av. Çobanoğlu, iş hukukunda işçi ve işverenin konumu açısından söz konusu olan eşitsizliğin bu ilke yoluyla giderildiğini ve taraflar arasında bu şekilde denge sağlandığına dikkat çekti. İşverenlerin mevcut zamanaşımı sürelerinin çalışma barışını bozduğu iddiasına da değinen Çobanoğlu, "Zamanaşımı sürelerinin daha da kısaltılması, işçi ile işveren arasında işin doğasından kaynaklanan eşitsizliğin işçi aleyhine bir kat daha artırılmasından başka bir sonuç yaratmayacaktır" diye konuştu. 
 
"İşveren karşısında zaten güçsüz konumda olan işçiyi bu şekilde hayata aykırı mutlak bir eşitlik yaklaşımıyla işverenin karşısına oturtarak, mahkemeye erişme ve hakkını tespitle talep imkanına kısıtlamalar koyarak çalışma barışı korunabilir mi?" diye soran Çobanoğlu, "Bu yanıyla önerilen sistemin en büyük sakıncası işçinin işveren karşısında korunmasına ve çalışma yaşamında barış ve dengenin sağlanmasına hizmet eden ilkelerin ortadan kaldırılmasıdır" ifadelerini kullandı. 
 
AVUKAT Hüseyin Çobanoğlu, düzenlemeye dayanak olarak öne sürülen yargı üzerindeki iş yükünün fazla olmasına ilişkin şöyle konuştu: "Seçimlik bir müessese olan arabuluculuk kurumunun zorunlu hale getirilmesi, Anayasamıza ve ulusal üstü sözleşmelere aykırı şekilde mahkemelere ve dolayısıyla adalete erişim hakkının kısıtlanması anlamına gelecektir ki mahkemelerin iş yükünün bu yolla azaltılması kabul edilemez. Ayrıca söz konusu tasarı yönünden arabuluculuk sisteminin etkin bir hukuk yolu olup olmadığı hususunda ciddi tereddütler mevcuttur. Yapılması gereken yargının nicelik ve nitelik olarak güçlendirilmesi ve adalete erişim hakkının önündeki bütün engellerin kaldırılmasıdır. Etkinliği şüpheli bu tip ara formüller, sistemin yeni handikaplar yaşamasından başka bir amaca hizmet etmeyecektir." 
 
Pek çok ülkede arabuluculuk sisteminin uygulandığını da belirten Çobanoğlu, bu ülkelerdeki uygulamanın, 6325 sayılı kanundaki düzenlemeye benzer şekilde arabuluculuğu isteğe bağlı bir kanun yolu olarak benimsediğine dikkat çekti. Zorunluluk yönünden İtalya’da bir istisna olduğunu söyleyen Çobanoğlu, "İtalya’da belli bazı uyuşmazlıkların çözümünde dava öncesi arabulucuya başvurmak zorunludur. Ancak burada da zorunlu arabuluculuk, uygulamanın sonuçları değerlendirilerek, zorunluluğun devam edip etmeyeceğinin yeniden kararlaştırılması kaydıyla dört yıllık bir süreyle sınırlıdır" diye konuştu. 
 
Zorunlu arabuluculukla işçilerin önemli hak kayıpları yaşamasının muhtemel göründüğünü söyleyen Avukat Hüseyin Çobanoğlu, şu uyarıda bulundu: "Çünkü eşitlik ilkesine aykırı tasarı, tarafları mutlak eşit olarak kabul ederek sistem içi eşitsizliği katmerliyor. Mevcut sistemde davalar uzun süreçlere yayılsa da, işçi ileri sürdüğü delillerle, işverenlik kayıtlarıyla ve bilirkişi incelemesiyle alacağını her zaman bütünüyle olmasa da önemli ölçüde tespit ettirme imkanına sahip. Burada ise bütün bu incelemenin üç haftada sonuçlandırılmasından söz ediliyor. Bu da uygulamada işçilerin gerçek hak edişlerinden çok daha azını kabul ederek uyuşmazlıkların çözülmesine ve hak kaybı yaşamalarına neden olacak. Ayrıca tasarı uyarınca anlaşılan hususlar hakkında daha sonra dava açılamayacak, yani fazlaya ilişkin bir hak ileri sürülemeyecek. Bu yönüyle de işveren karşısında güçsüz durumda bulunan işçi, gerçek alacağından daha azını kabul etmesi halinde hak kaybı yaşayacak."
DİĞER HABERLER
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür.

TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikaların işverenlere açtıkları yetki davasında mahkemelerin uzun sürmesini eleştirerek “Mahkeme 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor, ne sendika kalıyor, ne bir şey kalıyor” dedi.

KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ
KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ

Ticaret Bakanlığı kanatlı eti ihracatına kısıtlama kararı aldı. Son dönemde fiyatlarıyla tartışma konusu olan beyaz et tarafında ihracat kısıtlaması için düğmeye basıldı.

1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]