‘KAYIT DIŞI ARTIK YÜK’ DİYEN AKP GIDADA KAYIT DIŞINI NASIL KÖRÜKLÜYOR?
BiLGi TOPLUMUNA DOGRU / ÖZLEM YÜZAK

‘Kayıt Dışı Artık Yük’ diyen AKP Gıdada Kayıt Dışını Nasıl Körüklüyor?
MALİye Bakanı Mehmet Şimşek kayıt dışılığın Türkiye için artık yarınlara taşınması imkânsız bir yük olduğunu söylemiş. Ne diyelim “günaydın!!!”.
Çalışanların yarısının sosyal güvencesi bulunmayan ve yüzde 80’e yakın vergi kaçağı olan bir ülkeyiz. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aralık 2009 verilerine göre Türkiye’de çalışan 21.5 milyon kişiden 9.2 milyonu kayıt dışı. Bunun anlamı şu: Çalışanların yüzde 43’ünün herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda kaydı yok.
Birbirine güven duymayan, sürekli diğerini aldatma üzerine kurulu bir mekanizmadan besleniyor toplum. İstihdamdaki kayıt dışılık, üretim ve hizmet zincirinin hemen her aşamasında kendini gösteriyor. Google’a kayıt dışı sözcüğünü yazın ve bir tarama yapın. Bakın neler çıkıyor karşınıza. Her 10 litre sütten 6’sının kayıt dışı olduğundan, Türkiye’ye yılda 2 milyon adet kaçak cep telefonu girdiğine, dondurmanın yüzde 70’inin kayıtsız olduğuna, deterjandan zeytinyağına, boyadan ayakkabıya hemen her üründe ciddi merdiven altı üretim yapıldığına kadar…
Şimdi Sayın Bakan, “kayıt dışı artık ciddi bir yük haline geldi” diyor. Bu açıklamalar yapılmadan birkaç önce başlayan ve süren e-posta bombardımanı tam aksine işaret ediyor. Mesajlar gıda mühendislerinden. Dikkat çekmek istedikleri konu,TBMM’de komisyonlardan geçerek genel kurula sevk için bekleyen “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun tasarısı”.
Gıda büyük bir sektör. Üstelik insan sağlığı ile doğrudan alakalı olduğu için son derece önemli. Türkiye’de 40 bin gıda işletmesi bulunuyor. Gıda üreten, dağıtan ve satan tüm noktalarla birlikte bu sayı, 500 binin üzerine çıkıyor.
Peki ne yapıyor hükümet?
Uygulamada olan yasa gereği, gıda işletmelerinde konuyla ilgili üretimin niteliğine göre sorumlu yönetici istihdamı zorunlu. Ne kadar uygulanıyor bilmiyorum ama TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’na göre bu yasaya dayanarak sektörde 20 bin civarında mühendis, sorumlu teknik yönetici unvanı ile görev yapıyor. Oda, söz konusu yasanın tüm gıda işletmelerinde asgari hijyen standartlarının ve güvenliğinin sağlanması konusundaki en önemli güvence durumunda olduğunu ancak yeni yasayla sorumlu yöneticilik kurumunun ortadan kalkacağı uyarısını yapıyor.
Odanın açıklamasında “Yeni yasa 30 Beygir Gücü’nün altında kapasiteye sahip veya 10 kişinin altında çalışan istihdam eden işyerlerini de istihdam zorunluluğundan muaf kılmaktadır. Türkiye’deki 40 bin gıda işletmesinin yüzde 80’inin 30 Beygir Gücü’nün altında kapasiteli veya 10 kişinin altında istihdamı olduğu ve gıda güvenliğine aykırı uygulamaların ağırlıkla bu işletmelerden kaynaklandığı değerlendirildiğinde; tasarının, gıda güvenliği ve halk sağlığı için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacağını tahmin etmek hiç de zor değil” deniliyor.
Bir yandan kayıt dışının yük olduğunu iddia eden AKP yönetimi diğer yandan bu uygulama ile denetimsizliği ve kayıt dışılığı iyice körükleyen bir süreci başlatıyor.
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selim Çetiner gıda konusu ile yakından ilgilenen bir akademisyen. Bakın ne diyor:
“Bu kanun tasarısı da Biyogüvenlik Kanunu’nda olduğu gibi Tarım Bakanlığı’ndaki çarpık zihniyetin bir eseri.
Bir taraftan AB müktesebatına uyum diyoruz, öte yandan AB ile taban tabana zıt kanun teklifleri hazırlıyoruz.
Aslında bu kanun, Biyogüvenlik Kanunu ve Tarım ve Gıda Bakanlığı’nın TEŞKİLAT ve Görevleri Hakkında Kanun tasarısı birlikte ele alınıp değerlendirilmek zorundadır.
Aksi halde, hiçbirinden arzu edilen yarar sağlanamayacaktır.
Sorumlu yönetici müessesenin kaldırılması, ‘merdiven altı üretim’in zaten çok yüksek olduğu Türkiye’de gıda terörünü daha da arttıracaktır.
Bu itibarla, yapılması gereken en önemli şey tüm komplekslerimizden sıyrılıp, gıdada AB standartlarını getirecek kurumsal yapılanmaları ve düzenlemeleri bir an önce getirmektir.”