Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
19 Mayıs 2017
KARIN AĞRILARI YİNE BAŞLADI

Halk arasında bir konuyu kafasına takıp, ikide birde tekrarlayanlar için, “karın ağrısı yine tuttu” derler.

KARIN AĞRILARI YİNE BAŞLADI

Halk arasında bir konuyu kafasına takıp, ikide birde tekrarlayanlar için, “karın ağrısı yine tuttu” derler. Hükümetin de karın ağrısı, “Kıdem tazminatı.” Yatıyor, kalkıyor hazırlıklardan söz ediyorlar. Ortaya çıkan bir taslak da yok, ama el altından yayılanlar hiç de dillerinin söylediği gibi olmadığını gösteriyor. Çalışma Bakanı “Kazanılmış haklara baktığımızda yüzde 80 hak kaybı var. Yüzde 20’yi geçmiyor hakların alınabilirliği. 13 milyon çalışanımızın yüzde 80’i hak sahibi olamıyor” diye içlenip duruyor. Aslında sayın bakanın bu haddinden fazla ince düşüncesini de içten içe taktir etmiyor değilim. Düşünsenize tüm işveren kesiminin yıllardır bağıra çağıra dillendirdiklerine kulaklarını kapayıp, gariban işçinin hakkını alması için canını dişine takmış çalışıyor.

Şeytan bu ya; yazarken aklıma sokuverdi, bu iş merdi kıptinin şecaat arz etmesi gibiyse diye. Yani, ya sirkatlerini söylüyorlarsa diye düşünmeden edemedim. Diyelim ki, bakan doğruyu söylüyor. İşçilerin büyük bölümü işten çıkarıldıklarında kanunun kendilerine tanıdığı kıdem tazminatı hakkından yararlanamıyor. Diyelim ki fon, bu sorunun çözümü olacak. Peki o zaman neden kıdem tazminatı fonundan yararlanma koşulları ağırlaştırılıyor? Neden oran değiştiriliyor? Madem amaç işçinin hak kaybına uğramaması ise o zaman, işe girer girmez kıdem tazminatı hakkı başlasın ve kıdem tazminatı fonu yerine garanti fonu kurularak devlet garantisi verilsin. Yararlanmadaki tüm sınırlar kaldırılsın. İşçi alacakları öncelikli olsun ve kapanan, iflas eden veya başka nedenlerle ortadan kalkan işyerlerinde, tüm işten çıkartmalarda diğer alacaklılardan önce çalışanların hakları ödensin. İşte böyle olursa hükümetin niyeti sağlam olur; aksi takdirde niyette bir bozukluk söz konusudur. Acı ilacı şekere bulayıp vermek, AKP hükümetinin karakteristik özelliği.
 
Eski Sağlık, şimdiki Çalışma Bakanımız kendi içlerindeki hazırlıkları tamamladıklarını, önümüzdeki günlerde paydaşlarla görüşmelere başlayacaklarını açıkladı. Paydaş sanırım işçi ve işveren tarafları. Paydaşlık nasıl oluyor da hep bir tarafın hakkını küçülterek sağlanabiliyor? Kıdem tazminatında tek bir paydaş vardır, o da işçiler. İşverenlerin işçilere ait olan bir hak üzerinde tasarruf yetkisi var mıdır ki, paydaş olsunlar? Onlar ancak hükümetle kendilerinin hakları üzerinde paydaş olabilirler. Oturup ödedikleri vergiyi konuşabilirler ama işçiye ait olan paranın hesabını yapma konusunda paydaş olamazlar. Burada işçi adına masaya oturacak konfederasyonların da bir varlık göstermesi gerekir. Ama İLO’ya bakınca acınası bir tablo var ortada. Hükümet paydaş diyor ama işçi konfederasyonlarını Türk-İş de dahil yok sayıyor. Buna da Türk-İş’in tepkisi sadece, “Şaka gibi” demekle sınırlı kalıyor. Sanırım asıl şakayı Türk-İş Başkanı yapıyor. Ama inanıyorum ki, kıdem tazminatı konusunda şakacılığını bir tarafa bırakıp, gerçekçi ve ciddi olacaktır.
 
Hükümetin kıdem tazminatı konusundaki ısrarını başta da dediğim gibi takdir ediyorum. Ama işçiyi bu denli düşünen bir hükümetin, işçiler ölürken, “Fıtrat!” düzeyinde kalmasını anlamış değilim. Daha iki gün önce Antalya’da maden işçileri yine öldü. Hergün ölümlü onlarca iş kazası yaşanıyor. Soma faciasının ardından hükümet, önlem olarak maden işçilerinin maaşlarını artırdı. İşçilere patron maaşı bir eliyle verdi, diğer eliyle aldı. Almasa ne olurdu? 
 
Madenlerde iş güvenliği önlemleri yeterince uygulandı mı, uygulanıp uygulanmadığı kontrol edildi mi? Ya da iş kazaları sonucu verilen cezalar gerçek anlamda caydırıcı olacak kadar yükseltildi mi? Şimdi kalkmış kıdem tazminatını almak için türlü türlü taklalar atılıyor. Bir canımız var, onu alıyorsunuz bari tazminatımıza dokunmayın! Ayıp denen Bir şey var.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.