Derelerin Kardeşliği Platformu 1. Meclis Toplantısı Rize Tek Gıda-İş Sendikası toplandı.

Derelerin Kardeşliği Platformu 1. Meclis Toplantısı Rize Tek Gıda-İş Sendikası toplandı.

Derelerin Kardeşliği Platformu 1. Meclis Toplantısı dün Rize TEKGIDA-İŞ SENDİKASI toplantı salonunda yapıldı. 16 ilden 70’i aşkın temsilcinin katıldığı toplantıda hidroelektrik santralleri (HES) projeleri ile bölge halkının yaşam alanlarının yok edildiği kaydedildi.

Derelerin Kardeşliği Platformu 1. Meclis Toplantısı’nın açılış konuşmasını Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Başkanı Mehmet Gürkan yaptı. Gürkan konuşmasında HES’lerin yenilenebilir enerji kaynağı olmadığına dikkat çekerken, “Sularımızı elimizden alarak bizi göçe zorluyorlar” dedi. Gürkan HES projeleri ile bölge halkının yaşam alanlarının yok edildiğini vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü: “Su, insanın en büyük yaşam kaynağıdır. Su olmadan insanların bulundukları yerlerde yaşaması imkansız. Sularımızı elimizden alarak bizi göçe zorluyorlar. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan insanlar olarak buna müsaade etmeyeceğiz. Dedelerimizin bize miras bıraktığı bu toprakları biz de torunlarımıza bırakacağız.”

Gürkan konuşmasında bölgede turizmin geliştirilmesi adı altında yayla yolu yapılacağına da dikkat çekerken, “Buralara 5 yıldızlı oteller kondurarak suyu kaynağından ele geçirecekler. Artık canımızı alacaklar. Can suyu kalmayacak. Can suyu, ölmek üzere olan insana verilen son yudum sudur. Bunlar bizim ölüm emrimizi vermişler. Dereler kurudu. Derelerde artık can suyu diye bir şey akmıyor” şeklinde konuştu.

“Vadilerimizde topyekun direnişimiz devam edecektir”
Derelerin Kardeşliği Dönem Sözcüsü Ömer Şan da toplantıda bir konuşma yaptı. Şan konuşmasında Derelerin Kardeşliği’nin yerel bir hareket olduğunu söylerken, “Bağımsız bir halk hareketi olarak hepimizin el emeği, göz nuru ile oluşan bir haykırıştır. Her türlü fon ve kaynaktan uzak durmuş, durmaya devam edecektir. Milyon dolarların telaffuz edildiği alanlarda yüreğimizle kendi öz toprağımızı savunmaya devam edeceğiz” dedi. Şan yerli ve yabancı sermayenin, Anadolu topraklarına hayat veren suya saldırdığını kaydederken, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece su değil, meralarımıza, ormanlarımıza, madenlerimize, kıyılarımıza, dahası tüm yaşam alanlarımıza, yok edecek şekilde saldırıyorlar. Sermaye asla bu kaynakları doğanın, insanlığın yaşamına terk etmeyecekti. Şimdi yeni hazırlanan yasalarla elimiz kolumuz bağlanmaya çalışılıyor. Daha fazla kâr elde etmek için bu vadilere göz dikenlere karşı mücadelemiz sürecek. Değiştirilmeye çalışılan bu yasalara karşı vadilerimizde topyekun direnişimiz devam edecektir.”

(soL-Haber Merkezi)