Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
21 Nisan 2013
KARADENİZ HALKI GREVE HAZIR

Çaykur´un 58 işletmesinde rın grev başlıyor. soL gazetesi, greve hazırlanan sendikacılarla, çay işçileriyle ve çay üreticileriyle görüştü. Hak-İş saldırısının hâlâ sürdüğüne işaret eden Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, çay üreticisi de olan çay işçilerinin bu süreçte sınıf bilinci kazanmaya başladığını vurguladı.

KARADENİZ HALKI GREVE HAZIR

 Çaykur’un 58 işletmesinde rın grev başlıyor. soL gazetesi, greve hazırlanan sendikacılarla, çay işçileriyle ve çay üreticileriyle görüştü. Hak-İş saldırısının hâlâ sürdüğüne işaret eden Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, çay üreticisi de olan çay işçilerinin bu süreçte sınıf bilinci kazanmaya başladığını vurguladı.

 

Çay üreticisi de greve destek veriyor

AKP politikaları sonucunda çay üreticilerinin özel işletmelere terk edildiğini söyleyen çay üreticileri, kendilerinin de gün geçtikçe daha fazla mağdur olduğunu vurguluyor.

 

Çaykur’un 58 işletmesinde Tekgıda-İş Sendikası’nın öncülüğünde Hak-İş saldırısının hâlâ sürdüğüne işaret eden Tekgıda-İş Genel yarın greve çıkılıyor. soL gazetesi Doğu Karadeniz’de greve Başkanı Mustafa Türkel, çay üreticisi de olan çay işçilerinin bu hazırlanan sendikacılarla, çay işçileriyle ve çay üreticileriyle görüştü, süreçte sınıf bilinci kazanmaya başladığını vurguladı.

 

İşçiler artık sendikalarıyla bütünleşiyor’

Sendikal Güç Birliği Platformu Çaykur grevine tüm gücüyle destek veriyor. Türk-İş ise gölge etmesin, başka ihsan istemeyiz.

 

Yarın sabah Çaykur’a bağlı 58 işletmenin işçileri greve çıkıyor. Çaykur grevinin çok önemli iki ayırdedici özelliği var. Çaykur işçilerinin tamamı aynı zamanda çay üreticisi, dolayısıyla grev herhangi bir fabrikada yapılandan farklı bir niteliğe sahip. İkincisi, çay işçileri kampanya işçisi ve yılın belirli dönemlerinde çalışıyor. Mayıs ortasında başlayacak kampanya dönemine yaklaşık 20 gün kala greve çıkılıyor. Yani sendika Çaykur’a 20 günlük bir zaman tanımış oluyor. Dün bir açıklama yapan Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu ise, Tekgıda-İş’in taleplerinin adil olmadığını iddia ederek, "Grevin kazananı olmaz. Çaykur’da başlaması söz konusu olan grev herkese zarar verir" dedi.

 

Çaykur işçisinin sendikası Tekgıda-İş’in Genel Başkanı Mustafa Türkel kamuoyunda da tartışılan bu başlıkları soL’a değerlendirdi.

 

– Çaykur’da geçtiğimiz yıllarda büyük bir Hak-İş saldırısıyla karşı karşıya kaldınız. 2008 yılında başlayan iktidar merkezli bu saldırının temel amacı neydi? Öz Gıdaİş’in Çaykur’a müdahalesi, diğer bazı sendikalara yönelik yaşanan Hak-İş saldırılarıyla paralellik taşıyor mu?
Hak-İş Konfederasyonu, AKP iktidarıyla birlikte özellikle kamuya ait işyerlerinde etkili olmaya ve Türk-İş’in buradaki ağırlığını tersine çevirmeye çalıştı. Siyasi anlamda da etkili olmaya çalıştılar. Bu saldırı, planlı, programlı ve stratejik bir saldırıydı. Çaykur’da ise davaları kazanmış olmamıza ve çok büyük çoğunluğun sendikamızın üyesi olmasına karşın, halen aslında saldırıyı sürdürüyorlar. Örneğin "toplu sözleşmeden Öz Gıda-İş üyeleri de yararlansın" diyorlar bize. Bu en basitinden hukuk dışı zaten. Ama o çekirdek yapıyı ve az da olsa kendi üyelerini korumak istiyorlar, fabrikalarda tutmak istiyorlar. Pek çok sendika benzer süreçleri yaşadı ve bugün de Tarım-İş’e yapılan saldırılar Çaykur’dan farklı düşünülemez.

 

ÇAY ÜRETİCİSİNİ, ÇAY İŞÇİSİNDEN AYIRAMAZSIN

– Çay toplama işçileri, işçi sınıfının genel yapısı içerisinde ayrıksı bir özellik taşıyor. Yanılmıyorsam kitlesel olarak hem üretici, hem işçi olan pancar işçileri ve çay toplama işçileri var yalnızca. Grev sürecinde bu durum bir dezavantaj yaratacak mı?

Bugün 10 bin çay işçisinin tamamı aynı zamanda çay üreticisi. Toplamda 220 bin çay üreticisi var ve bunların nereden baksanız 60 bini Çaykur’da işçilik yapmış, buradan emekli olmuş, bir dönem Çaykur’da çalışmış işçiler. Dolayısıyla çay üreticisini, çay işçisinden ayıramazsın. Adam üreticidir, karısı çay işçisidir, oğlu yine fabrikada çalışıyordur. Bu pancar işçileri için dahi bu denli iç içe değil. Çay işçileri için çok uzun yıllar boyunca "bunlar greve gidemez" dendi ve işçiler sindirildi.

Tekgıda-İş Sendikası burada 60 yıldır örgütlü, ama buradaki sendikacı arkadaşlarımızın kendisi bile aynı zamanda çay üreticisi mesela. Çay işçisi ve üreticisinin oluşturduğu bu grift yapıdan iktidar da yararlandı. Sınıf bilinci oluşmadı, bölgesel yapı da dikkate alındığında bu zaten zordu. Sınıf bilincinin, işçilik bilincinin oluşmasına özellikle engel olundu. Bugün ise bunun değişmesi için uğraşıyoruz, bunun için sürekli arkadaşlarımızla toplantı yapıyoruz, tartışıyoruz.

 

ÇAYKUR İŞÇİSİ DESTEK BEKLİYOR

– Tekel Türkiye çapında bir mücadele odağı olmuştu. Çaykur, Doğu Karadeniz’e mi sıkışacak yoksa Tekel gibi bir mücadele odağı olabilecek mi? Sendika süreci Türkiye geneline yaymak için nasıl bir politika izleyecek?

Biz özellikle grevi kampanya döneminin 15-20 gün öncesinde başlatıyoruz. Bu sendikamızın ve çay işçisinin iyi niyetidir. Çay üreticisi Çaykur’a baskı yapacak, çünkü sendika 15 gün zaman tanıyor, onlar da bunu görüyor. Grevin Karadeniz’e sıkışmaması için biz elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Ancak bundan sonrası emek örgütlerinin, siyasal yapıların, halkın, kamuoyunun, medyanın sorumluluğunda. Biz mücadelemizi vereceğiz, onun dışında verilecek destek ise sizlere kalıyor…

 

‘SGBP destek oluyor, Türk-İş engel çıkarıyor’

– Sendikal Güç Birliği Platformu’nun (SGBP) bu süreçteki desteğine ilişkin ne söyleyebilirsiniz?

SGBP tüm gücüyle destek veriyor. Pazartesi günü tüm genel başkanlarla birlikte grev pankartını asacağız. 2008 yılında ben burada bir demokrasi eylemi gerçekleştirmiş ve dokuz gün çadır nöbeti tutmuştum. O gün buraya desteğe gelenler yine aynı sendikaların genel başkanlarıydı. Bu bir tesadüf değil. Sınıf bilincini, emek mücadelesini ortaklaştırmış sendikalar bunlar.

 

– Peki Türk-İş destek oluyor mu?
Gölge etmesin başka ihsan istemeyiz. Bırakın destek olmayı, karşımıza engeller çıkarıyorlar. Hak-iş’in buralarda at oynatabilmesi de Türkİş’in mevcut yönetimi yüzünden oldu. ikiyüzlü, sınıftan uzak davranışları nedeniyle yaşanıyor bu süreçler. Sendika yönetiminin AKP, CHP, MHP farketmez, hiçbir siyasetin güdümünde olmaması gerekiyor.

 

– Çay işçisinin ve dolayısıyla çay üreticisinin davranışlarını geçmişle kıyasladığımızda, bugün yaşadıkları dönüşümün kaynağı nedir?

Çay toplama işçilerinin bildiğimiz, basına yansımış olan tek eylemliliği 1976 yılında iki temsilcinin işten atılması sonucunda 150 işçinin çalıştığı paketleme fabrikasında yaşanan yemek boykotu.

Evet çay işçisinin özel bir eylemlilik süreci olmadı. Sendikal mücadeleyi öğrenmelerinde, Öz Gıda-iş’in saldırıları da örneğin etkili oldu. 2008 yılında bizler, yaşananın sendikalar arası mücadele olmadığını vurguladık ve "bu iş özelleştirme için bir adımdır" dedik.

Sandık koyalım dedik, ama diğer sendika kabul etmedi. Bu süreçte Çaykur işçisiyle birçok sorunumuzu tartıştık. Üyelerimize sendikal bilinç kazandırmada bu süreç etkili oldu. Yaptığımız tartışmalarda sendikamızın hatalarını gördük, bunları düzeltmeye çalıştık.

Aylardır bölgede hazırlık yapıyoruz, işçi arkadaşlarımızla toplantılar yapıyoruz. Onlara "biz Tekgıda-İş olarak hatalarımızı gördük. Daha iyi bir sendika olarak, daha iyi bir mücadeleyi hep birlikte yürütmek istiyoruz. Var mısınız" diye sorduğumuzda, üyelerimiz destek oldu, üyelerimiz ayağa kalktı. Bu Tekgıda-İş Sendikası’nın gücüdür. Aylardır iktidara karşı mücadele veriyoruz. Bu dönüşüm, işçinin sendikasıyla bütünleşmesiyle, sendikanın gücüyle yaşandı. Hak-İş saldırısına, mevcut Türk-İş yönetimine ve hükümete rağmen bizi geçemediler.

 

 

Grev için hazırlıkları sürdüren Tekgıda-İş Sendikası Trabzon Şube Başkanı Behzat Nuhoğlu, Çaykur yönetiminin Öz Gıda-İş’in saldırıları sırasında sessiz kaldığını ve fabrikada sıkıntılı bir süreç yaşanmakta olduğunu vurguladı. Sendikanın yıllarca süren yetki mücadelesine değinen Nuhoğlu, "Tekgıda-İş ile Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş arasında uzun bir süredir devam eden bir dava süreci yaşandı. 2007 Eylül ayında yapılan kongre sonrasında bir yıl içerisinde Öz Gıda-İş’in 4 bin 200’e yakın işçiyi kendi sendikasına üye kaydetmesi sonucu, Tek Gıda-İş’te 9 bin 500 üye kaldı. 2008 yılı Eylül ayında ise Öz Gıda-İş yetki başvurusunda bulundu. Yetki haksız yere Öz Gıda-İş’e verildi. Sonrasında 500’e yakın işçinin işyerlerinde üye olarak gözükmediği ortaya çıktı ve 3 bin 500 kişi de sahte üye yapıldı" dedi.

 

Sürecin haksızlıklarla dolu olduğunu vurgulayan Nuhoğlu, Çaykur yönetiminin de bu sürece sessiz kaldığına işaret etti. Mahkeme sürecini de anlatan Nuhoğlu, 2012 yılı Eylül ayında yetkiyi Tekgıda-İş’in aldığını ve Öz Gıda-İş’in yaklaşık bin 500 üyesi kaldığını söyledi. Nuhoğlu, Çaykur’un belirli dönemlerde açıkladığı zararların işçilere yüklenmesi konusuna da değinerek, şunları söyledi:

 

"Paketleme çalışmıyor. Şu anda sadece üçte birlik kısmı çalışıyor. Bunun nedeni ise aslında pazarlamada yaşanan sıkıntılar. Üç vardiya olarak çalışılan fabrikada şu anda iki vardiya olarak çalışılıyor. İşçilere bağlı olarak fabrikanın zarar etmesi mümkün değil. Kurum idare edilemediği için şu an sıkıntılı bir süreç geçiriyoruz. Üye sayımız da 14 binden, 9 binlere düştü."

 

Tekgıda-İş’in özel çay işletmelerinde önümüzdeki dönemde örgütlenmeyi planladığını söyleyen Nuhoğlu, sendikaların bu süreçte kendilerini yenilemeleri gerektiğini vurgulayarak, "Sendikalar kendilerini eğitmeli ve yenilemeli. Çay fabrikalarında örgütlenen Tekgıda-İş dışındaki sendikalar, genelde birbirinin aynı, hepsi iktidar yanlısı. Bu süreçte diğer direnişlerin de sahiplenilmesi gerekiyor. Örneğin Trabzon KTÜ Farabi Hastanesi işçilerinin direnişine destek veriyoruz" dedi.

 

Nuhoğlu, yarın başlayacak olan grevde Tekgıda-İş Sendikası’nın kendine yakışır bir direniş göstereceğine işaret ettiği konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Çaykur sürecinde en sert tepkimizi koyacak ve domino taşlarını yıkacağız. İşçiye ve üreticiye önderlik edip, bu işi en sert şekilde karşılayacağız."

 

 

Çaykur işçisinin çok büyük çoğunluğu aynı zamanda çay üreticisi. Çay işçilerinin işçi sınıfı içindeki bu ayrıksı durumu, grevin başarısı konusunda pek çok kişinin kaygı duymasına yol açıyor. Buna rağmen, soL gazetesinin bölgede görüştüğü çay üreticileri, AKP politikaları sonucunda çay üreticilerinin de önemli ölçüde zarar gördüğünü hatırlatarak, greve sonuna kadar destek vereceklerini ve halkı bu konuda bilgilendireceklerini söylüyor.

 

"Çaykur’u kimseye peşkeş çektirmeyiz" diyen işçiler ise, bölgedeki mücadelenin yalnızca Çaykur’un özelleştirilmesine ve toplu sözleşme sürecine dair olmadığını, aynı zamanda diğer sendikaya bağlı olan üyelerle ve bu sendikanın saldırılarıyla da uğraşmak zorunda kaldıklarını vurguladı.

 

TABAN FİYATLARI SÜREKLİ DÜŞMESİ ÖNEMLİ BİR SIKINTI

Çay üreticileri de büyük sorunlarla karşı karşıya. Çaykur’un ellerindeki çay stoklarının tümünü alamamasından dolayı her yıl özel işletmelerle karşı karşıya kalan çay üreticileri, çaylarını daha düşük bir taban fiyatından satmak zorunda kalıyor. soL’a konuşan çay üreticisi ve emekli Çaykur işçisi Muzaffer Bektaş, greve destek verdiğini, fakat uzun sürmesi durumunda desteğin sınırlı kalacağından endişe ettiğini belirterek, "AKP döneminde üreticiler özel işletmelere terk edildi. Çay taban fiyatları hiçbir zaman bizi mutlu etmedi ve üretici gün geçtikçe daha fazla mağdur oluyor. Greve destek veriyorum. Ancak grevin kampanya dönemine dek sürmesi halinde, çay dalında kalırsa sıkıntı yaşayabiliriz" dedi.

 

Çay üreticisi ve Çaykur işçisi Abdullah Büyükalbayrak ise, tam aksine, grevin kampanya döneminin öncesinde başlamasının sıkıntı yarattığını vurgulayarak, "Grev aslında yanlış bir zamanda yapılıyor, işçilerin fabrikalarda olmadığı bir dönem ve kampanya henüz başlamadı. Fabrikaların dolu olduğu dönemlere denk gelseydi eğer daha çok ses getirebilirdi. Grevi destekliyorum, fakat halkın desteğinin ne boyutta olacağından emin değilim" dedi. ‘

 

MEVSİMLİK İŞÇİLERE YÖNELİK ADIM ATILMASI GEREKİYOR’

Tekgıda-İş Sendikası’nın da bazı eksiklikleri olduğunu belirten Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Çay Üreticileri Sendikası Genel SEKRETERİ Halim Tellioğlu ise sendikanın bölgedeki yaşama müdahalesinin yetersizliğine işaret etti. Trabzon’un Of ilçesinde görüştüğümüz Tellioğlu, "Şu anda grev yapmak önemli elbette. Ama örneğin daha önceki tarihlerde yaşanan çay taban fiyatlarındaki değişikliklere karşı da bir söz söylemeleri gerekiyor" dedi.

 

Bölgede 160 kadar özel çay işletmesi bulunduğuna değinen Tellioğlu, sendikanın buralarda da örgütlenmeyi önüne koyması ve ayrıca sigortasız ve asgari ücret bile ödenmeden çalıştırılan mevsimlik işçilere yönelik adım atması gerektiğini vurguladı.

 

Gazetemize konuşan bir başka çay üreticisi Mustafa İhtiyar da, AKP’nin tarımda uyguladığı politikaların çay üreticilerine de büyük zarar verdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Üretici olarak da grevin arkasında olurum. AKP döneminde çay üreticisi perişan oldu. Önceki hükümetlerde çayın taban fiyatları biraz daha yüksekti. Fakat grev kampanya dönemine kadar uzarsa halk destek vermez gibi görünüyor."

DİĞER HABERLER
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ

Sendikamızın kısa bir süre önce toplu iş sözleşmesi görüşmelerini anlaşma ile tamamladığı Cargill’de işveren heyetinin ve yönetim kurulumuzun katılımı ile imza töreni düzenlendi.

İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR
İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR

Koşulların ağır olması ve kaynakların amacı dışında kullanılması nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısı azılıyor.

EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ
EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ

AYM, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını engelleyen düzenlemeyi iptal etti.

YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME
YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı menkul kıymet istatistikleri seçimden sonraki haftada yabancıların hem hisse senedi, hem devlet iç borçlanma senedi alarak döviz getirdiklerini gösteriyor.