Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
24 Şubat 2014
KAPİTALİZMİN ÇÖZÜMLERİ

Geçen haftaki yazımın devamında belirtilmesi gereken bir gerçek de, bilindiği üzere, kapitalizmin ötenazi sürecinde finans kesiminin reel kesimden kopmasıdır. Bu süreç, borsalar üzerinden giderek yaygınlaşan etkisiyle, ileride günümüz krizinden çok daha güçlü bir krize neden olabilecektir.

KAPİTALİZMİN ÇÖZÜMLERİ

Geçen haftaki yazımın devamında belirtilmesi gereken bir gerçek de, bilindiği üzere, kapitalizmin ötenazi sürecinde finans kesiminin reel kesimden kopmasıdır. Bu süreç, borsalar üzerinden giderek yaygınlaşan etkisiyle, ileride günümüz krizinden çok daha güçlü bir krize neden olabilecektir. Finans borsalarında serbestçe gezinen mali gücün her an farklı alan araçlarına yönelmesi, mali kesimin reel kesim üzerindeki hakimiyetinin boyut değiştirerek genişlemesine yol açacaktır. Şimdiye dek maddi sermaye sahiplerinin emek üzerindeki hakimiyetine analojik olarak, yeni süreçte de finans kesiminin maddi sermaye üzerinde başatlığı yaşanacaktır. Yalpalı yürüyüşlerle görüntüyü muğlaklaştıran süreçte, bir yanda mali servet birikimi yaşanırken, diğer yanda da maddi sermaye ve ürün stokunu kucaklayamayan piyasalar oluşacaktır. Açıktır ki, bu sürecin sonunda gelir dağılımı şiddetli şekilde bozulacak, kâr oranları daha da gerileme eğilimine girecek ve kapitalizmin bu aşamadaki sorunu güçlü bir kriz ya da savaşla hafifletilmeye çalışılacaktır.

Böylesi sıkışmalarda kapitalizmin idamesi küresel çapta politikaların daha da yaygınlaştırılarak geliştirilmesini zaruri kılmaktadır. Politika belirleme süreci küresel çapta olunca baş aktörler de netleşmektedir; artık ulusal hedef ve politikalar değil, uluslararası görüntüde emperyalizm daha güçlü olarak devrededir. Özellikle reel sosyalizmin yıkılmış olmasının da etkisi altında, küresel politikalar merkez emperyalizmin çıkarı doğrultusunda geliştirilecektir. Geçmişte de aynı amacın güdülmüş olması doğru olmakla beraber, günümüz politikalarında salt merkez sermaye çıkarı başat olacak şekilde, emperyalizmin çevre ekonomilere yönelişi şiddetlenecektir. Günümüzde FED’in para sıkıştırma politikasında salt ABD ekonomisini düşündüğü yolundaki şikayetler bu gerçeğin bariz ifadesidir.
 
Ancak, iş bu kadar basit değildir; merkez güçlerin çözüm politikalarını karmaşık bir patikada yürütmeleri kaçınılmaz gibi gözükmektedir. Bunlardan biri, geçmişte Clinton’un bazı geri ülkelerin bütçe tahdidi altında sosyal harcamalara yönelemediği gerekçesiyle önerdiği, bu gibi ülkelerin borçlarının ya da faizlerinin silinmesi şeklinde oluşturulabilir. Geri ülkelere geçici nefes aldırabilecek bu politikanın da söz konusu ülkelerin hayrına olmayıp, gelişmiş sermayenin piyasa alanını genişletme dürtüsünden kaynaklandığı açıktır. Kimi Batılı yazarlar küreselleşme sonucunda Afrika’da bebek ölümlerinin gerilemiş olmasını küreselleşmenin nimeti ve başarısı olarak ileri sürdü. Öyle anlaşılıyor ki, bebek ölüm oranında azalmanın olumlu görülmesi yanında, kapitalizmin işleyişi açısından, aşı ve sağlık malzemeleri üreticilerinin bu politikalardan sağladığı yararları da görmek, liberalizmin görüş alanı dışında kalmaktadır.
 
Küreselleşmenin, merkez sermayenin lehine olarak faktör ve ürün piyasalarını genişletmesi kamu bütçelerinin aleyhine sonuç doğurmaktadır. Bu çelişki, ABD’nin bütçe borç tavanının yükseltilmesi tartışmalarında görüldüğü üzere, çevreye yayılan merkez sermayenin kârını ülkeye transferi yerine, vergi avantajı sağlamak amacıyla vergi cenneti ülkelere yönlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Küreselleşen sermayeyi geri çağırmak olanaklı olmadığına göre, kamu bütçeleri açık verme eğilimine girecek ve yeni bir krizin diğer bir tetikleyicisi işlevini görecektir. Açık veren bütçeler nedeniyle, sosyal demokrasi politikalarının da -arzulansa dahi- devreye sokulması güç olacaktır. Yine de güçlüler, ince hesap neticesinde, böylesi gözlerimizi yaşartıcı fedakarlığı(!) devreye sokuyor olabilir.
 
Günümüz krizinin kredi genişlemesi, özel kesim borçluluğu ve balon oluşumuna bağlanması, finans ve reel kesimlerin giderek ayrışmasının gelecekteki olası görüntüsü hakkında çok ciddi fikir verdiğinden, sürece anlık değil, kalıcı çözüm sağlayıcı operasyonla müdahale zaruridir. Geçen hafta da belirttiğim gibi, bu süreçte, bir de üretimin teknoloji boyutunun yükselmesi neticesinde emek istihdamının gerilemesi, işin tuzu biberi olmaktadır.
 
Bu yazı, uzun dönemli düşünme yönteminin gerekliliğini vurgulamayı hedeflemektedir. Yakın geçmişte ufak bir gezinti, bugünkü karanlığı anlatmaya yetmektedir. Erbakan dönemi zihniyeti ve 28 Şubat’ın çocuğu olan AKP’nin iktidara taşınmış olması, ülkemizden çok emperyalizmin yararına olmuştur. Gerçek aydına yakışmayan bir tavırla, yürüyüşü dikkate almadan, salt anlık politika ve söylemlere kanarak anayasa referandumunda AKP’ye vize verenler, yaşadığımız karanlıktan en az siyasiler kadar sorumludur. Ne yazık ki, kapitalizmin liberal aydınının ufku bu kadardır! Bu acılar, sistem dışı düşünme ve strateji oluşturmanın sistem içi çözümlemeye ikame edilmesi gereğini göstermektedir. Bu açıdan sol çözümleme kaçınılmazdır. Umalım ki, emperyalizmin ve onun içerideki avenelerinin iktidar eliyle gerçekleştirdiği tüm baskılara rağmen, aynı basiretsizliği yinelemeden, iktidarın günahı kadar korktuğu gerçekleri algılar, siyasi tercihimizi ona göre yaparız
DİĞER HABERLER
140 LİRAYA FABRİKADAN ÇIKAN TAVUK KANADI, MARKETTE 286 LİRA OLUYOR, BİZİM SUÇUMUZ NE?
140 LİRAYA FABRİKADAN ÇIKAN TAVUK KANADI, MARKETTE 286 LİRA OLUYOR, BİZİM SUÇUMUZ NE?

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ticaret Bakanlığı’nın 1 Mayıs-31 Aralık 2024 döneminde bütün ve parça dahil tavuk dış satımını “ihracatı kayda bağlı mallar” listesine alması üzerine sektör temsilcileriyle bir fiyat takibi deneyi yaptı.

SİVİL İNİSİYATİF BEŞLİ GİRİŞİMDEN YEDİLİ GİRİŞİME
SİVİL İNİSİYATİF BEŞLİ GİRİŞİMDEN YEDİLİ GİRİŞİME

Türkiye toplumsal tarihinde farklı toplumsal sınıfları temsil eden örgütlerin ilk önemli ve sürekli işbirliği, Beşli Girişim veya Sivil İnisiyatif olarak bilinen ve Türk-İş, DİSK, TESK, TİSK ve TOBB’un oluşturduğu yapıydı.

ENFLASYONDA DÜŞÜŞ DÖVİZE BAĞLI
ENFLASYONDA DÜŞÜŞ DÖVİZE BAĞLI

Tüketiciler mutfak ihtiyacına döndü, basta elektronik ve ev ürünleri olmak üzere gıda dışı alışverişler daraldı.

SON 11 YILDA EN AZ 2500 GENÇ İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ!
SON 11 YILDA EN AZ 2500 GENÇ İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre 2013-2024 yılları döneminde “en az” 2500 genç işçi hayatını kaybetti.