KAPITALİZM VE AKP REFAH SAĞLAYABİLİR Mİ?
AKP de Türkiye´de insanlann yaşam standartlarını yükseltti. Gerçekleri görmek gerek. İnsanlar, gerçek gelirlerindeki artış sayesinde değil, borçlanarak ev ve araba sahibi oldu; evindeki mobilyayı, cebindeki telefonu değiştirdi. Türkiye tarihinde geçmişte yaşamadığımız bir olgu, borçlanmaya dayalı sahte cennet yaşandı.

İnsanların büyük bölümünün öncelikli sorunu, "geçim"dir. "Geçimini doğrultmak", geçinmek için yeterli parayı kazanabilmektir. "Geçim derdi", "geçim dünyası", "geçim kapısı", "geçim sıkıntısı", "geçimyolu", "geçim zorluğu" her gün kullanılan sözcüklerdir.
Eskiden "geçim" için "maişet" denirdi. "Maişet derdi" çok sık kullanılırdı. "Medarı maişet", geçim sağlayan iş anlamına gelirdi. "Medarı maişet motoru" ise günlük geçim için kazanılan paraydı.
Bizde "ekmek" sözcüğünün de "geçim" anlamı vardır. Ekmeğini kazanmak, ekmek aslanın ağzında, ekmeğinden etmek, ekmeğinden olmak, ekmeğine göz koymak, ekmeğini taştan çıkarmak, ekmeğini eline almak, ekmeğini yemek, birinin ekmeğiyle oynamak, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek parası sözcükleri hayatımızın aynlmaz parçalarıdır; çünkü zenginler dışında geniş emekçi sınıf ve tabakaların hayatının en önemli sorunu, geçim sağlamaktır, geçinebilmektir.
Sendikacılık geçim kaygısından doğar. Peki, kapitalizm, işçi sınıfı için uygun bir geçim sağlayabilir mi? Peki, AKP, işçimize, memurumuza, esnaf sanatkanmıza, kendi arazisinde üretim yapan köylümüze uygun bir geçim sağlayabilir mi?
Son aylarda çeşitli yörelerde katıldığım toplantılarda hep bir yanılsama görüyorum. İnsanlar, genel olarak kapitalizmin ve özel olarak da AKP’nin insanlann yaşam düzeylerinde bir gelişme sağlayabileceğini; insanlann da bu nedenle kapitalizmi ve AKP’yi benimseyebileceğim düşünmüyor.
Kapitalizm sömürüye, baskıya ve eşitsizliğe dayalı acımasız bir iktisadi/toplumsal/siyasal sistemdir. Ancak insanlann yaşam düzeylerinde bir gelişme de sağladı. Kapitalizm üretici güçleri geliştirdi; insanların yaşam düzeyini yükseltti.
Ancak kapitalizm doğası gereği ekonomik krizlerle ve savaşlarla birlikte ilerler. Her ekonomik kriz ve her savaş, kapitalizmin sağladığı olanaklann daralmasına, insanlann yaşam standartlarında önemli gerilemelere yol açar.
Kapitalizmin insanlara sürekli refah sağlayacağı iddiası da, kapitalizmin sürekli yoksulluk ürettiği iddiası da geçerli değildir. Gerek ekonominin devresel hareketinin krizleri, gerek küresel krizler ve gerek de başka ülkelerinin sömürüsünün yarattığı krizler, yaşam düzeylerini geriletir ve (başka bazı koşulların da yerine gelmesiyle) toplumsal tepkileri kitleselleştirir.
AKP de Türkiye’de insanlann yaşam standartlarını yükseltti. Gerçekleri görmek gerek. İnsanlar, gerçek gelirlerindeki artış sayesinde değil, borçlanarak ev ve araba sahibi oldu; evindeki mobilyayı, cebindeki telefonu değiştirdi. Türkiye tarihinde geçmişte yaşamadığımız bir olgu, "borçlanmaya dayalı sahte cennet" yaşandı.
AKP’nin insanların yaşam standardını yükseltmediği iddiası da yanlıştır; AKP’nin insanlann yaşam standardını sürekli yükseltebileceği iddiası da. İnsanların derdi "geçim"dir; "maişet’tir, "ekmek"tir.
Geçmişte insanlar parasız kaldıklannda veya kazandıktan para bazı malları almaya yetmediğinde, yakın akrabalarından ve arkadaşlarından borç alırdı. Enflasyonun yükseldiği dönemlerde borç almak da zorlaştı. Hatta insanlar birbirine döviz olarak borç vermeye başladı.
AKP sayesinde birisinden utana sıkıla borç isteme dönemi sona erdi. Artık borç veren bankalar güler yüzlü; güvercin gibi. Ancak borcun geri ödenmesi zamanı geldiğinde de atmaca veya şahin kesiliyorlar. Sahte cennet çöktü.
Simdi şahinlerin zamanı. Ekmek arslanın midesine doğru ilerliyor. Ekmek, geçim ve maişet konusunda bu kadar çok sözcük ve deyim üretenler, ekmeklerine sahip çıkacaklardır.