KANATLARI VAR UÇAMIYOR!
Tam turizm sezonuna girerken bir çuval inciri yine berbat ettik! 12 ay gecikmeyle başlayan üç aylık görüşme maratonu, hem THY yönetiminin hem de Hava-İş Sendikası ´nm sinirlerini iyice gerdi.

Tam turizm sezonuna girerken bir çuval inciri yine berbat ettik! 12 ay gecikmeyle başlayan üç aylık görüşme maratonu, hem THY yönetiminin hem de Hava-İş Sendikası ‘nm sinirlerini iyice gerdi.
Atalarımız, "öfkeyle kalkan zararla oturur!" der.
Görünen o ki, THY’de hem işveren hem de işçi sendikası öfkenin faturasını ağır ödeyecek. Bir kere THY yönetimi, küresel işçi sendikacılığı hareketinin nasıl bir sonuç vereceğini hesaplamamış görünüyor. THY 1997’de ilk global havayolu ittifakı olarak kurulan Star Alliance üyesi olarak aynı platformda yer aldığı diğer havayolu şirketlerinin işçi sendikalarının protestosu ile karşılaşabilir.
Olayın öngörülemeyen küresel boyutu farklı sıkıntılara yol açabilir. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ve ekibi acaba bu riski iyi hesapladı mı?
Hava-Iş Sendikası da fevri davrandı. Bundan sonraki aşamada THY çalışanlarının kendilerini rahat ifade etmesini daha yolun başında engellemiş oldu. Hava-Iş, havacılıkta uluslararası standartların uygulanması konusunda bir baskı unsuru. O yüzden varolma mücadelesi veriyor.
THY yönetimi ise kararlı, sendikal denetimin ortadan kalkacağı bir yapı kurmak istiyor.
Bu yüzden gerilim tırmanıyor.
Hava-Iş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin ise durumu," Eğer grev yasağı getirilirse biz, THY sevenler derneği oluruz’ ama THY de ‘kanarya sevenler derneği’ olur" diye özetliyor.
Galiba Ankara’nın ustalık dönemi THY’ye sıçramış.
THY, özel bir şirket. Yüzde 51’i halka açık. iMKB’de işlem görüyor. Binlerce yatırımcısı var. Şirketin yüzde 49’u ölB’ye ait ve kamu, "altın hisseyi" kontrol ettiği için yönetimi elinde tutuyor. Sizce, dünyada özelleşen bir şirketin altın hisse yüzünden kamu kontrolünde olduğu bir başka şirket örneği var mı?
THY, dünya starlarının yer aldığı futbol kulüplerinin sponsoru. Dünyanın çok farklı noktalarına uçmasıyla övünüyor, sürekli hat açıyor. Bu durumda tirmanan gerilim acaba neye yol açar? Kestirmek güç.
Hava-lş’in toplu sözleşme pazarlığı elinden alındı. Grev erteleme yetkisi olan Bakanlar Kurulu, grev yasağı konusunda Meclis Genel Kurulu’nda yapılacak karar değişikliği için düğmeye bastı. THY’ye grev yasağı gelecek. Ayrıca 15 bin çalışan birdenbire son teşvik yasasının ürünü olan "torbanın" içine giriverdi. 180 uçaktan oluşan filosuyla Türkiye’nin ve Avrupa’nın yıldızı THY’de kriz büyüyor. THY’nin kanatları var ama nasıl uçacağını kimse kestiremiyor!
Olan, iki yıldır zam almadan gece gündüz çalışan kesime oluyor. Bu yaklaşım Türkiye’ye yakışmıyor.
Torba değil çorba
Kanunun adı, 6183 sayılı, "Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun." Daha doğrusu torba, içinden çıkıyor çorba.
İlk şekli 39 maddeden ibaretti. Sadece iki maddesi 6183 ile ilgili. Dokuz maddesi gelir, yedi maddesi kurumlar vergisi, sosyal güvenlik yasası, elektrik piyasası, özel tüketim vergisi bu torbada.
İçinde yok yok.
Bu dönemin bir özelliği var. Meclis’te iktidar çoğunluğu olmasına rağmen yeni kanun hazırlanmıyor. Bunun yerine ekonomiye, hukuka ve siyasete hiçbir faydası olmayan torba kanun ve torba paketle yola devam ediyoruz. Torbalara teslim olduk. Son torbaya da son dakikada THY çalışanları girdi işte. Torbada cami yapımından, otopark mafyasına, korsan taksiden, büyükşehir belediyesine alınacak itfaiyecilere kadar her şey var. TBMM Başkanı Cemil Çiçek deneyimli bir politikacı.
Eğer bu işe el atarsa çorba yasalara ihtiyaç kalmayacak.