YATAĞAN Termik Santralı satışının onaylanmasının ardından bir araya gelen sendika başkanları işçilerle yol haritasını belirledi: Fabrikalarda geceli gündüzlü nöbetler başlayacak. Firmalar işyerine sokulmayacak. Kararı hemen uygulayan işçiler, işletme müdürlüğünün kapısını Türk bayrağı asılı iş makineleriyle kapattı. Santralların devletin zimmetinde olduğunu belirten işçiler Son ferdimize kadar müdafa andını içtiler.

MUĞLA’DA Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları ile kömür ocaklarının özelleştirilmek istenmesine karşı aylardır mücadele eden işçiler, Yatağan Termik Santralı satışının onaylanmasından sonra alıcıları işyerlerine sokmama kararı aldı.
Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) Yatağan Termik Santralı satışını onaylamasının ardından bir araya gelen Maden-İş ve TES-İş Yatağan Şube Başkanları, tüm işyeri komiteleriyle ardı ardına toplantılar yaparak özelleştirmeye karşı mücadelede yeni yol haritasını belirledi.
İki gün boyunca santrallar ile kömür ocaklarında işçilerle yapılan toplantılar sonucunda özelleştirmeye karşı savaşmaya devam kararı alındı ve bu doğrultuda ilk eyleme dün Yatağan’daki kömür işletmeleri girişme iş makineleriyle barikat kurularak başlandı. Ayrıca santral ve kömür ocakları önündeki gözcü sayılarının da arttırılacağı öğrenildi.

‘SON SÖZÜ SÖYLEMEDİK’
Dün YEAŞ’a bağlı Güney Ege Linyitleri İşletmesi (GELİ) Müdürlüğü önünde bir araya gelen maden ve enerji işçileri, müdürlük girişini dört iş makinesi ve büyük araç tekerlekleriyle kapadı. Yaptıkları bu eylemle irade beyanını ortaya koyduklarını ifade eden işçiler, giriş ve çıkışı kontrol altına aldıklarını belirtti.
Eylemde dört iş makinesine, üzerinde Atatürk resmi olan Türk bayrağı ile "Özelleştirmeye hayır" pankartı asıldı. Maden-İş ve TES-İş Yatağan Şubeleri adına yapılan basın açıklamasını Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin okudu. Hak, hukuk ve demokrasi kavgası verdiklerini belirterek söze başlayan Girgin, "Kimi çevrelere göre her şey bitmiş sayılabilir.
Ancak; enerji ve maden işçileri olarak son sözümüzü henüz söylemedik. Bir siyasi iktidar, ‘Meclisin çoğunluğu bende, ben iktidarım, istediğimi y apanm, istediğimi satarım’ diyemez. Siyasi iktidarı destekleyenlerin de, desteklemeyenlerin de hakkı vardır bu işletmelerde, doğmamış çocukların da hakkı vardır. Santrallar ve kömür ocaklarımız devletin değil, devlete zimmetlenmiş milletin malıdır" dedi.

DİRENİŞ YEMİNİ
Girgin, özelleştirmeye karşı mücadelede en zorlu etabın şimdi başladığına dikkat çekerek, "Bundan böyle gece gündüz nöbetteyiz, buradan, habersiz kuş dahi uçurtmayacağız. Yürüttüğümüz haklı ve meşru mücadelenin ruhuna yakışır bir şekilde alıcı firmaları karşılamak için bekliyor olacağız. Bubariyerleri aşabileceklerse gelsinler aşsınlar. Son ferdimiz düşene kadar işyerlerimizi müdafaa edeceğiz ve firmaları işyerlerimize sokmayacağız" ifadelerini kullandı.

‘BİZE GÜÇ VERİN’
Konuşmasında, kamuoyuna ve Muğla halkına seslenen Girgin şunları söyledi: "Özelleştirme emperyalist bir dayatmadır, emperyalizme karşı olan herkesi bize güç vermeye çağırıyoruz. Özelleştirme Cumhuriyet ekonomisinin çökertilmesidir, Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmak isteyen herkesi bize güç vermeye çağırıyoruz. Özelleştirme, köleliktir, güvencesiz çalışmadır, sendikasızlıktır, herkesi kölelik düzenine karşı bize güç vermeye çağırıyoruz. İşyerlerimizi teslim etmeyeceğiz. Çok az olmamız felaket değil, milyonlar ve işçi sınıfı bizimle olacak."