KAMU AÇIĞININ FİNANSMANI
Vergi reformunu yapmadan kamu finansmanında düzelmeyi sürdürmek kolay değil.

Kamu kesiminin harcamaları, ağırlıklı bölümü vergiler olan kamu gelirleriyle finanse edilir. Eğer bu finansman biçimi gelir ve gider arasındaki denkliği sağlayamaz ve kamu kesimi finansman açığı oluşursa bu açığın finansmanı için de iki yol karşımıza çıkar: (1) Borçlanarak finansman (2) Para basarak finansman. Günümüzde para otoritesi konumundaki merkez bankalarının bağımsız kurumlar haline gelmesiyle para basarak finansman bir seçenek olmaktan çıkmış görünüyor.
Türkiye, geçmişte her iki yolu da yoğun biçimde denemiş ekonomilerden biridir. Ve bu nedenle de kamu finansmanı açısından sıkıntılı sonuçlarla karşılaşmıştır. 2001 krizinden sonra para basarak finansmanı tamamen terk eden Türkiye yavaş yavaş borçlanarak finansmandan da uzaklaşmaktadır. Buna karşılık yaşanan küresel krizin etkisiyle 2009 yılında bütçe açığı büyümüş ve borç yükü de hafif bir artış sergilemiştir.
Aşağıda Avrupa’nın Türkiye ile karşılaştırmalarda esas alınan ekonomilerini ve Türkiye’yi gösteren iki bölümlü bir tablo sunuyorum. Tablonun ilk bölümünde kamu borç stokunun GSYH’ye oranı yani borç yükü, ikincisinde ise vergi gelirlerinin GSYH’ye oranı yani vergi yükü oranları yer alıyor (Kaynak: OECD).
Tablonun kamu borcu/GSYH bölümü bize Türkiye’nin bu açıdan Avrupa’daki rahat ekonomilerden biri olduğunu gösteriyor. 2009 yılındaki bozulma diğerlerinde olduğu gibi küresel krizden kaynaklanan bir bozulmayı işaret ediyor. Buna karşılık bozulma, örneğin Macaristan, İrlanda ya da Portekiz’de olduğu gibi büyük bir bozulma değil.
Tablonun vergiler/GSYH bölümü ise bu ekonomiler içinde en düşük vergi yükünün Türkiye’de olduğunu ortaya koyuyor. Borç yükümüzün düşüklüğüne karşın vergi yükümüzün de düşüklüğü bizi gelecek yıllarda kamu finansmanı açısından en fazla zorlayacak konuların başında geliyor. Sorunun çözümü vergi oranlarını arttırmak değil vergi tabanını yaygınlaştırmaktan yani kayıtdışındaki faaliyetleri kayıt altına almaktan geçiyor.
Kamu borç yükündeki düzelme, kamu finansmanı sorununa ancak geçici bir rahatlama sağlayabilir. Türkiye ekonomisinin en önemli yapısal sorunlarının başında yer alan vergi reformunu gerçekleştirmeden bu düzelmeyi sürdürmek kolay değildir
Kaynak: Radikal Gazetesi