KADINLARI EVE KAPATAMAZSINIZ
TÜİK’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde açıkladığı verilere göre, kadınların istihdam oranı erkeklerin yarısına bile ulaşmıyor. Kadın örgütleri, “Bu, AKP’nin bizi eve kapatmak isteyen politikasının sonucu” dedi.
8 Mart yaklaşırken kadınlara yönelik eşitsizlikler verilerle ortaya çıktı. TÜİK verilerine göre, toplam nüfusun yüzde 49,9’unu kadınlar, yüzde 50,1’ini ise erkekler oluşturuyor. Veriler, kadın istihdam oranının erkeklerin yarısından az olduğu acı gerçeğini gözler önüne serdi. Aynı verilere göre kadınlar erkeklere oranla gece sokağa çıkmaya korkuyor. Kadın örgütleri verilerin ortaya koyduğu kadınlar üzerindeki baskıcı tutumun AKP iktidarının politikalarından kaynaklı olduğunu dile getirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı “İstatistiklerle Kadın” verisini dün açıkladı. Buna göre, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarında 2022 yılında, kadın nüfus 42 milyon 575 bin 441 kişi, erkek nüfus 42 milyon 704 bin 112 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle, toplam nüfusun yüzde 49,9’unu kadınlar, yüzde 50,1’ini ise erkekler oluşturdu. Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52,2 iken 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 72,4 oldu.
ARADAKİ FARK ÇOK BÜYÜK
Verilere göre, 2021 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranının yüzde 45,2 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 28,0, erkeklerde ise yüzde 62,8 oldu.
-En yüksek istihdam oranı yüzde 52,0 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgesinde,
-En düşük istihdam oranı yüzde 29,9 ile Mardin, Batman bölgesi
-En yüksek kadın istihdam oranı yüzde 36,8 ile Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Gümüşhane bölgesi
-En düşük kadın istihdam oranı yüzde 14,5 ile Mardin, Batman bölgesi
-En yüksek erkek istihdam oranı yüzde 70,0 ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgesi
-En düşük erkek istihdam oranı yüzde 46,7 ile Mardin, Batman bölgesi.
Öte yandan verilere göre kadın büyükelçi oranı 2011 yılında yüzde 11,9 iken 2022 yılında yüzde 27,2 oldu. TBMM verilerine göre ise 2022 yıl sonu itibarıyla 579 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 100, erkek milletvekili sayısı ise 479. Meclis’e giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında yüzde 9,1 iken 2022 yılında yüzde 17,3 oldu.
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ
BirGün’e konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim “Tüik verilerinde bile durum kadın istihdamı erkeklerin istihdamının yarısından daha azsa gerçek kadın işsizliğinin çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görüyoruz. Bunun sebeplerinden en önemlisi mevcut siyasi iktidarın politikaları. Ekonomik krizin kadınları daha çok etkilerini de görmek gerekir hatta depremin bile eşitlemediğini gördüğümüz gibi. Bizlerin zaten amacı bir yoksullukta ya da ölümde eşitlenmek değil. Eşit ve özgür olacağımız konulardaki haklarımızda eşitlenmektir. Şimdi dünya kadınlar günü ile ilgili bir haftadayız. TÜİK verileriyle de sabitlenmiş olan kadın işsizliği kader değildir. Bu yüzden ölmediğimiz kentler inşa edebilir, öldürülmediğimiz eşit ve özgür bir yaşamı kurabiliriz. Bunun için de seçim döneminde bunca yıkımın ardından her yerde susturamadıkları o gerçeklik birincil önemdedir: Hükümet istifa etmelidir” dedi.
‘ÖFKEMİZİ DÖKECEĞİZ’
Sol Feminist Hareket üyesi Çiçek Çatalkaya da özetle şu ifadeleri kullandı: “TÜİK verileri her zaman sorgulanmalı ama bir yanıyla kadınlarla ilgili doğruyu da yansıtıyor. Kadınların istihdam alanında düşük olmasının sebebi aslında eğitimle ilgili bir durum değil, AKP iktidarının politikalarıyla ilgili bir durumdur. Kadınların özellikle son 20 yılda kadınları daha çok eve kapatan bir politika izliyor ve doğal olarak kadınları çalışma hayatından uzaklaştırıyor. 8 Mart son yıllarda çok politik bir zemine taşındı. Son yıllarda AKP’nin kadınlar üzerindeki baskılarını gördüğümüz bir tablo var. Kadınların son birkaç yıldır özellikle AKP’ye karşı seslerini yükseltmeye çalıştığı bir zemine dönüştü. Bu yılki 8 Mart’ın da bu anlamda böyle bir anlamı var. Seçimler gelirken kadınların ilk defa içinde bir umut belirdi ve bu iktidardan kurtulabileceklerinin imkânı olduğu bir zemin oluştu. Öfkemizi daha çok dile getireceğimiz bir 8 Mart yaşayacağız.”