Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
02 Ocak 2013
KADINLAR DEVRİMCİLEŞİYOR

Aydınlık Gazetesi yazarı Yıldırım Koç´un bugünkü köşe yazısı..

KADINLAR DEVRİMCİLEŞİYOR

Tüm dünyası kendi köyü, ailesi, aşireti, kabilesi olan eğitimsiz köylü kadın tutucuydu. Hayat bu çarkı kırıyor; kadını işçileştirerek devrimcileştiriyor. 1945 sonrasında kentin çekiciliği nedeniyle iç göç arttı.

Bu süreç, tarımı büyük ölçüde etkileyen özelleştirme uygulamaları nedeniyle son 20 yılda ve özellikle AKP iktidarı döneminde iyice hızlandı. Kırsal bölgelerde yoksullaşma oldu; toprak ve hayvancılık insanların giderek hızla artan gereksinimlerini karşılayamayınca, kırsal nüfus hızla geriledi. Kırsal nüfus günümüzde neredeyse toplam nüfusun dörtte birine düştü.

Bu süreç bir yanıyla kırsal kesim küçük burjuvazisinin tasfiyesidir. Geçmişte tütün ekerek, şeker pancarı üreterek, hayvancılık yaparak geçimini sağlayan insanlar, topraklarını satarak veya satmaya hazırlanarak kentlere göçtü ve bunlann büyük bölümü ücretlileşti, işçi sınıfının saflarına kaüldı. Bu sürecin kadınlar üzerindeki etkisi ikili oldu. Özellikle göçün ilk yıllarında kadın işgücü piyasasından çekildi.

Geçmişte hayvancılık yapan, şeker pancarı eken, tütüncülük yapan kadının kentte yapabileceği iş yoktu. Bu şekilde üretim sürecinin dışına itilen kadının ailedeki konumu değişti. Evin geçimini erkek sağladıkça ve kadının ailenin geçimine ev dışında çalışarak katkısı ortadan kalkınca, kadının toplumsal yaşamdaki rolü de geriledi; kadının erkekle ilişkisinde bir zayıflama ortaya çıktı. Kadın, evin geçimini sağlayan kocasına bağımlı hale geldi. Diğer taraftan bazı kadınlar işgüçlerini satarak ailenin geçimine katkıda bulunmaya başladı. Küçük burjuvalıktan kurtulan ve işçileşen kadın, tutuculuktan kurtuldu, devrimcileşme sürecine girdi.

Birçok eylemde kadınların en ön safta yer alması, en kararlı bir biçimde direnenlerin kadınlar olması boşuna değildir. Türkiye’nin milli demokratik devrimini gerçekleştiren kadrolar, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kadınların işgücüne katılmalarını teşvik ettiler. Devlet memurluğuna alımda kadınlara karşı pozitif ayrımcılık uygulandı; kadınlann özellikle sağlık ve eğitim alanlannda istihdamına öncelik verildi. İşçi statüsünde çalışan kadınların sayısı da son yıllarda ciddi biçimde arttı.

Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2000 yılında sigortalı kadın işçi sayısı 1,0 milyondu; bu sayı 2012 yılı Ağustos ayında 2,8 milyon oldu. Kadın işçilerin sayısı 12 yıllık dönemde 2,8 katına yükseldi. Zorlaşan hayat koşulları kadınları çalışma yaşamına çekiyor/itiyor. Ev yükünün azalması da kadınların ev dışındaki çalışma yaşamına katılmalannı kolaylaştırıyor. Artan gereksinimler, kentte bir ailenin yalnızca bir ferdinin çalışmasıyla geçimin sağlanabilmesini giderek olanaksızlaştırıyor.

Bu koşullarda kadın yeniden ev dışında çalışarak ailenin geçimine katkıda bulunmaya başlıyor. Bu gelişme, kadının kente göç sonrasında ev dışındaki üretim sürecine (bu kez ücretli olarak) yeniden katılması, onu aile içindeki ilişkilerde daha güçlü kılıyor; kocasına bağımlılık azalıyor; eşler arasındaki ilişki daha eşitleniyor. Diğer taraftan, geçmişte köyünden çıkmayan ve ayrıca küçük burjuva sınıf kimliği nedeniyle tutucu olan kadın, giderek kentin karmaşıklığını/çeşitliliğini yaşıyor, ayrıca işçi sınıfı kimliğiyle üretim sürecine katılıyor.

Yaşanan ve derinleşecek ekonomik kriz, kapitalizmin körüklediği tüketim çılgınlığından da etkilenerek artan gereksinimler ve çeşitli diğer etmenler, köyden kente göçerek dünyası değişen kadını işçileşmeye zorlamakta ve yüzyılların tutucu kadınının devrimcileşme sürecini hızlandırmaktadır. 

DİĞER HABERLER
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?

FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!
FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!

Bizler, yani kamuoyu, enflasyonda buzdağının su üstündeki kısmını görürüz. Merkez Bankası ise suyun altında kalan kısmı da görür, görmelidir, zaten gördüğünü de dile getiriyor.