“Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edildi.
25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele veren ve öldürülen üç kız kardeşi anmak için her yıl çeşitli etkinliklere sahne oluyordu. 1981 yılında, Latin Amerika ve Karayipler’deki “Kadına Karşı Şiddete Son Uluslararası Günü” ilan edilen 25 Kasım Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun bu günü kadına yönelik şiddetle mücadele günü ilan etmesiyle uluslar arası düzeyde önem kazandı.
Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesinde kadınlara yönelik şiddet; "ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma" olarak ifade edilmiştir.
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve AB’nin desteği ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçalrı ilginç:
Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor.
Yüzde 49.9’la en fazla şiddete maruz kalan kadınlar ‘düşük gelir’ grubunda. Orta gelir durumunda bu oran yüzde 41.8, ‘yüksek gelir düzeyin’de de yüzde 28.7.
‘Çalışan’ kadınların yüzde 44.1’i, çalışmayanların yüzde 41.1’i şiddet mağduru.
EĞİTİMsiz kadınların yüzde 55.8’i, lise ve üzeri eğitim alan kadınların yüzde 27.2’si şiddet mağduru.
En az bir kez gebe kalmış her 10 kadından biri gebeliği sırasında şiddet yaşıyor.
Kadınların yüzde 57.6’sı, üç veya daha fazla kez yaralandığını söylüyor.
Ekonomik şiddet Erkeklerin ‘işten çıkmaya neden olma veya çalışmaya engel olma’ oranı düşük gelir seviyesindeki kadınlarda yüzde 21.5 iken, yüksek gelir düzeyindeki kadınlarda neredeyse aynı: Yüzde 21.2.
Yaşadığı şiddetini kimseye anlatmayan kadın oranı yüzde 48.5. Düşük gelir düzeyinde bu oran yüzde 54.1, yüksek gelir düzeyindeyse yüzde 37.5.
Şiddet yaşamış kadınların yüzde 33.7’si ‘hayatına son vermeyi düşündüğünü’ söylüyor.
Düşük ve yüksek gelir grubunda bu fikri aklından geçiren kadın oranı aynı, yani yüzde 34.6.
Şiddet görenlerin yüzde 12.4’ü intiharı denemiş. Düşük gelir düzeyinde bu oran 12.4 iken, yüksek gelir düzeyinde yüzde 11.
Ülkemiz adına oldukça düşündürücü ve vahim olan bu bulgular kadına yönelik şiddetin önlenmesi için acil ve etkili politikalara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyarken, toplumsal ve bireysel hayatın her alanında, eğitimden iş yaşamına kadar geniş bir yelpazede; kamusal, yasal ve örgütlenme temelinde, sendikalardan, sivil topluma ve meslek kuruluşlarına kadar bütün aktörlerin harekete geçmesinin gerekliliğinin alarmını veriyor.