Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
17 Eylül 2013
İYİ HABERLERİN (ŞİMDİLİK) SONUNCUSU

Türkiye’ye dönük dış kaynak hareketleri Mayıs’ta inişe geçti ve bu yeni eğilim hâlâ süregelmektedir. Bu olumsuz etken üretime, milli gelire altı ay civarında bir gecikmeyle yansıyacaktır.

İYİ HABERLERİN (ŞİMDİLİK) SONUNCUSU

Türkiye’ye dönük dış kaynak hareketleri Mayıs’ta inişe geçti ve bu yeni eğilim hâlâ süregelmektedir. Bu olumsuz etken üretime, milli gelire altı ay civarında bir gecikmeyle yansıyacaktır.

Başlıktaki ifadeyi açayım: TÜİK’in geçen Salı yayımlanan Ocak-Haziran 2013 Milli Gelir Tahminleri, uzunca bir süre ekonomide duyacağımız iyi haberlerin sonuncusu olacaktır: Bir yıl öncesiyle karşılaştırılırsa, milli gelir son altı ayda yüzde 3,7, Nisan-Haziran döneminde ise yüzde 4,4 oranlarında büyümüştür.
 
Niçin “iyi haberlerin sonuncusu” diyorum? Çünkü, Türkiye’ye dönük dış kaynak hareketleri Mayıs’ta inişe geçti ve bu yeni eğilim hâlâ süregelmektedir. Bu olumsuz etken üretime, milli gelire altı ay civarında bir gecikmeyle yansıyacaktır. Mayıs öncesinin canlı dış konjonktürü hâlâ büyümeyi desteklediği için cari açık genişlemektedir. Ancak yabancı sermaye girişleri yavaşladığı için, döviz piyasası üzerinde baskılar oluşturarak…
 
“Kötü” ekonomik haberler, bu gerilimler nedeniyle başlayacaktır.
 
Şimdilik milli gelir üzerinde odaklanalım ve son iki yılın Ocak-Haziran dönemlerini aşağıdaki tabloya bakarak karşılaştıralım. Tablonun mantığı basittir: Özel tüketim, devlet tüketimi ve yatırım harcamalarına (tablonun ilk üç satırına), dış dünyanın Türkiye’de yaptığı harcamalar, yani mal ve hizmet ihracatı (satır 4) eklenir; bizim şirketlerin, kurumların, bireylerin dış dünyadaki harcamaları, yani ithalat (satır 5) bu toplamdan çıkarılır. Harcamalara göre milli gelire (satır 6’ya) böylece ulaşmış oluruz.
 

Tablodaki bulguları, üç başlık altında özetleyelim:

 
(1) Büyümeyi dış kaynak artışları beslemiştir.
 
Ocak-Mart 2013’te milli gelir yüzde 3,7 oranında artmış, böylece bir önceki yılın aynı aylarında gerçekleşen yüzde 3’lük büyüme yukarı çekilmiştir. Açıklayıcı anahtar tablonun son satırındadır: İlk dört ayın toplam dış kaynak hareketleri, Mayıs-Haziran’daki gerilemeyi fazlaca telafi etmiş, bir önceki yıla göre yüzde 16,7 oranında artmıştır. Bu katkı adım adım aşınmaktadır.
 
Yüzde 3,7’lik büyümeye “pembe gözlükle” bakanlar unutmasınlar ki, bu oran yüzde 4,5 civarındaki uzun dönemli (“potansiyel”) büyüme hızının altındadır ve Türkiye ekonomisi 2011’den bu yana (18 ay boyunca) durgunlaşmaktadır.
 
(2) Büyümeyi tüketim sürüklemiştir.
 
Dış kaynak artışları iç talebe yansımış ve büyümeyi sürdüren temel öğe tüketim olmuştur. Özel tüketimdeki yüzde 4,2’lik, kamu tüketimindeki (devletin cari harcamalarındaki) yüzde 7,5’lik artışlara dikkat çekelim.
 
Yatırımlarda yüzde 8’i aşan büyüme ise yanıltıcıdır. Milli gelirde yatırımlar, sabit sermaye birikimi ile stok değişmeleri kalemlerinin toplamından oluşur. “Stok değişmeleri”, milli gelir hesaplanırken ortaya çıkan tüm hata, noksan ve tutarsızlıkların yığıldığı bloktur. Gerçek anlamdaki sermaye birikimi Ocak-Haziran 2013 döneminde, bir önceki yıla göre sadece yüzde 3 oranında artmış, bu artış da tamamen kamu yatırımlarından kaynaklanmıştır. Özel sektörün sabit sermaye birikimi ise, ilk altı ayda yüzde 4,6 oranında gerilemiştir. Bu dönemde cari fiyatlarla sermaye birikiminin milli gelire oranı yüzde 21,5’tir ve önceki iki yılın gerisindedir.
 
Böylece, yabancı sermaye girişlerinin büyük ölçüde özel tüketime ve bütçenin cari harcamalarına (AKP’nin kadrolaşma çabalarına) yansıdığı bir büyüme içindeyiz. Günü kurtaran fakat (sermaye birikiminin arka plana kayması ve dış kaynakların daralması nedeniyle) geleceği de olmayan bir büyüme…
 
(3) Dış ticaret ekonomiyi küçültmektedir.
 
Mal ve hizmet ticareti (sabit fiyatlarla ve TL olarak) tabloda kapsanan iki dönemde de açık vermektedir. Ancak bu açık 2013’te bir önceki yıla göre iki misli artmış, dolayısıyla büyüme hızını da aşağı çekmiştir.
 
Milli gelir verilerinden bir gün sonra yayımlanan ödemeler dengesi Temmuz istatistiklerine de bu açıdan bakalım. Yedi aylık cari işlem açığı iki yıl içinde 34 milyar dolardan, 42 milyar dolara çıkmıştır. Bu açığın ana öğesini oluşturan (ve milli gelir hesaplarına giren) mal ve hizmet ticaretindeki açık da 30 milyar dolardan 37 milyara çıkmış, ekonomiyi aşağı çeken dışsal etken, böylece daha da güçlenmiştir..
 
Temmuz’da 5,8 milyar dolarlık cari açığa karşı 4,8 milyar dolarlık kayıt dışı döviz girişi ve Merkez Bankası rezervlerinde 1,8 milyarlık erime belirlenmiştir. Bu, ekonominin cari dış finansman gereksiniminin “normal” dış kaynak girişleriyle karşılanamadığı bir durumdur ve kötü haberler dizisinin başlangıcı olarak da görülebilir.
 
Tabii, sözü geçen 4,8 milyar dolar, AKP’ye “esrarengiz” dışsal desteklerin başlangıcı da olabilir. O zaman, bildiğimiz anlamda ekonomik çözümleme iflas eder, “esrarın çözümü”, araştırıcı (ve “polisiye”) gazeteciliğe düşer.
DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.