ITUC Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek basın özgürlüğü ile TGS’ye yapılan baskıları kınadı.

ITUC’un Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektubun tam metni şöyle:

 

 

Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ITUC)

 

Michael Sommer                                               Recep Tayyip Erdoğan

Başkan                                                                Başbakan

                                                                              Ankara / Türkiye

Sharan Burrow

Genel Sekreter

 

 

                                        21 Mart 2012

 

Türkiye: Basın özgürlüğü kampanyasının ardından gelen sendika karşıtı faaliyetler

 

Sayın Başbakan,

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 151 ülkedeki 305 üye kuruluştan 175 milyon işçiyi temsil eden Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ITUC) olarak, Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlallerini ve cezaevlerindeki gazeteci sayısının artmasını protesto etmek amacıyla size bu mektubu yazıyoruz.

 

30’dan fazla Avrupa ülkesinden 260.000’in üzerinde gazeteciyi temsil eden Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ile Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ), Türkiye’deki en büyük üyeleri olan Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) yönelik olarak Türk resmi makamlarınca bir saldırı olduğuna dair son gelişmeleri ITUC’ye bildirdiler. TGS, Türkiye’de cezaevindeki 100’den fazla gazetecinin serbest bırakılması için kampanya yürüten Gazetecilere Özgürlük Platformu içerisinde öncü bir rol oynamaktadır.

 

EFJ ve FIJ’in bildirdiğine göre, doğrudan hükümet tarafından atanan Anadolu Ajansı Genel Müdürü, gazetecilerin TGS’den istifa etmeleri için baskı yapmaktadır. Anadolu Ajansı (devlet ajansı), TGS üyelerinin bağlı olduğu en büyük işverendir ve bu kişilerin üyeliği, sendikanın, gazetecilerin haklarını savunabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

 

Bunun dışında, TGS’ye karşı, işverenin ve hükümetin desteklediği yeni bir sendika kurdurulduğu anlaşılmaktadır. Bu, bağımsız sendikaları zayıflatmak isteyenlerin sıkça başvurduğu bir taktiktir.

 

Hükümet, Türkiye’deki basın özgürlüğü kampanyalarında öncü bir aktivist olan TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi’yi hedef almak için de özellikle uğraşmaktadır. Aynı zamanda EFJ Yönetim Kurulu Üyesi de olan Ercan İpekçi’nin adı, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında belirtilerek eleştirilmiş ve akabinde Anadolu Ajansı yönetimi, kendisinin sendikadaki pozisyonunu zayıflatmak için girişimlere başlamıştır.

 

TGS aleyhine yürütülen bu sendika karşıtı ortaklaşa faaliyetler; Türkiye’de hükümet ile işverenlerin giderek büyüyen sendika karşıtı yıldırma çabalarının genel görünümüne de denk düşmektedir.

 

Yakın zamanda yayımlanan bir raporda, ITUC, sendikal örgütlenme hakkıyla ilgili ağır kısıtlamaları, sendika üye sayıları üzerindeki hükümet manipülasyonlarını ve çalışanların sendika kurma ve sendikaya girmelerini engellemek için yaygın olarak tehdit ve gözdağına başvurulmasını açıkça eleştirmişti. Bu uygulamaların anlamı, çalışanların yalnızca % 5,4’ünün toplu pazarlık sözleşmelerinden yararlanabiliyor olmasıdır. Sendikadan yana olanlara yönelik hukuki tacizler devam ediyor. Pek çok sendikacı hapiste, ayrıca barışçıl sendika gösterileri çoğu zaman yetkililerin şiddetine maruz kalıyor.

 

Türkiye, ILO’nun 87 numaralı Sendika Özgürlüğü ve 98 numaralı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkını da kapsayan 8 ana sözleşmesinin hepsini imzalamıştır.

 

Gazeteciler bireysel olarak, TGS üyesi olup olmamaya karar verme hakkına sahiptirler. Üye olanların, TGS’nin demokratik yapısı içinde, sendika liderliğini seçme hakkı da bulunmaktadır. Ancak bu kararları, hükümetin veya işverenlerin baskısına maruz kalmaksızın verme hakları da vardır.

 

TGS, 14-15 Nisan tarihlerinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapacaktır. EFJ ve FIJ ile birlikte ITUC için de, sendika üyelerinin görevlerini özgürce yerine getirmeleri büyük önem taşımaktadır; gazeteciler, sendika ile ortak paydaya sahip olmayan dış güçlerin baskısı olmaksızın, güçlü ve bağımsız bir ses verebilmelidir. 

 

ITUC, TGS üyelerinin, işverenlerin veya yetkililerin misilleme yapmalarından endişe duymadan meşru sendikal faaliyetlerini sürdürebilmesini sağlamak için, sizi, Türk yetkilileri üzerinde baskı kurmak üzere gerekli girişimlerde bulunmaya sevk etmek ve bu husustaki kaygılarına dikkatinizi çekmek amacıyla bu mektubu yazmaktadır.

 

                                                                                                                                   Saygılarımla

                                                                                                                                 Sharan Burrow

                                                                                                                                 Genel Sekreter