Kadın Emeği Platformu’ndan Canan Çağlayan, kadın istihdamı paketinin bir taşla iki kuş vuracağını belirtiyor. Çağlayan’a göre, paketle birlikte kadınların emeği ve bedeni üzerindeki tahakküm daha da güçlenecek.

 Kamuoyunca çokça tartışılan “kadın istihdamı paketi”nin bu ay Meclis gündemine getirilmesi bekleniyor. Hükümet, bu paketle esnek çalışmayı yaygınlaştırarak kadın istihdamını arttıracağı ve kadınların yaşamını kolaylaştıracağı iddiasında. Sendikalar, meslek örgütleri, kadın örgütleri, feministler ve siyasi partilerden kadınlar ise, bu yasal düzenleme ile kadın emeği sömürüsünün katmerleneceğini, kadınların daha da güvencesiz ve örgütsüz şekilde, kötü çalışma koşullarıyla düşük ücretli işlere mahkum edileceğini vurguluyor.

Kadınlar işte bu vurgudan hareketle, hükümetin kadın emeğine dönük saldırılarına karşı ortak mücadeleyi örgütlemek amacıyla Kadın Emeği Platformu’nu kurdu. KESK, DİSK ve TTB’nin çağrısıyla kurulan platform daha şimdiden 40’tan fazla bileşene sahip. Platformun örgütlediği ilk eylemlilik ise yarın (2 Kasım) Şişli Kurtuluş’taki İstanbul Serbest Muhasebeci MALİ Müşavirler Odası’nda (İSMMO) gerçekleştirilecek olan kadın forumu olacak.
İSMMO’da yarın 13.00-17.30 saatleri arasında gerçekleştirilecek forum öncesi, KESK Kadın SEKRETERİ Canan Çağlayan’la kadın istihdamı paketini konuştuk.



»Pakete neden karşısınız?

Kadın istihdamı paketi; doğum yardımı, doğum izninin arttırılması, kısmi çalışma gibi düzenlemelerle kadınlara bir ‘müjde’ olarak lanse edildi. Hükümet bu şekilde yoğun propaganda yürütüyor, ancak halen paketin içeriğine ilişkin net bir bilgimiz yok. Sahip olduğumuz bilgiler, hükümete yakın basın yayın organlarından sızdırılan haberlerden ibaret.
Basına sızdırılan kısmından gördüğümüz kadarıyla, bu paketle birlikte kadın istihdamının hangi koşullarda arttırılacağı çok açık. Bu paket, içerik olarak çok yoğun kadın emeği sömürüsüne, çifte sömürüye dayanan bir muhtevaya sahip. Tüm dünyada 30 yıldır yaşanan neoliberal dönüşüme paralel olarak kadın emeği, sermaye tarafından; esnek, güvencesiz, örgütsüz biçimiyle yoğun olarak talep edilen bir emek konumuna getirildi. Bu durum, Türkiye’de de, özellikle son 10 yılda çıkarılan uyum yasalarıyla birlikte, kadın emeğine dönük talebi arttırdı. Şimdiye kadar kadınların bu şekilde çalıştırılması atipik çalışma denilen, yasal olmayan ancak göz yumulan bir çalışma iken, bu yasa hazırlığıyla belli ki bu çalışma biçimleri yasallaştırılmak ve yaygın hale getirilmek isteniyor. Hükümet, bu paketle birlikte kadınları kölelik koşullarında istihdam etmenin yolunu, yöntemini arıyor.



»Bir de üç çocuk meselesi var…

Bu yasa hazırlığının bir diğer boyutu da bu. 2003’ten bu yana başta Başbakan olmak üzere hükümet yetkilileri, Bakanlar, kadının doğurganlığı üzerinden 3 çocuk 5 çocuk söylemini dillendiriyor. Önümüzdeki on yıllarda ortaya çıkacak genç nüfus ihtiyacından bahsediliyor. Türkiye’de nüfus politikaları, son 10 yılda yeni bir vizyona girdi. Kadın doğurganlığını denetlemeye dönük politikalar, tam tersine teşvik politikalarına dönüştü. Bu paket, kadınların olabildiğince çok çocuk doğurmalarını, bu çocuklara evde bakmalarını, bir taraftan bu ‘asli görevlerini’ yerine getirirken, diğer taraftan piyasanın ihtiyaç duyduğu esnek, güvencesiz, örgütsüz emeği sağlamalarını hedefliyor. Yani, hükümet bir taşla iki kuş vurmak istiyor.

»Paketle birlikte kamuda kreş zorunluluğu da getirileceği söyleniyor, bu olumlu bir gelişme değil mi?

Evet, bu şekilde propaganda yapılıyor. Ancak bizim yaşadığımız şu: Yaklaşık 10 yıldır kamuda var olan, çok sınırlı sayıdaki kreşler dahi üst üste kapatıldı. Şimdi kreş zorunluluğundan bahsediliyor. Zaten az sayıdaki kreşten de olduk. Dolayısıyla burada asıl hedeflenenin ne olduğunu, bizim için bu yasal düzenlemelerin sonuçlarının ne olacağını tartışmamız ve ortaya koymamız gerekiyor.



»Bunun için de forum düzenliyorsunuz…

Bu forumu düzenlemekteki temel amacımız ve beklentimiz şu: Hükümet tek taraflı çok yoğun bir propagandayla ciddi anlamda çalışma ilişkilerini değiştirecek, en çok da kadın çalışanların yaşamını etkileyecek bir yasal değişiklik planlıyor. Ama doğrudan bu alanda çalışma yapan emek örgütleriyle, kadın örgütleriyle hiçbir şekilde müzakere edilmeden.
Hükümet, bu düzenlemelerin olumlu olduğuna ilişkin algı inşa etmeye dönük bir çalışma yürütüyor. İşte biz bu forumla,



» Son olarak kadınlara çağrınız nedir?

Ben tüm kadın örgütlerini;kendi emeğine, bedenine, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıkmak isteyen tüm kadınları hem forumda, hem de sonrasında yürüteceğimiz mücadelede birlikte olmaya çağırıyorum.