Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
19 Eylül 2020
İŞSİZLİKLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?

2019 yılı Haziran ayında 4 milyon 253 bin işsiz varken, 2020 yılı Haziran ayında işsiz sayısı 152 bin azalarak 4 milyon 101 bin olmuş.

İŞSİZLİKLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?

TÜİK’in 2020 yılı Haziran ayına ilişkin işgücü istatistikleri 10 Eylül günü yayınlandı. Bu verilere göre, 2019 yılı Haziran ayında 4 milyon 253 bin işsiz varken, 2020 yılı Haziran ayında işsiz sayısı 152 bin azalarak 4 milyon 101 bin olmuş. Ancak aynı dönemde iş aramayan işsizlerin sayısı 2,3 milyondan 4,6 milyona çıkmış (tam iki katına yükselmiş). Ayrıca “çalışamaz halde” bulunanlar (engelli, yaşlı, vb.) sayısı bir yılda 3,9 milyondan 5,0 milyona yükselmiş. Bu artış da pek doğal gözükmüyor. “Diğer” kategorisinde sınıflandırılanların sayısı da 800 bin artmış. Bunlar da işsizler arasında sayılmıyor. İŞKUR’un toplum yararına çalışma ve diğer uygulamalarıyla işsiz sayısı yapay bir biçimde azaltılıyor. Gizli işsizlik ve eksik istihdamdaki artışlar da verilere yansıtılamıyor.

İş arayan işsizler ve iş aramayan işsizlerin sayısı 8,9 milyonu buluyor.
 
İşsiz 8,9 milyona, ücretsiz izne çıkarılan 1,7 milyonu ve Haziran ayında kısa çalışma ödeneği alan 2,5 milyonu da eklemek gerek.
 
Bu durumda, Türkiye’de işsizlerin sayısı, çok kaba bir tahminle, 13 milyona yakın. Bu rakam, Türkiye tarihinde bir rekor. İşin kötüsü, işsizliğin azaltılması doğrultusunda ciddi bir çabadan da söz edemiyoruz. Ayrıca, gerek ekonominin yanlış yönetilmesi, gerek covid-19 nedeniyle ekonomik kriz derinleştikçe, işsiz sayısındaki artışın devam etme tehlikesi çok büyük.
 
İŞSİZLİKLE NASIL MÜCADELE EDİLMEZ?
 
1980’li yılların başından ve özellikle de 2001 krizinden çıkışta Türkiye’ye dayatılan politikaların uygulanmasından itibaren Türkiye’nin imalat sanayinin ve tarımının üretim kapasitesi sistemli bir biçimde darbe yedi. Kamu işyerlerinin kapatılması veya özelleştirilmesi nedeniyle kamu kesiminin istihdam yaratma gücüne darbe indirildi. Tarıma destek veren kamu kuruluşlarının tasfiyesiyle kırsal kesimde çok ciddi bir yoksullaşma, mülksüzleşme ve kentlere göç yaşandı. Ayrıca, 2001 krizi sonrasında uygulanan aşırı değerli Türk Lirası politikasıyla özel sektörün birçok işletmesi ithal ürünlerle rekabet edemedi ve kapandı. İmalat sanayi ve tarımda bu daralma yaşanırken, inşaat sektörü ve turizmde istihdam yaratılmaya çalışıldı. Bu arada hesapsız kitapsız açılan üniversitelerle öğrenci sayısı 7,5 milyona çıkarılarak hem işsiz sayısı azaltıldı, hem de fabrikaların kapandığı birçok kentin esnafına öğrencilerin harcamalarıyla gelir sağlandı.
 
İşsizlikle mücadelede bugüne kadar uygulanan bu yöntemler artık işe yaramıyor. İşsizlik sorununda geldiğimiz nokta yalnızca covid-19’un olumsuz etkilerinin sonucu değildir. Yıllardır uygulanan yanlış politikalar işsizlik felaketinin bugünkü durumunun asıl nedenidir.
 
İŞSİZLİKLE NASIL MÜCADELE EDİLİR?
 
İşsizlikle mücadelede iki temel politika vardır: Devletçilik ve planlı ekonomi. Bunlar olmadan, “piyasa sorunları nasıl olsa çözer” mantığıyla hareket edilirse, işsizlik sorunu giderek daha büyük boyutlara ulaşır. Daha da artan işsizliğin yol açacağı toplumsal ve siyasal sonuçlar ise, Türkiye’nin geleceği açısından kaygı vericidir.
 
Devletçilik ve planlı ekonomi, “üretim devrimi” olarak belirlediğimiz ekonomik kalkınmanın ve büyümenin temelidir.
 
Devlet, hem doğrudan, hem de dolaylı yollardan istihdam yaratmada son derece önemlidir. Ancak devletin istihdam politikası, “yandaşlara arpalık” yaratma biçiminde değil, Atatürk dönemindeki uygulamalar gibi olmalıdır. Devlet, İŞKUR’un toplum yararına çalışma gibi uygulamalarında sık sık gördüğümüz “para dağıtma” biçimindeki uygulamalardan vazgeçmeli, üretken alanlarda istihdam yaratma yoluna gitmelidir. Özelleştirilmiş kuruluşların devlet mülkiyeti ve yönetiminde yeniden yaratılması bu açıdan son derece önemlidir.
 
Diğer taraftan, tarımda üretim devrimi gerçekleştirmenin ve böylece istihdam artışı sağlamanın yolu da devletçilikten ve planlı ekonomiden geçmektedir. Ancak bu yolla tarımda girdi maliyetleri düşürülebilir, köylünün ürünü değerinden satılabilir, ekilmeyen araziler yeniden üretken hale getirilebilir. Girdi maliyetleri devlet müdahalesiyle düşürülmeden ve köylünün ürününü değerinden satın alacak bir sistem kurmadan hazine arazilerinin köylüye kiralanmasıyla ne üretim artırılabilir, ne yeni istihdam yaratılabilir.
 
Her geçen gün daha da büyüyen işsizlik felaketini çevrenizde gözlemleyebiliyorsunuz. İşsizlikteki artışı TÜİK verilerini dikkatle incelediğinizde, İşsizlik Sigortası Fonu Bülteni’nde kısa çalışma ve ücretsiz izin kapsamındaki işçilerin sayısına baktığınızda, İŞKUR’un “aktif işgücü politikaları” adı altındaki uygulamalarını değerlendirdiğinizde yaklaşık rakamsal olarak da görebiliyorsunuz. Tablo ürkütücü. Acil çözüm şart.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.