İŞSİZİK YÜKSELDİKÇE ÜCRETLER DÜŞÜYOR
Hükümetin 2014 yılı tahminleri ile gerçekleşmeler arasındaki uçurum tüm makroekonomik göstergelerde gittikçe yükseliyor. Enflasyonda olduğu gibi, işsizlikte de çift haneli rakamlarda kalıcılık yaşanmaktadır.

Hükümetin 2014 yılı tahminleri ile gerçekleşmeler arasındaki uçurum tüm makroekonomik göstergelerde gittikçe yükseliyor. Enflasyonda olduğu gibi, işsizlikte de çift haneli rakamlarda kalıcılık yaşanmaktadır.
İŞSİZLİK 4 YILIN ZİRVESİNDE
Temmuz 2014 döneminde işsizlik yüzde 9.8 olarak açıklandı. Geçen yıl Temmuz’da oran 8.6 iken, Haziran 2014 oranı yüzde 9.1 idi. Aynı yükseliş eğilimi diğer işsizlik kategorilerinde de yaşanıyor. Haziran 2014’te yüzde 10 olarak gerçekleşen mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı, Temmuz’da yüzde 0.4’lük artışla yüzde 10.4 olarak gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik yüzde 12’dir. Önceki (Haziran 2014) yüzde 11. 1’dir.
Y KUŞAĞI-GEZİ PARKI DİRENİŞÇİLERİ DE İŞSİZ
Genç işsizlik rekora koşuyor. Haziran 2014’te yüzde 16.7’ydi. Şimdiki yüzde 18.2’dir. Bunun anlamı 15-24 yaş arasındaki işsizlğin gittikçe yaygınlaşıyor olmasıdır. Yaş aralığını 15-34 aralığına (1980-2000 arası doğanlar) taşıdığımızda da "Y Kuşağı’nın işsizliğiyle karşılaşırız. Ki, bilgisayar ve bilgi teknolojileri adaptasyonu yüksek, yabancı dil bilen, yaratıcı, yükselme hırsı yüksek, kişisel gelişime önem veren bu kuşağın işsizliği tehlikeli bir durumdur.
Zira, bu kuşak sahip olduğu donanımla, ülke hizmetinde ve yönetiminde olması gereken kuşaktır. Ebeveynleri dahil, yöneticilere muhalefet etme eğilimi yüksek bu kuşağın (Gezi Parkı Kuşağı) hem istihdamda, hem girişjmcilikte olmalan için politikalar geliştirilmelidir. Rakamsal olarak da, "Temmuz 2014" verilerine göre 2 milyon 867 bin kişi işsizdir. Tarımdaki istihdam artışına, hizmet sektöründeki istihdam artışına karşın işsizlik rakamlarının Hazirana göre 316 bin artış göstermesi düşündürücüdür. Ayrıca, Suriye’den gelenlere "göçmen işçi" statüsü verilecek olması, işsizliğin daha da kronik hale gelmesi ihtimalini yükseltmektedir.
OECD’NİN GERİSİNDEYİZ
İstihdam oranı OECD ortalamasında yüzde 65.6, AB ortalamasında yüzde 64.8, Almanya’da yüzde 73.4, ABD ‘de yüzde 68’dir. Türkiye’de istihdam oranı yüzde 49.7’dir. Pozitifliklerde sondan, negatifliklerde baştan birinciyiz. Kadın-erkek ayrımı gözetildiğinde durum daha da vahimdir.
OECD verilerinde, Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde 29.3, erkek istihdam oranı yüzde 70’tir. Türkiye’de Temmuz 2014’te işgücü katılım oranı yüzde 51.3, istihdam oranı yüzde 46.3 oldu. İstihdamın sektörel dağılımında ülkemizdeki son durum şöyledir:
Tarım; yüzde 22.4, sanayi; yüzde 19.9, inşaat; yüzde 7.3, hizmetler; yüzde 50.5.
Tarımda ve hizmetlerde istihdam artarken, üretim ekonomisi sektörü olan sanayide istihdam gerilemektedir.
ÜCRETLER ERİYOR
Geçen hafta içerisinde bizatihi Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik açıkladı: Sigortalı çalışanların yüzde 41 ‘i asgari ücretli olarak çalıştırılmakta. Bu da teşeıonluğun ne denli yaygın olduğunu gösteriyor. Yüksek ücret ödendiği söylenilen alanlarda da kayıt içinin kayıt dişiliği yaşanmaktadır. Şöyle ki, nakit olarak daha yüksek ücret verilmekle birlikte, çalışanlar resmiyette asgari ücretli olarak istihdam edilmektedirler. Yanı sıra, yükselen enflasyon, ücretlerin satın alma gücünde erozyon yaratmaktadır. Yüzde 5.3 hedeflenen enflasyon, yüzde 10’a yaklaşmış durumdadır.
Sonuç olarak, işsizlik kaygı verici boyutlarda olduğu gibi, çalışanlar da düşük ücretle çalışmaktadır. Yatırımların, buna bağlı olarak büyümenin düşme trendinde olması, yükselen kurun neden olacağı olumsuzluklar, diğer makro ekonomik göstergelerdeki negatif gelişmeler; işsizliteki artış trendini, ücretler ve gelirlerde azalış trendinin devam edeceğinin açık kanıtlarıdır.
İşsizliğin gelecekteki olası krizle birlikte olası hiper yükselişi, ücretlerin erozyonuyla harmanladığında da; ekonomik krizle sosyal krizin harmanlanması da yaşanılabilir.