Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
04 Mart 2018
İSLAMİ EKONOMİK KURALLAR VE ÇAĞDAŞ EKONOMİ

Genel çizgileri ile İslam’da ekonomik anlayış, din ve inanç anlayışına uygun olarak ve insani değerleri ön planda tutuyor.

İSLAMİ EKONOMİK KURALLAR VE ÇAĞDAŞ EKONOMİ

Genel çizgileri ile İslam’da ekonomik anlayış, din ve inanç anlayışına uygun olarak ve insani değerleri ön planda tutuyor. İslam ekonomi anlayışının, insana ve rekabete önem veren kuralları olmakla birlikte, bu günkü global Dünya’da böyle bir anlayış içinde ekonomi yönetmek imkanı çok sınırlıdır.

Özellikle iktisat ve para politikalarının önemli bir aracı olan ‘’ Faiz’’in olmadığı bir piyasa ekonomisi veya uygulanabilir bir iktisat politikasının olması mümkün değildir. Kaldı ki, üretim faktörleri olan toprağın kirası ranttır, sermayenin kirası faizdir, müteşebbis geliri kardır ve emek geliri de ücrettir.
 
Faiz aracı olmadan bir piyasa oluşması mümkün değildir. Bu gün Türkiye de de bankacılık yanında İslam sermaye için kurulmuş ve faizin adını kar payı olarak değiştiren faizsiz bankacılık, Faizi kar payı gibi gösterip, arkadan dolanan bir sistemdir Faizin adını değiştirip kar payı demek piyasa ajanlarını ikna etmeye yetmez.
 
İslam’ın faizi yasaklaması, İslam ülkelerinde var olan tefeciler nedeni ile olsa gerek. Bu tefeciler spekülatif yüksek faizle insanlara zarar vermektedir. İslam’da yasak olan faizin bu tefeci faizi olsa gerek.
 
Piyasanın ve Ticaretin gelişmesinin ortaya çıkardığı ihtiyaç nedeni ile İslam ülkelerinde daha ılımlı bir faiz yorumu yapılmaya başlanmıştır.
 
Osmanlı İmparatorluğunda yıllık tefeci faizi yüzde 50 düzeyindeydi. Tefeciler dışında, hileli satış yoluyla veya kar geliştirici rehin verme yoluyla faiz işlemi vardı. Bu uygulamalara karşı ve kamu yararı gözetilerek en fazla yıllık yüzde 12 faiz şartıyla yeni ‚’para vakıfları’’ kurulmuştur.
 
Para vakıflarının ilk uygulaması II Murat ve Fatih döneminde görülmüştür. Bu vakıflara yüksek devlet görevlileri ve servet sahipleri para veriyordu.
 
Fatih, faizi ile yeniçeri ocaklarına verilecek etlerin zamanla ortaya çıkması muhtemel fiyat artışlarını karşılamak üzere, 24 bin altın vererek böyle bir vakıf kurmuştur.
 
(Neşet Çağatay; Osmanlı İmparatorluğunda Riba- Faiz konusu, Para Vakıfları ve b-Bankacılık)
 
Osmanlıda para vakıfları inceleyen M.Salim Uysal ‘’Para Vakıfları, vakfedilen paraları; Karz-ı Hasen (Faizsiz borç verme), Bidaa, (Hayır amacıyla paranın işletilmesi ve sonucunda kar ve anaparanın vakfa verilmesi) Mudarebe, (emek-sermaye ortaklığıyla işletilme) Murabaha, (peşin para ile mal alıp vadeli satarak kar elde edilmesi) istiğlal(paraya ihtiyacı olanların menkul ve gayrimenkulünü vakfa satarak, bunları vakıftan kiralaması ve borcun ödendikten sonra mülkün geri alınması bir nevi “sellandleaseback” halen uygulanmakta olan) ve muamele-i şeriyye (faiz karşılığı kredi verilmesi ) yöntemleriyle işletmiştir. Bu yöntemlerden en çok kullanılanı sonda sayılan muamele-i şeriyye yöntemi yani borç, kredi verme uygulamasıdır. ‘’ diyor.
 
Türkiye de, Bankacılığın gelişmediği dönemlerde veya bankadan kredi alma imkânı olmadığında, tefeciler ayda yüzde 10 ve yılda yüzde 120 gibi fahiş faizler alırlardı. Borç birinci yıl ikiye, ikinci yıl dörde katlanırdı. Bu tefeciler birçok insanın evini yıkmıştır.
 
2018 yılındayız ve maalesef Bugün de bu tefeciler var. Ancak bunlar genellikle bankalardan biraz daha fazla faiz alırlar. Hatta kredi kartlarında, akdi faiz ve gecikme faizinden daha düşük faiz alıyorlar. Birçok insan kredi kartı borcunu kapatmak için tefecilerden para alıyor.
 
Türkiye ‘de İslam’daki faiz anlayışı da istismar ediliyor. Zira İslam’ı kuralların oluştuğu dönemde reel faiz bilinmiyordu. Diyelim ki faiz oranı yüzde 10, enflasyon oranı da yüzde 10 ise reel faiz sıfırdır. Yüzde sıfır faizle sermayesini veren birisinin, enflasyondan dolayı satın alma gücü düşer. Birine borç vermeden elindeki parası ile bir liradan 100 mal alıyor idiyse, parasını faizsiz verirse ve yıllık enflasyon oranı yüzde 10 ise bir sene sonra aynı para ile 91 birim mal alacaktır. Bu şartlarda  ‘’eksi fazi – tersine faiz ‘’ yani borç verenden -borç alana giden, bir faiz var demektir. Günahsa bu eksi faiz de günahtır.
 
Netice olarak; İslam’da fahiş faizin yıkıcı olacağı düşünülmüş olsa gerek. Aslında bu günde yüksek reel faiz tefeciliktir ve insanlığa, hukuka aykırıdır.  
DİĞER HABERLER
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]

YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR
YAPIŞKAN ENFLASYON, YOLDAN ÇIKARIYOR

Son vaka, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda yaşanıyor. Emekli maaşı alabilmek için eşinden boşananların sayısındaki artıştan yola çıkan kurum; boşandığı eşiyle yaşamaya devam eden 2 bin 418 kişi belirledi.

İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?
İŞVEREN İMKÂNIYLA YAN İŞ MÜMKÜN MÜ?

Aynı anda veya çalışma sürelerini bölerek farklı işverenlere yönelik çalışma giderek yaygınlaştı. Çoğunlukla ekonomik gerekçelerle olsa da kişilerin farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterme isteği de bunda etkili oluyor.

“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?
“GEL, DÖVİZE GEL” DİYEN ÇIĞIRTKANLAR, NEREDESİNİZ?

Bir ay önce bugünler… Yerel seçimlere birkaç gün kalmış. Seçim sonrasına ilişkin tahminler havada uçuşuyor. En çok merak edilen de dövizin seçimden sonra nasıl bir seyir izleyeceği…