Gaziantep, ekonomik imkânları bakımından şanslı illerimizden biri. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) hem şehrin hem de Türkiye’nin ekonomisine önemli katkı sunuyor. Son aylarda ise çıkarılan işçi rakamlarıyla gündem olan GOSB’de işten çıkarmaların artması bekleniyor.
Gaziantep’te üç alışveriş merkezi (AVM) bulunuyor. Ağustos ayından sonra kiraların TL’ye çevrilmesine rağmen bu üç AVM’deki mağazaların yüzde 15’i kepenk kapattı. AVM esnafı başka mağazaların da kapatmak için gün saydığını ifade ediyor.
Çarşıda da hava parasıyla kiralanan işyerleri kepenk kapattı, camlara kiralık-satılık ilanları asıldı. Eskiden kiralık yer bulunamayan bu yerlerde bugünlerde kiralıktan geçilmiyor.
Köylü ve çiftçi de maliyetlerin artması nedeniyle nasıl ekim yapacağını konuşurken, Ziraat Bankası’na borcunu ödeyemeyenlerin icra aşamasına geçeceği, banka müdürlerinin başka çarelerinin kalmadığını söylediği belirtiliyor.
Kapanan işyerleriyle birlikte işsizliğin arttığı ve yerel seçim takviminin işlediği bugünlerde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında belediyelerde ve çeşitli resmi kurumlarda çalıştırılmak üzere altı aylık geçici işçiler alınıyor. İş arayanlar, soğuk ve yağmurlu havaya rağmen sabahın erken saatinde beklemeye koyuluyor.
İŞKUR’DA TORPİL İDDİALARI
İş aramak için Gaziantep Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne gelen genç işsizlerle işsizliği konuştuk. İşkur hakkında genel olarak şikâyet var; iş için gönderilen yerlerin ya haberinin olmadığı ya da işçi alınmış olduğu ifade ediliyor. En yoğun şikâyetlerden biri de torpil olmadan işe girilemeyeceği iddiası…
GOSB’de işlerin kötü gittiğini ve şehirde iş imkânının da azaldığını, çevrelerinde de işsizlerin arttığını ifade eden genç işsizler iş bulma umutlarının da kalmadığını söylüyor. İşsizliğin sebebinin Suriyeliler olduğuna dair yaygın bir görüş hakim. Öyle ki 150 kişiyle işten atıldığını söyleyen işçiye ‘Yerinize Suriyeli mi alındı’ diye sorduğumuzda ‘Hayır’ cevabı vermesine rağmen işsizliğin sebebini aynı şekilde açıklayabiliyor. Basına çok yansımasa da toplum içinde Suriyeli sığınmacılara ilişkin olumsuz bir propagandanın çok etkili olduğu dikkat çekiyor.
İşkur önünde "İçimiz çok dolu" diyen genç işsizler çevremize toplandı.
Remzi Şimşek: 35 yaşındayım ve ilkokul mezunuyum. Zeki Mensucat’ta yedi sene çalıştım, 150 kişiyle birlikte temmuz ayında ücretsiz izne çıkardılar, geri çağırmayacaklarını tahmin ettim. Bir hafta sonra da çıkışımı verdiler. Organizede bütün fabrikalara gittim hiçbiri işe almadı. İş başvurusu yaptığım yerler yaşı, tahsili bahane edip almıyorlar. Ama torpilin varsa oluyor. Ben nereden bulayım torpili? Ankara’da dayım olsa zaten ben vali olurdum, işsiz kalmazdım. Evliyim, üç çocuğum var, idare ediyorum; işsizlik maaşı alıyorum ama yetmiyor. Asgari ücret alsak o da yetmiyor ki; zor. Günümüz İşkur’un önünde geçiyor. Devletimiz işsizlik konusuna el atarsa çok iyi olur.
‘EVLİLİK DÜŞÜNECEK HALİM YOK’
Cankut Rahim Doğan: 19 yaşındayım. İş için nereye gittiysem askerliği bahane ediyorlar, askerlikten sonra da ne çıkaracaklar bilmiyorum. Sanayisi neredeyse Türkiye’nin birinci sırasında olan Gaziantep gibi yerde o kadar işyeri var, -ki önceden hangisine gideceğimizi bilmiyorduk- iş bulamıyoruz. Benim mesleğim gaz altı kaynağı, ben 200 lira alıyorsam Suriyeli 100 lira alıyor, o yüzden bizi işten çıkarıyorlar. Dört aydır işsizim, her yere başvuru yaptım; belediyelere, hastanelere hiçbir şey çıkmadı. İş görüşmelerinde kimisi üç tane dil bilmen lazım diyor, sanki yabancı devlette yaşıyoruz. Bir de öncelik Suriyelilerinmiş, niye, onlar misafirmiş. O kadar müracaat ettiğim yer oldu hiçbiri çağırmadı. En sonunda askere gittiğimde uzmanlığa kalmaya karar verdim.
Hâlâ ailemin yanında yaşıyorum, evlilik falan da düşünecek durumumuz yok. Para yok iş yok, evlilik nasıl olsun? Akrabaların işyerleri var, onlara yardım ediyorum, haçlığımı çıkarıyorum. Zamanımız da iş aramakla geçiyor, cebimizdeki para da oraya gidiyor, herkesin öyle gerçi… İşsizliğin sebebi bana göre Suriyeliler, onlar yokken hem işim vardı hem de 300 lira haftalık alıyordum, şimdi 100 lira verseler ellerini öpeceğim.
Apdullah Topal: 23 yaşındayım, önlisans mezunuyum, Gaziantepliyim. 3-4 ay önce askerden geldim. Türkiye’nin şartlarına bakınca önüme konulan seçenek ya polis ya da asker olmak. Bana sunulan imkân, hayat bunu gösteriyor. İşletme yönetimi mezunuyum hiçbir yerde iş bulamıyorum, muhasebeciyim hiçbir yerde iş bulamıyorum. Asgari ücret arttı, bu sefer de firmalar küçülmeye gidiyor; ya işçi çıkarıyorlar ya da az işçiyle çok iş yapmaya çalışıyorlar. Deneyimsiz kimseyi almıyorlar, lakin çalışmazsak nasıl deneyimli olacağız?
‘EVDE ANNEME YARDIM EDİYORUM’
İnternette iş arama siteleri var oralarda araştırıyorum, çevremden araştırıyorum, AVM’lerdeki arkadaşlarımla görüşüyorum ama onlar da işten çıkarılıyorlar. İşkur’a geliyorum, buradan araştırıyorum. İş görüşmeleri yaptığımda özgeçmiş doldurum, ‘biz sizi ararız’ diyorlar. Arayan da olmuyor.
Ailemiz bizden bir şeyler bekliyor. Yıllardır bütün ailelerde olan bir şey; elâlemin oğlu şunu yaptı, elâlemin oğlu bunu yaptı, diye söylerler. Böyle de bir baskı var. O yüzden her günümüz İşkur’da geçiyor ama onların da bulabildiği bir iş yok.
Üniversite mezunuyuz, her işi yapmak zorundayız ama psikolojik olarak zorumuza da gider. Benim gibi olan belki milyonlarca genç var. Bu şartlar çoğu insanı da kötü yollara götürüyor. Ya da bir ihtimal polis ya da asker olmak için müracaat ediyorlar.
Annem babam ayrı, ben annem ve iki kardeşimle birlikte yaşıyorum. İş arama dışında hep evde oluyorum, evde sobayı yakmak, temizlik yapmak gibi işlerde anneme yardım ediyorum. Küçük kardeşimin derslerine yardımcı oluyorum. Ama evde fazla oturmak da doğru değil çünkü kız gibi evde oturuyorsun derler, çevre sana kötü bakar, göze batarsın.
Evlilik gibi geleceğe ilişkin planlar yapamıyorum. Şu an hiçbir kız benimle birlikte içinde bulunduğum hayatı paylaşmak istemez, ne kadar sevse de ailesi izin vermez. Sevgi karın da doyurmuyor.
Girişimcilik yok, iş imkânı yok, başka ülkelerden gelenlere iş imkânı sağlanıyor, onlara organize sanayide iş imkânı açılıyor. Lise öğrencisiyken poşetli arabalarla gece hurda kâğıt toplamaya çıkardık, önümde seçenek olarak o duruyor. Benim diplomam var, sertifikalarım var ama bana güvenilmiyor. Tahminen ben bir yıl daha iş bulabileceğimi sanmıyorum.
‘KIZ ARKADAŞIM ÇALIŞTIĞIMI SANIYOR’
Emrah Topdemir: 21 yaşındayım ve ilkokul mezunuyum. Askerden geldim ve 4-5 aydır işsizim. Gaziantep Organize Sanayinde fabrikaları dolaştım iş var mı diye sordum. İşçimiz tamam diyorlar ya da aldık diyorlar. İşkur’a geliyoruz sürekli onlar da bir kâğıt veriyor, gidiyorum fabrikaya bir de yol parası veriyorum aynı cevabı alıyorum. İş beğenmeme mümkün mü? İş olsun da her işi yaparım.
Annem babam ayrı, ben ninemle yaşıyorum, Allah izin verirse nişanlanacağım da iş bulamazsam o da zor gibi. Kız arkadaşım da beni çalışıyor sanıyor. Günüm hep böyle iş aramakla geçiyor, geliyorum gidiyorum boşa.
İşsizliğin nedeni bana göre yönetim, bir de Suriyeliler, onların yüzünden bizi çalıştırmak istemiyorlar, asgari ücret vermek istemiyorlar, sigorta yapmak istemiyorlar. Biz Türk vatandaşı olarak masraflı geliyoruz. Böyle giderse biz Antep’te iş bulamayacağız, umudum kalmadı.
‘Bulamadım ki laf edeyim’
Mustafa Savun: 24 yaşındayım, lisans mezunuyum, 2015’ten beri iş arıyorum. Askerliğimi yeni yaptım, dört aydan beri tekrar aktif olarak iş aramaya başladım. İşkur’dan, Kariyer.net ve diğer ilan siteleri üzerinden, eş dosta soruşturma şeklinde ve şirketleri dolaşarak iş arıyorum. Beden işçisi olarak da başvurular yaptım fakat yine iş bulamadım.
Düğünlerde fotoğrafçılık, kamera çekimi falan yaparak cep haçlığı çıkarmaya çalışıyorum.
Üniversite mezunu birçok arkadaşımla görüştüm onlarda da çalışanlar asgari ücretle çalışıyor, üzücü bir durum. Elliye yakın iş görüşmesi yaptım. Görüşmeler güzel geçiyor, ‘arayacağız’ diyorlar ama arayan olmuyor. Düz işçi olarak başvuru yaptığımda da siz eğitimlisiniz diye almıyorlar. Beğenmediğim, ben bu işi yapmam diyeceğim bir iş olmadı, zaten bulamadım ki reddedeyim. Kendi mesleğimle ilgili, öğrenmek için, teknoloji firmalarına ücretsiz çalışmak istediğimi söyledim, onu bile kabul etmediler.
‘SAHTEKÂRLIK YAPIYORLAR’
Ailemle kalıyorum, bu şartlar altında evlenmek zor. Asgari ücreti düşünüyorum, evli olsam bu parayla nasıl geçinebilirim, zaten işsizim bu yüzden hayat çok zor geliyor. Şimdi annemin babamın üzerinden geçiniyorum. Sabah kalkıyorum, bilgisayarda iş ilanlarına bakıyorum, olan yerlere gidiyorum iş soruyorum, zaman böyle geçiyor. Fabrikalara devlet destekli altı ay süreyle işçi çalıştırma var. Firma bunu kullanıyor sonra atıyor yeniden altı aylık işçi alıyor. Sahtekârlık yapıyorlar.
Nüfus fazla ve iş yok. Ben İşkur’un iş bulduğuna pek inanmıyorum, ‘şu kadar iş verdim’ diyor ama bakıyorsun ki belediyelerin onu el altından verdiğini görüyoruz. Bu referans ve torpil sistemi olduğu sürece gençler zor iş bulur. Her gün iş arıyorum ama ümidim de yok, Allah’tan ümit bekliyoruz artık.