C sınıfı iş güvenliği uzmanları, tehlikeli sınıftaki işyerlerine hizmet verebilmeleri yeni yılla birlikte sona erince işsizlikle karşı karşıya kaldı.

C sınıfı iş güvenliği uzmanlarının, tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine hizmet verebilmesi 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla sona erdi. Daha önce 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli işyerlerinin iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu 2020 yılına ertelenmişti. Her iki durum nedeniyle C sınıfı iş güvenliği uzmanları 2020 yılına kadar yalnızca az tehlikeli sınıfta bulunan 50’den fazla çalışanı olan işyerlerinde hizmet verebilecek. Bu gelişmeler nedeniyle tehlikeli sınıftaki işyerlerine hizmet veren C sınıfı iş güvenliği uzmanları işten çıkarılmaya başlandı. Aydınlık’a konuşan uzmanlar, c sınıfı iş güvenliği uzmanları hizmet verebilecekleri istihdam alanlarının genişletilmesini istedi. Sektörde belgelerini kiralayanların olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu nedenle maaşların asgari ücrete kadar düştüğünü taban ücretin belirlenmesini talep etti. İşte uzmanların söyledikleri…

‘TABAN ÜCRETİ BELİRLENMELİ’

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Ramazan Özkılsız: C sınıfı uzmanlar 2019 yılına kadar tehlike işyerlerine hizmet verebiliyordu ancak bu süre doldu. Şimdi sadece az tehlikeli işyerlerine hizmet verebilecekler. C sınıfı iş güvenliği uzmanları için istihdam alanı açılması gerekiyor.

Maaşlarımızla ilgili ciddi düzeltmeler yapılması gerekiyor. Lisans ve önlisans mezunu C sınıfı uzmanlar asgari ücretle çalışıyor. Bunlar tamamen bir mağduriyettir. Uzmanlar ve aileleri sıkıntılar yaşıyor. İşsizlik nedeniyle boyun bükerek düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar. Fakat memnuniyetsiz ve kalitesiz bir çalışma oluyor. İşverenler de uzmanları ciddiye almıyor ve danışmanlık da önemsiz görülüyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun işverenlere ciddi bir yaptırımının olması gerekiyor. İşverenler gerek bünyesinde uzman çalıştırarak gerekse dışarıdan Ortak Sağlık Ve Güvenlik Birimleri (OSGB) aracılığıyla hizmet alımı yapıyor. Taban ücretlerinin olması gerekiyor. Taban ücret olmayınca verilen hizmetlerin kalitesi de düşüyor, bu hizmeti alanların iş güvenliğine bakışı da değişiyor, ciddiyetini kaybediyor. İş güvenliği uzmanlarının maaşlarının da tabanının olması gerekiyor.

‘ÇALIŞMAYIP BELGELERİNİ KİRALAYANLAR VAR’

B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Seydi Uzun: Sektöre gereken önem verilmediği için sektör ciddiyetini kaybetti. En çok sıkıntı yaşadığımız konu sahada aktif olmayan fakat uzman arkadaşlarımızın belgelerini kiraya vermeleridir. Kendileri sahada olmadıkları halde çalışıyormuş gibi göstermektedirler. Ciddi bir sıkıntıdır ve bizim kanayan bir yaramızdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü bununla ilgili bir duyuru yaptı; 45 saati aşan çalışmalar hakkında işlem yapılacağı söylendi. Bu duyuru şeklinde yapıldı, bir yönetmeliğe dayandırılmadı. Bakanlık bu duruma el atmalı, 45 saatin üzerinde sigortası olan iş güvenliği uzmanı sertifikasına sahip kişileri bu sektörden arındırmalıdır.

B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Resul Güler: Bir OSGB’de tam zamanlı olarak çalışıyorum. Sektörümüzde çok büyük sıkıntılar var, en önemlisi belge kiralanması. Bu şekilde haksız bir rekabet oluşuyor. Çünkü bir uzmana para vermek yerine belgeye 100-200 lira verip bir riskin altına imza attırılıyor. Sahada aktif çalışan uzmanlar olarak büyük sıkıntılar yaşıyoruz. En başta bizim maaşlarımıza yansıyor. Firmalara gittiğimizde hiçbir itibarımız kalmıyor. Firmalar bizi külfet olarak görüyor. OSGB’ler fiyatları düşürüp haksız rekabet oluşturuyor. Bütün bunların sonucunda uzmanlar mağdur oluyor.

‘YÜZDE 88’İMİZ İŞSİZ KALACAK’

C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Adem Koçaslan: C sınıfı uzmanlarının karşılaştığı en önemli sorun 50 kişinin altında işçi çalıştıran yerlerde uzman mecburiyeti olmadığı için şu an yüzde 88’imiz işsiz kalacak. Yetkililerden bu konuda çalışma yapmalarını bekliyoruz. 2020 yılına kadar B sınıfı sertifikaya sahip uzmanlar, çok tehlikeli işyerlerine bakabiliyor. Çözüm değil ama C sınıfının da aynı tarihe kadar bir üst sınıfa bakmasını istiyoruz. 2020 yılının 7’nci ayında az tehlikelilerin hepsinin hizmet alma zorunluluğu başlayacak. Bu sürenin o zamana kadar uzatılması demek mevcut uzmanların ve yeni mezun olacak olanların da mağduriyetinin önlenmesi demektir.