Bu bölümde işçinin anayasa, yasa ve yönetmelikle düzenlenmiş sendikal haklarını kullanmasını engellemenin, nasıl bir suç tanımına girdiğini ve mevzuatımızın nasıl bir ceza öngördüğünü ele alacağız.
Suçlar ve cezalar yani…
ÜYELİĞE KARŞI SUÇ VE CEZA
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 17. maddesi, “15 yaşını dolduran her işçiye” (yardımcı işlerde çalışanlar da dâhil) işçi sendikasına üye olabilme hakkını tanır. “Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz” der.
17. madde, üyelik başvurusunun “haklı bir neden göstermeden” kabul edilmemesi halinde, “işçinin mahkemeye başvuru hakkı olduğunu” da belirtmektedir.
SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNE KARŞI SUÇ VE CEZA
6356 sayılı yasanın 25. Maddesi bu konuyla ilgilidir:
İşçinin işe alınması, belli bir sendikaya girip girmemesi, belli bir sendika üyeliğini sürdürmesi veya üyelikten çekilmesi şartına bağlanamaz.
Sendikaya üye olan ve olmayan arasında, bu sendika ile diğer sendika üyesi arasında, “çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapılamaz.”
İş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendikal faaliyete katılan işçi, bu sebeplerle “işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.”
Yukarıdaki fıkralara aykırı hareket eden işveren hakkında, işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir.”
Sendikal bir nedenle işten atılan işçi “dava açma hakkına sahiptir.”
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği tespit edildiğinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre dava açan işçinin kazandığında “işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir.”
İşçinin (işe iade talebi ile. M.A) dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.”
TÜRK CEZA KANUNUNDA SENDİKAL ÖZGÜRLÜK
Türk Ceza Kanunu (TCK) ise sendikal özgürlüklerin engellenmesini para cezasıyla bırakmamakta, altı aydan başlayarak üç yıla varan hapisle cezalandırmaktadır. TCK’nın “Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi” başlığını taşıyan 118. Maddesi şöyledir;
“Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLİĞİNE KARŞI SUÇ VE CEZA
Bu konu 6356 sayılı yasada 24. maddede şöyle düzenlenmiştir;
Temsilcinin iş sözleşmesi “haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedilemez. …temsilci veya üye olduğu sendika dava açabilir.”
“Temsilcinin işe iadesine karar verilirse fesih geçersiz sayılır, …kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer haklar ödenir. ..işe başlatılmaması hâlinde (de), iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer hakları temsilcilik süresince ödenmeye devam edilir.”
“İşveren, yazılı rızası olmadıkça temsilcisinin işyerini değiştiremez, işinde esaslı tarzda değişiklik yapamaz. Aksi değişiklik geçersiz sayılır.”
Bu madde, “işyerinde çalışmaya devam eden yöneticiler hakkında da uygulanır.”
ÜYELİK AİDATINA KARŞI SUÇ VE CEZA
6356 sayılı yasanın 18. Maddesi, sendikaya verilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmemesi ya da kesilmesine rağmen bir ay içinde ilgili sendikaya ödenmemesi halinde işvereni, “bildirim şartı aranmaksızın, bankaların işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlü” kılmaktadır.
SENDİKAL HAKLARI ENGELLEME SUÇU VE YARGITAY
Okuyacağımız örnekte de Yargıtay, sendikal özgürlüklere yönelen suçlar hakkında şöyle diyor;
“Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu, çalışma hayatında bir kimsenin sendikaya girme veya girmeme, sendikal faaliyete katılıp katılmama yünündeki iradesi veya tercihinin cebir veya tehdit kullanılarak engellenmesi ile oluşur.
“Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen sendikal hakların engellenmesi suçunun TCK m.118 maddesinin 1. fıkrasıyla bireysel sendika özgürlüğü, 2. fıkrasıyla da kolektif sendika özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Ancak unsurları farklı olmakla beraber her iki suç da sendikal özgürlüğe dair aynı hukuksal değeri koruduğu kabul edilmelidir. Bu suç, failin, mağduru bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, bir sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak için cebir veya tehdit kullanmasıyla oluşur. Kanun maddesinde kullanılan cebir fiziki güç kullanılması anlamına gelmekte, tehdit ise manevi cebir niteliğinde olup mağdurun bireysel sendika özgürlüğünü kullanması yolunda iradesini sakatlayan, sendikal haklarını kullanması veya kullanmaya devam etmesi neticesinde kendisinin veya yakınlarının bir zarara uğratılacağını bildiren, belirli bir boyuta ulaşmış ve kolayca kurtulma olanağı bulunmayan her türlü davranıştır. Bu suçun oluşabilmesi için amacın gerçekleşmesi, başka bir anlatımla kişinin sendikaya üye olmaktan veya faaliyetlerine katılmaktan vazgeçmesi veya sendikadaki görevinden ayrılması zorunlu değildir. Bu amaçla mağdura karşı cebir veya tehdit kullanılması suçun tamamlanması için yeterlidir. Bu sebeple bu suç bir tehlike suçudur” (Y18CD-K.2016/2433)