Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
08 Ocak 2018
İŞÇİNİN KAZANACAĞI BİR YASA İSTİYORUZ

Sendikacılar, avukatlar ve işçiler kanun hükmünde kararname (KHK) ile çıkarılan ve tartışma konusu olan “kadro” düzenlemesini masaya yatırıp çözüm yollarını konuşmak için “Taşeron İşçiliği Büyük Kurultayı”nda bir araya geldi.

İŞÇİNİN KAZANACAĞI BİR YASA İSTİYORUZ

Sendikacılar, avukatlar ve işçiler kanun hükmünde kararname (KHK) ile çıkarılan ve tartışma konusu olan “kadro” düzenlemesini masaya yatırıp çözüm yollarını konuşmak için “Taşeron İşçiliği Büyük Kurultayı”nda bir araya geldi. Ulusal Kanal’ın düzenlediği kurultay dün İstanbul Üsküdar’da bulunan Petrol-İş Sendikası Genel Merkezi’nde yapıldı. Kurultayda KHK ile çıkarılan düzenlemenin hak gaspına neden olduğuna dikkat çekilerek tüm taşeron işçilerine ayrımsız ve koşulsuz kadro verilmesi gerektiği vurgulandı. Kurultayda açış konuşmasından önce iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçiler ile vatan savaşında şehit olan Mehmetçikler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ardından da İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Ulusal Kanal’ın işçilerle ilgili yaptığı haberlerin yer aldığı bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

‘ÜRETENLERİN ÇAĞINA GİRDİK’
 
Açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Çağdaş Cengiz, taşeronların çağından üretenlerin çağına geçeceğimiz bir dönemde olduğumuzu söyledi. Taşeron sisteminde işçilerin yaşadığı sorunların Türkiye’nin sorunları olduğunu ifade eden Cengiz, “Biz Ulusal Kanal olarak kurulduğumuzdan beri emekçinin yanında olduk. Ulusal Kanal olarak her zaman işçi sınıfının emrinde olduk. Üretenlerin çağı diyorsak, üreten diyorsak bunu doğru tarif etmek lazım. Üreticiler derken en başa işçi sınıfını koymak gerekiyor. İşçi sınıfımız neler yaptı bu zamana kadar özellikle 1980’den itibaren Türkiye’nin sömürgeleşmesine en büyük kalkan oldu. Ne yaptı işçilerimiz; 24 Ocak 1980 kararları ile cumhuriyetimizin ekonomik tasfiyesini yapabildiği ölçüde engelledi. Türkiye’nin 1980 darbesinden çıkışını sağlayan esas güç oldu. 2002 Irak Operasyonu’na işçi sınıfı engel oldu. Özelleştirmeye karşı mücadele verdi. ‘Tekel vatandır satılamaz’ dedi. Yani sadece kendini değil, vatanı da düşündü. ‘İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız’ dedi ve evet haklı çıktı, Türkiye’nin kuruluş mevzilenmesinde yerini aldı ve ona göre mücadele etti. Daha önce o hatta giremeyenler artık mecburen o hatta giriyor. O yüzden taşeronların çağı bitti, üretenlerin çağı başladı diyoruz” ifadelerini kullandı.

 
‘SERMAYEYİ İŞÇİYE AKTARACAĞIZ’
 
24 Ocak 1980 kararlarında ‘İşçinin ücretleri düşecek, tasarruf yapacağız ve ekonomimiz gelişecek’ denildiğini aktaran Cengiz, şunları söyledi: “İşçiden biriktirilen para faizciye, karaborsacıya, ihaleciye gitti. Ne kadar büyük bir yalan olduklarını gördük. Özelleştirmeyle, cumhuriyet devriminin yarattığı büyük fabrikaları özelleştirdiler. Buna engel olmaya çalışan işçi sınıfımızdır. Madem üretenlerin esas olacağı bir yıla giriyoruz, birileri fedakârlık yapacak, birilerine sermaye aktarılacak. Şimdi yine aynı şeyleri diyorlar. Rantçılara, taşeronculara mı sermaye aktarılacak? Artık bunların fedakârlık yapması gerekiyor. Yatırım kime yapılacak? Bu yatırımların işçi sınıfına yapılması gerekir. İşçiye daha iyi yaşam koşulları sunarsınız, o köylüye, sanayiye, ticariye yarayacaktır. O kaynaklar ekonomiyi büyütecektir. O paralar borsada değerlenmeyi beklemeyecektir. Onlar sermayeye aktarırken acımadılar, biz de acımayıp üretenlerin çağında sermayeyi işçiye aktaracağız.”
 
‘İŞÇİ BİRLEŞİRSE SORUN ÇÖZÜLÜR’
 
Cengiz konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Taşeron düzenlemesinde ‘Hak kaybını düşünmeyin’ denildiğini hatırlatarak, “Onların meselesi işçiyi kurtarmak değil, seçim afişine iyi bir şey yazabilmek. Derdi ekmek ve vatan olmayan sorunu çözemez. Taşeron işçisinin artık tahammülü kalmadı. İşçinin sesine kulak verin arkadaş. Bunu hükümete ve muhalefete söylüyoruz, çünkü sorunun sebebi siyaset. Kulak vermeyen iktidarda kalamayacaktır. Bu sorunu çözmeye iradesi olmayan bir muhalefet de kesinlikle iktidar olmayacaktır. Peki bu nasıl olacak? İşçinin sesi çıkarsa olacak. İşçi sınıfımız hep fedakârlık yaptı. Artık sömürücü sülükler fedakârlık yapacak. İşçi tek yumruk olup, birleşirse bu sorun çözülecek.”

 
‘DAĞ FARE BİLE DOĞURMADI’
 
Cengiz’den sonra kurultaya ev sahipliği yapan Petrol-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar bir konuşma yaptı. Kadroya alınmasını istedikleri işçilerin hiçbirinin kadroya alınmadığına dikkat çeken Yaşar, “1 milyon 20 bin kişiden bahsediliyor fakat kamu iktisadi teşebbüslerinde çalışan 50 bin kişi bizzat asıl işi yapan taşeron işçileri kapsamdışında tutuldu. Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Botaş’ta, Makina Kimya’da vs. asıl işi yapan arkadaşlarımız kadroya alınmadı. Kimsenin sevincini kursağında bırakmak istemiyorum ama gerçek olan bu. ‘Taşeron işçisine kadro verdik, taşeron meselesini hallettik’ demek çok büyük haksızlık. 8 Ocak’ta (bugün) yine Ankara’da bununla alakalı çok değerli bölge başkanları, sendika genel bakanları Türk-İş tarafından toplanacak. Bu konuların tekrar düzenlenmesine dair mücadelemiz devam edecek. Bizim için dağ fare bile doğurmamıştır. Bu konuyu ülkemiz adına, halkımız adına takip edeceğiz” sözlerini kaydetti.
 
‘TAŞERON 12 EYLÜL’DEN SONRA HORLATILDI’
 
Ali Ufuk Yaşar’dan sonra kürsüye Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Akkaya çıktı. Akkaya, 12 Eylül’den sonra taşeron sisteminin hortlatıldığını vurguladı. “Taşeron sistemini, işsizliği önlemenin stratejik planının dört temel unsurundan biri olarak ilan eden hükümet, ne oldu da taşeron işçilerine kadro meselesini gündemine aldı?” diye soran Akkaya, bunun sebeplerini şöyle açıkladı: “Piyasa ekonomisinin ülkeyi uçuruma sürüklemesi, hükümeti de götüreceğinin görülmesinden sonra başlayan yeni arayışlar. Taşeron işçilerinin son yıllarda giderek artan mücadelesi. Her yerde pıtrak gibi çoğalan muvazaa davalarının hükümetin önüne çok yüklü faturalar getirmesi. Ve taşeron işçilerinin, seçimlerin belirleyeni olacak sayıya ulaşması.”
 
Hükümetin sendikalardan ve toplumdan gizleyerek hazırladığı planın, KHK ile ortaya çıktığını belirten Akkaya, şu görüşleri dile getirdi: “Hükümet hâlâ dediğim dedik noktasındadır. Gerçek niyeti taşeron işçisine kadro vermek değil, kadro görüntüsüyle birkaç kuş vurmaktır. Kararnameyle; taşeron sisteminden vazgeçilmiyor. Tersine belediyeler ve il özel idarelerindeki şirketler yoluyla sürdürülüyor hatta şirket olmayan yerlerde de şirket kurmak mecburi hale getirilerek bütün Türkiye’ye yayılıyor. Kadro denilen yeni statü taşeron işçisinin ücretinde ve sosyal haklarında bir iyileşme getirmiyor. Hileli ihaleler dolayısıyla açılmış davalardan vazgeçilmesi tehdit yoluyla sağlanarak, maliyenin önüne gelebilecek çok yüklü faturalardan kurtuluyor. Taşeron düzenlemesi için kapandılar aylarca. Gizli gizli çalıştılar. Nokta operasyon yapılacağı belliydi artık. Beklenen oldu, sendikalardan ve toplumdan gizlenen taslak Meclis’e gelecek diye beklerken aniden kararname oluverdi. Çıkan kararname, ne Türk-İş’in ne de DİSK’in yararınaydı. KİT’ler dışarıda tutulmuştu. İhaleler arasında ayrım yapılmış, hizmet alımı, mal ve hizmet alımı ve anahtar teslimi ihaleleri dışarıda tutulmuştu. Sadece bir sendika seviniyordu. Hak-İş idi o da. Bakın açıklamalarına, davul zurna çalıyor, bayram ediyorlar adeta.”
 
‘EMEĞİN KAZANACAĞI BİR YASA ÇIKMALI’
 
Açılış konuşmalarının ardından Aydınlık gazetesi yazarı Esin Ergenç’in yöneticisi olduğu birinci oturumda ilk sözü Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Adnan Uyar aldı. Uyar, şunları söyledi: “Her defasında Türk-İş yönetimi taşeron meselesinde açıklama yaparken kadro meselesinin direkt halledilmesini hedeflemiştir. Buradan 68 bin insanın mutsuzluğunu dile getiriyoruz. Siz bir şeyi doğru yaptığınıza inanıyorsanız, ama ve fakatlara yer vermeyeceksiniz. Türk-İş Başkanlar Kurulu olarak örgütlü yapının işverenler ve hükümet arzusuna göre olmasını tasvip etmiyoruz. Siyasi iradenin, sermayenin uşaklığını yaparsak o zaman aidatların bize haram olduğunu inanıyoruz. Tüm sendikacıların bu düşünceyle hareket etmesini istiyoruz. Taşeron meselesinin kökünden halledilmesini istiyoruz. Söz verdiğimiz gibi, hiçbir kuruluşu korumadan kollamadan sadece emeğin kazanımlarıyla bir yasanın çıkmasını talep ediyoruz.”

‘ÜLKENİN TAŞIYICI KOLONLARI ATATÜRK DEVRİMLERİDİR’
 
Uyar’ın ardından kürsüye çıkan Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul, ülkenin taşıyıcı kolonlarını Mustafa Kemal Atatürk devrimleri olarak gördüğünü vurgulayarak sözlerine başladı.
 
Taşeron işçilerinin haklarının ellerinden alındığını belirten Yurdakul, şunlara dikkat çekti: “Kamuda arkadaşlarımız kadroya geçiyor, bu doğru ama ne hak kazanıyor? Hiçbir hak kazanmıyor. Emekliliği gelmiş arkadaşlarımız kapıya konacak. Bu konuda yüzlerce dava var. Bugünkü mevcut yasa bunu engelliyor. Bütün haklarımızdan feragat edebilmek için beyanda bulunduruyorlar. Peki kadroyu aldığında ne olacak? 2020’nin Temmuz’u bitinceye kadar hiçbir işletmede toplusözleşme yapılmayacak. Toplusözleşmeye bağlı gasp uygulamasıdır bu.”
 
Türkiye’de işçinin örgütlülüğüne değinen Yurdakul, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanlarımız demokratik haklarını özgürce kullanabiliyorlar mı? Biz bunu sağlayamazsak nasıl başarılı oluruz? Bir ülkede olumsuzluk varsa üniversiteler ve işçi sınıfı bir arada hareket etmeli. Kim doğru yapıyorsa destekleyecek, kim yanlış yapıyorsa demokratik olarak hakkını arayacaktır. Siyaseti yapan bize ne kadar yakın olursa biz de o kadar yakın olacağız. Bizim tek hedefimiz demokratik şekilde, özgürce bu ülkede yaşamak istiyoruz.”
 
Bir belediye işçisinin “Eylem planınız var mı?” sorusuna Yurdakul, “Kızılay’a inelim hep birlikte, taleplerimizi haykıralım. Bedeli neyse ödemeye hazırız” diyerek yanıt verdi.
 
‘ÇÖZÜM KÖKTEN YOK ETMEK’
 
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci de madenlerde yeraltında taşeron çalıştırılmasının bedelini ödediklerini belirterek, “Taşeron demek ölüm demektir” dedi. “Bizdeki taşeron uygulamaları hiç yüz güldürmedi” diyen Demirci şöyle konuştu: “Madende taşeron doğrudan öldürüyor. Diğer işkollarındaki taşeron açlık, yoksulluk, huzursuzluk, dağılan aileler, intiharlar gibi her yoldan öldürüyor. Bu düzenlemeye taşeron düzenlemesi demek bile doğru değil. Kısmi bir düzenleme var. Onun da ucu-başı belli değil. Taşeron sorunu böyle çözülmez, bu çözüm değildir. Biz yeraltında çözdük, çünkü bedel ödedik. Çözüm taşeron uygulamasını kökten yok etmektir.”
 
‘EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR’
 
Türkiye Maden-İş Genel EĞİTİM ve Araştırma SEKRETERİ Ahmet Çümen de şunları söyledi: “Yeni düzenleme başta hoş gelse de taşeron işçisine kadro verilse de işin iç yüzü öyle değil. Aceleyle, alalede çıkarılan düzenleme birçok soruyu da beraberinde getirdi. Emekçinin istekleri dikkate alınmadı, Meclis’te oylamaya sunulmadı. Ayrıntılar bile yeni yeni ortaya çıktı. Üstelik ‘Taşeron işçisinin hepsi kadrolu olucak’ dendi fakat KİT’ler dışarıda bırakıldı. 50’nin üzerinde kurum dışarı bırakıldı, bu kurumlarda yapılan işler en tehlikeli işlerdir. KİT’leri kapsamdışı bırakması devletin eşitlik ilkesine ters düşmektedir. Anlatılmasına rağmen olumlu bir sonuç da alınmadı.”
 
Tez Koop-İş Genel Örgütlenme SEKRETERİ Çağdaş Duyar kadroya alındığı söylenen 450 bin taşeron işçisinin kamusal haklardan faydalanamayacağına dikkat çekti. Düzenlemeden yararlanmak isteyenlerin yazılı ve sözlü sınavlardan geçmesi gerektiğini belirten Duyar, hükümetin sınavın formalite olduğunu söylediğini hatırlatarak, “O zaman neden sınav getirildi” diye sordu. İşçilerin güvenlik soruşturmasına da tabi tutulacağını söyleyen Duyar, “Yıllardır çalışan insanların güvenilirliğini sorgulamak yeni mi aklınıza geldi?” dedi. Basın-İş Genel Başkanı Savaş Nigar da düzenlemenin kanun hükmünde kararname ile çıkarıldığı için içeriğini tartışmadan tamamen karşı çıkılması gerektiğini savundu. Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş da taşerona yönelik KHK ile çıkarılan düzenlemeden genel olarak memnuniyetsizlik duyulduğunu aktardı. “Kadroya geçtiğini düşünenler de durumdan memnuniyetsizliğini dile getirmekte” diyen Durmuş, “Mesleğini icra eden kamudaki taşeron gazeteciler de bu durumdan rahatsız. Emekçinin hayatını refah içinde sürdüreceği bir düzenlemeyi biz de desteklemek zorundayız. Türkiye Gazeteciler Sendikası taşeron işçilerinin haklarını alana kadar emekçinin yanında olacak” dedi.
 
Kurultaya katılan kurumlar: Tarım-İş Sendikası, Konut-İş Sendikası, Yol-İş Sendikası, Belediye-İş Sendikası, Tekgıda-İş Sendikası, Türkiye Sağlık-İş Sendikası, Koop-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, Türkiye Maden-İş, Genel Maden-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Denizciler Sendikası, Basın-İş Sendikası, İşçi-Der, İstanbul İşçiler Derneği, Vatan Partisi.
DİĞER HABERLER
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın, yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür.

TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN ‘YETKİ DAVASI’ ELEŞTİRİSİ: MAHKEME 7 SENE SÜRÜYOR

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, sendikaların işverenlere açtıkları yetki davasında mahkemelerin uzun sürmesini eleştirerek “Mahkeme 7 sene sürüyor. 7 sene sonra ne iş yeri kalıyor, ne sendika kalıyor, ne bir şey kalıyor” dedi.

KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ
KANATLI ETİ İHRACATINA KISITLAMA GETİRİLDİ

Ticaret Bakanlığı kanatlı eti ihracatına kısıtlama kararı aldı. Son dönemde fiyatlarıyla tartışma konusu olan beyaz et tarafında ihracat kısıtlaması için düğmeye basıldı.

1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK
1996-1998 DÖNEMİNDE İŞVEREN SENDİKACILIĞI VE TİSK

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ 51.Cumhuriyet Hükümeti (II.Çiller Hükümeti) 5.10.1995-30.10.1995 tarihleri arasında, 52. Cumhuriyet Hükümeti (III.Çiller Hükümeti) 30.10.1995-6.3.1996 tarihleri arasında görevdeydi. 24 Aralık 1995 tarihinde gerçekleştirilen milletvekili seçiminde oyların yüzle 21,4’ünü alan Refah Partisi 158 milletvekili çıkardı. ANAP’ın oyu yüzde 19,6 (132 milletvekili) ve DYP’nin oyu yüzde 19,2 (135 milletvekili) düzeyinde kaldı. DSP oyların yüzde 14,6’sını (76 […]