İŞÇİNİN HUKUKUNA DA GÖZ DİKTİLER
AKP şark kurnazlığına devam ediyor. Kıdem tazminatında fonu, işçiler ağırlıklı olarak yararlanamıyor, mağduriyetler yaşanıyor, bunu engelleyeceğiz diyerek savunmaya çalışırken şimdi de cumhuriyet hukukunu ortadan kaldırmanın gerekçesi olarak işçi davalarının uzun sürelerde devam ettiği savını ileri sürüyor.

AKP şark kurnazlığına devam ediyor. Kıdem tazminatında fonu, "işçiler ağırlıklı olarak yararlanamıyor, mağduriyetler yaşanıyor, bunu engelleyeceğiz" diyerek savunmaya çalışırken şimdi de cumhuriyet hukukunu ortadan kaldırmanın gerekçesi olarak işçi davalarının uzun sürelerde devam ettiği savını ileri sürüyor. Bunun çözümü de arabuluculuk sisteminde diyor.
Arabuluculuk sistemi, 22 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girerek, yasal ve kurumsal bir yapıya kavuştu. Ancak bu yasada zorunluluk değil gönüllülük esas. Fakat iş davalan için hükümetin hazırladığı taslakta ise arabuluculuk zorunlu bir uygulama olarak yer alıyor. Arabuluculuk yasasının 2. maddesinde arabuluculuk tanımı şöyle yapılıyor: "Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onlann birbirlerini anlamalannı ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi."
Ne kadar da güzel geliyor kulağa. Peki öyle mi? Türkiye Barolar Birliği bakın bu algı operasyonunu nasıl açıklıyor:
ÇÖZÜM DEĞİL ALGI OPERASYONU
"Tam da bu noktada büyük bir algı operasyonu yürütülmektedir. Mevcut uygulamayı abartan ve aksaklıktan, özellikle iş hukuku uyuşmazlıklarında, zayıf durumda bulunan işçilerin haklarını ihlal eden boyutu gizlenerek, rakamlarla süslenmiş, övücü açıklama ve yayınlar yapılmaktadır."
"Buradan Zorunlu Arabuluculuğun alt yapısı hazırlanmaktadır. Süslemeler ihmal edilmiyor; başta hukukçular olmak üzere toplumun en büyük sıkıntısı olan geciken adaletin hızlanacağı, mahkemelerin ve yüksek yargının iş yükünün azalacağı, kişilerin haklarına daha kısa sürede ulaşacağı vaatleri ile kamuoyu yanıltılmaktadır."
"Doğrudur, arabuluculuk uygulaması ile hukuki uyuşmazlıklann daha süratle çözüme kavuşacağı bir vakıadır. Ancak bu olumluluğu zorunluluk haline getirmek, Anayasayla güvence altına alınan ve temel kişi hak ve özgürlüklerinin başında gelen ‘hak arama’, ‘yargıya başvurma’, ‘doğal hakim’ gibi ilkeleri yok edeceği örtülenmektedir. Özelikle iş davalarının bu kapsama alınmak istenmesi, kıdem tazminatı fonu, kiralık işçilik, esnek çalışma, taşeronlaştırma gibi dayatmalarla birlikte ele alındığında işçiler açısından onulmaz sıkıntılar gündeme gelecektir."