Hükümet, işçi-işveren uyuşmazlıklarında mahkeme yolundan önce arabuluculuğa başvurmayı zorunlu kılan düzenlemeyle iş akdi feshinde işçinin hak arama yollarını kullanmasını işveren lehine zorlaştırıyor.
Emekçilerin yargıya başvurmalarını engelleyici olacağı, gerçek haklarının çok altında anlaşmalara mecbur bırakılacakları gerekçeleriyle emek örgütlerinin tepkisini çeken İş Mahkemeleri Yasa Tasarısı, iş akdi feshedilen işçilerin uygulamada zaten yetersiz olan haklarını büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.
TBMM’de görüşmelerine başlanacak tasarıya göre, iş sözleşmesi feshedilen işçi mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya başvuracak. Arabuluculuk sonunda anlaşmaya varılamazsa iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açabilecek. Yürürlükteki yasada yer alan ‘işten çıkartılan işçinin başvurusu için mahkemelerin iki ay, Yargıtay’ın da bir ay içinde karar vermesi zorunluluğu’, tasarı ile belirsiz bir tanım olan “ivedilikle sonuçlandırılır” olarak değiştiriliyor. Tasarı, “ivedilikle sonuçlandırılmazsa” uygulanacak herhangi bir yaptırımı da içermiyor.
Tazminat azalacak
Tasarıda işe iadesine karar verilen emekçinin işveren tarafından işe başlatılmaması durumunda alacağı tazminat da düşürülüyor. Mahkeme kararına karşın işe başlatılmayan emekçiye ödenmesi gereken dört aylık tazminatın hesaplanmasında, mahkemenin sonuçlandığı tarih değil, işten çıkartıldığı tarihin esas alınıyor. Böylelikle işçinin aradaki ücret ve sosyal hak artışlarından yararlanmasının yolu kapatılıyor. İşveren bu döneme ilişkin sigorta primlerini de ödemeyeceğinden, işçinin emekliliğe hak kazanmasına esas olacak sürenin hesaplanmasında da kaybı oluyor.
Öte yandan sendikal örgütlenme sırasında işten çıkartılan işçilerin, toplu sözleşme yetki tespitinde dikkate alınmamasına ilişkin bir hüküm ile sendikaların yasal çoğunluğa ulaşmasına engel getiriliyor.
İtiraf gerekçede
Kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı ile izin alacağı amacıyla açılan davalarda zaman aşımını 10 yıldan beş yıla indiren maddenin gerekçesi, hükümetin tercihinin işverenlerden yana olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Maddenin gerekçesi şöyle: “İş sözleşmesi bugün feshedilen bir işçi için on yıl boyunca dava tehdidi altında kalan işverenin, yatırım ve gelecek planlaması yapması mümkün olamayabilecek, yapılan planlar da uygulanamaz hale gelebilecektir. Bu durum ise işçisi, işvereni ve işletmeleriyle kalkınma sürecinde olan ülkemizin ekonomik gelişiminin sekteye uğraması ihtimalini gündeme getirebilecektir.”
‘Çalışırken şikâyet edebilirsin’
İşçilerin iş kanunundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin Çalışma Bakanlığı’na şikâyetlerini imkânsız hale getirecek bir düzenleme de tasarıda yer alıyor. İşçilere “iş sözleşmesi sona erdikten” sonra şikâyetin yolu kapatılıyor.