İŞÇİNİN AYAK SESLERİ
Olmaz, koşullar uygun değil. Eğer işi yapmaya niyetiniz yoksa, eğer inancınız zayıflamışsa çeşitli mazeretler üretirsiniz. İşin vahim tarafı, siz de buna inanırsınız. O zaman olmaz dersiniz. Bir işin olması için Yaparız, olur diyerek başlamak gerek.
"Olmaz, koşullar uygun değil." Eğer işi yapmaya niyetiniz yoksa, eğer inancınız zayıflamışsa çeşitli mazeretler üretirsiniz. İşin vahim tarafı, siz de buna inanırsınız. O zaman "olmaz" dersiniz. Bir işin olması için "Yaparız, olur" diyerek başlamak gerek.
İlkokul öğretmenim hep "Yapanm diye başlamak yolun yarısını gitmektir." derdi. İnsan yaşarken daha iyi görüyor. Yola çıkmadan mesafe alınamayacağını, hatta o yolda yürünüp yürünemeyeceğinin de bilinemeyeceğini. Genel Maden-İş Sendikası’nın Emeğe Saygı mitingi bir hafta öncesinde karar verildi. Yani aylar, yıllar süren bir hazırlıkla yapılmadı. Türkiye sendikal hareketinin sorunudur bu. Oluru değil, olmazı konuşmak ve olmaz diye yapmamak.
Zonguldak mitingi yapılabileceğini gösterdi. Neden olmasın? Görmüyor muyuz, işçinin sorunlarını, patlama noktasına geldiğini? Sendikalı işçi sayısının giderek arttığını, taşeronlaşmanın ölüm getirdiğini, kıdem tazminatının okkanın altında olduğunu, asgari ücretin bile altında ücretlerle çalışıldığını? Zonguldak’taki maden işçileri "Yeter" dedi işte. Devamını getirmek, bu sese, ses katacak olan diğer işçilerin, üzerine ölü toprağı serpilmiş sendikaların sorumluluğu değil mi?
Şişecam işçisi kapının önüne konmuşken, o kapılan kırıp girmedi mi içeri? Yatağan Termik Santralinin özelleştirilmesini santralin sendikalı işçileri engellemedi mi? AKP kontrolündeki THY Yönetimi’nin her türlü hukuksuzluğuna karşı 40-50 işçinin aylardır aynı kararlılıkla verdikleri mücadele ortada değil mi? Sadece bunlar değil elbette.
Şimdi oturup düşünme zamanı. Şimdi şapkaları önümüze koyma zamanı. İşçinin ayak sesleri İstanbul’dan, Yatağan’dan, Emeğin Başkenti Zonguldak’tan geliyor. Kim ki bu hareketi "Hazırlanmalıyız, olur mu, olmaz mı" diye geçiştirme bahaneleri üreterek engellemeye çalışır, o tarih önünde suçlu olur. Değişim başladı. Önümüzdeki süreç sendikalarda da çok şeyi değiştirecektir. Türk-İş’in son genel kurulu Yargıtay’dan gelecek karara göre yeniden yapılabilir. Eğer genel kurul yenilenirse bu mücadeleci sendikalar için bir fırsat olacaktır. Çünkü Türk-İş hala sendikal hareketin en büyük gücü.
Bu yüzden de kimin onun başına geçeceği çok önemli. Kimin derken kişiden ya da kişilerden bahsetmiyorum. Hangi düşüncenin hakim olacağı kastım. Eğer var olan yönetimde isimler değişecek ama, AKP hakimiyeti sürecekse bu, hem Türk-İş’in, hem de sendikal hareketin kaybı olur.