İŞÇİLERE TEMBEL DİYORLAR AMA ŞİRKETLER KÂR EDİYOR’
Yorgos Pondikos: Bu kriz, sistemin kendi krizidir.Sermayenin taktiği de kendi sistemini korumak için krizlerin ve genel olarak tüm sorunların nedenini insanda aramaktır.
Dünya Yunanistan’daki krizi IMF’nin ülkeye verdiği krediler, avrolar, Almanya Başbakan Angela Merkel’in bu kredilere karşı çıkışları ve Avrupa Birliği (AB)’nin Yunanistan’ı birlikten atacağına dair senaryolar tartışadursun krizin Yunan toplumunda açtığı yaralar gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Çözüm ise şimdilik ufukta görünmüyor… Tüm İşçiler Mücadele Cephesi (PAME) Dış İlişkiler Sorumlusu Yorgos Pondikos, krizin nedeninin çalışanlar ya da Yunan halkı olmadığını söylüyor ve sorumluluğun bunların omzuna yüklenmesine karşı çıkıyor.
Dış dünyada Yunan halkının tembel olduğu ve krizin bu yüzden ortaya çıktığı yolunda bic söylem var. Yunan halkı gerçekten tembel mi? Kriz bu yüzden mi oldu?
Her şeyden önce bu bir mittir; sermayenin alışık olduğumuz propagandalarından biridir. Çünkü sermaye emekçilerin tek yumruk halinde hareket etmemesini, parçalanmasını ister, çıkarları bunu gerektirir. Dolayısıyla bu yalanı bu dönemde Yunanlılar için söylüyorlar, yarın Türkler için başka şey söylerler, İtalyanlar için başka şey, Portekizliler için başka şey…
Ben bu söyleme karşılık şunu sormak istiyorum: Kriz gelişmiş ülkelerden, Amerika’dan başlayıp, Almanya, Fransa, Portekiz ve İtalya’da görüldüğüne göre, bütün bu ülkelerdeki insanlar tembel miydi? Krizin Yunanistan’a özgü bir şey olduğunu söyleyemeyiz, ama bunlarla yapılmak istenenin krizin asıl nedenini saklamak olduğunu söyleyebiliriz. Bu kriz, sistemin kendi krizidir. Sermayenin taktiği de kendi sistemini korumak için krizlerin ve genel olarak tüm sorunların nedenini insanda aramakür. Onun için de "siz tembelsiniz", "yanlış yapıyorsunuz" gibi şeyler söylerler.
TEMBELSEK ŞİRKETLER NASIL KAR EDİYOR’
Bu miti alt üst edecek bir veri sunayım size. Kriz boyunca 500 Yunan şirketi karacına kar katmıştır! (Yunanlılar tembelse) bu iş nasıl oluyor? Yunan şirketleri bunlar yabancı şirketler de değil… O zaman krizin nedeni nedir? Bir başka bir veri daha: Yunan finans sektörü 1997-2007 yılları arasında AB finans sektörleri arasında en çok kazanan oldu. Bu dönemde Yunanistan’daki ekonomik büyüme yüzde 2 ila 4 arasındaydı. Yani biz bu tür sosyo-ekonomik krizlerin herhangi bir ulusla özdeş olduğunu düşünmüyor, bunları herhangi bir halkın tembelliğine bağlamıyoruz. Ülkemizde toplumun her kademesinde ve sendikal hareket içerisinde bu krizin karakteri üzerine önemli bir tartışma sürüyor. Bazıları bu krizin bir borç krizi olduğunu savunuyor. Biz ise bu krizin aşırı sermaye birikiminden kaynaklandığını söylüyoruz.
Peki, bu kriz Yunanistan’da çalışma yaşamını nasıl etkiledi?
Hükümetin verdiği resmi rakamlara göre şu anda Yunanistan’da 4 buçuk milyon çalışan, 1 milyon 300 binin üzerinde de işsiz var. Bizce işsiz sayısı çok daha yüksek, ama bu rakamlar bile dramatik bir durum ortaya çıkarıyor; çalışabilecek durumda olan 4 buçuk milyonun içinde her dört kişiden biri işsiz. UNICEF’in son raporlarına göre ise Yunan toplumunun büyük bölümü fakirlik sınırına yaklaştı, 800 bin civarında Yunanlı çocuk fakirlik sınırının altında yaşıyor.
MAAŞLAR DÜŞTÜ, İKRAMİYELER KESİLDİ
Kriz ile birlikte alınan önlemler ilk önce kamu çalışanlarını vurdu; bunların ücretlerinde yüzde 40’lara varan kesintilere gidildi. Krizden ikinci sırada etkilenen kesim emekliler, üçüncü sırada etkilenen ise özel sektör çalışanları oıdu. Hem kamu hem de özel sektör çalışanlarının, 13. ve 14. maaş olarak da bilinen yıllık ikramiyesi kesildi; maaşlara ekstra vergiler getirildi ve emeklilik yaş sınırı yükseltildi. Özel sektör çalışanlarının uğradığı hak kesintilerinin en önemlisi ise toplu sözleşmelerin iptal edilmesiydi.
Ayrıca özel sektör çalışanlarının on binlercesinin aylarca maaş alamadığını da eklemek gerekir. Bunların yanı sıra halkın genelinin ödediği vergilerin hepsi yükseltildi. Yeni vergi uygulamaların getirildi; bu yeni vergilerin bazıları faturalara eklendi. Halkın geneli bu ekstra vergileri "haraç" olarak anıyor. Çalışanların büyük kesimi ise bu "haraç"ları ödemekte zorlanıyor.
Bu arada Türkiye’den gelen bir gazete aracılığıyla da Türk emekçilere…
Türkiyeli emekçiler…
Ben ne dedim?
"Türk emekçiler" dediniz.
Aradaki farkı nedir?
Türkiye’de Kürt… (Gülerek kesiyor)
Tabi çok doğru, ama ne demek istediğimi zaten siz anladınız. Türkiyeli emekçilere Yunanistan’daki mücadelelere verdikleri destekten ötürü teşekkür etmek istiyoruz. Türkiyeli ve Yunanlı emekçilerin düşmanının ortak olduğunu düşünüyor ve mücadelemizin de ortak olması gerektiğini savunuyoruz. Bu ortak mücadele bağlarımızın daha da gelişmesini istiyoruz.