İŞÇİLERE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Belediye İş Sendikası Şube Başkanı Selim Yöndem, Doğuş Çay Fabrikası’nda sendikalı işçilerinin istifaya zorlandığını söyledi.Tekgıda iş Sendikası’nda basın açıklaması yapan Selim Yöndem, işçilerin Doğuş Çay´da uygulanan bu haksız, keyfi, bozuk düzene ve ücretlerinin sürekli aşağıya çekilmesine itiraz ettiklerini ve bir mücadele başlattıklarını söyledi.
Belediye İş Sendikası Şube Başkanı Selim Yöndem, Doğuş Çay Fabrikası’nda sendikalı işçilerinin istifaya zorlandığını söyledi.
Tekgıda iş Sendikası’nda basın açıklaması yapan Selim Yöndem, işçilerin Doğuş Çay’da uygulanan bu haksız, keyfi, bozuk düzene ve ücretlerinin sürekli aşağıya çekilmesine itiraz ettiklerini ve bir mücadele başlattıklarını söyledi.
İşçilerin başlatılan bu mücadelede sendika olarak yanlarında olduklarını ifade eden Yöndem, "Sendikaya üye olan işçiler şimdi istifaya zorlanıyor" dedi. İşçilerin kendi iradeleriyle sendikaya üye olduklarını belirten Yöndem, "işçiler, tehditle sendikadan istifaya zorlanıyor. İnsanlar işlerini kaybetmemek adına kişiliklerinden, onurlarından taviz vermek zorunda kalıyorlar. Kanunun temsilcileri kimse gereğini yapsın. İnsanlar işiyle, ekmeğiyle terbiye ediliyor" diye konuştu.
İşçilere sahip çıkacağız’
Belediye iş Sendikası Şube Başkanı Selim Yöndem; Doğuş Çay Fabrikasında sendikalı iççilerin istifaya zorlandığını söyledi. Tekgıda İş Sendikasında basın açıklaması yapan Selim Yöndem, bu mücadele sürecinin, 5 Eylül günü Doğuş Çay Fabrikası işçilerinin antidemokratik uygulamalara, hareketlere, zulümlere ve işçilerin ücretlerinin sürekli aşağıya çekilmesi ile başladığını belirtti.
Yöndem, "İşçiler bu haksız, keyfi, bozuk düzene ve ücretlerinin sürekli aşağıya çekilmesine itiraz ettiler. Ücretlerinin kayıplarına yönelik telafi talebinde bulundular. İşveren temsilcisi ise aşağılayıcı bir üslupla, hakaretvari söylemlerle arkadaşlarımızın bu talebini reddetti ve 30’a yakın işçi arkadaşımıza yarın gelmeyin diyerek bu süreci başlattı. O gün fabrikada çalışan bütün işçiler 30’a yakın işçi arkadaşının iş akdinin feshine ilişkin bir tepki direnişi örgütlerdiler. Bizler sendikalar olarak gerek Tekgıda iş gerek belediye iş sendikası olarak bu arkadaşlarımıza hiçbir ayrım gözetmeksizin destek verdik" dedi.
Bu destek ve direnişten sonra fabrikanın yönetim kurulu başkanının işçileri dinlediğini ve İşçilerin sorunlarına yönelik çözümler geliştirdiğini söyleyen Yöndem, “O dönem işvereni o kurumda temsil eden işletmenin müdürünün görevden alınmasıyla, olumsuzlukları en yakın zamanda telefi etmek ve ücretlerde de yılbaşına yakın bir zamanda iyileştirme yapmak sözüyle bir anlaşmaya varıldı. Tekgıda iş sendikamızın başkanıyla da görüşüldü ve bir anlaşma yapıldı" dedi.
"İşçiler kendi iradeleriyle üye oldu"
Bu anlaşmadan sonra bizler sendikalar olarak arkadaşlarımızın hiçbirine gelin bize üye olun demedik diyen Yöndem, işçilerin tamamen kendi iradeleriyle, anayasal ve yasal haklarını kullanarak sendikaya üye olmak için geldiklerini belirtti. İşçilerin bu talebini geri çevirmediklerini belirten Yöndem, "İşçilerin üye olmalarının altında yatan tek sebep 5 Eylül günü ile 6 Eylül gününü mukayese etmeleridir. 6 Eylül günü işveren temsilcisinin hukuk tanımaz uygulamaları değişti. İşçiler birlikte hareket ederek bir şeyleri değiştirebileceklerini gördüler. Bu nedenle sendikaya üye olmak istediler. 160 arkadaşımız Tekgıda İş Sendikasına üye oldu. Sendikalı olma sürecini örgütleyen, iş yerinde lider kadrolarda yer alan arkadaşlar, işçilere önderlik yaparak onları sendikamıza üye yaptılar" diye konuştu.
Aynı işverenin daha sonra görevden aldığı müdürü, tekrar işletmenin başına müdür olarak getirdiğini söyleyen Yöndem, "İşçileri sendikaya üye yapan arkadaşlarımız bu sefer işçilerin üyeliğini geri çekmek, işçileri sendikadan istifa ettirmek için kimlik toplamaya başladılar. Biz buna itiraz ediyoruz. Bu arkadaşlarımıza sormak istiyoruz, bu işçileri sendikaya getirirken hangi gerekçeyle getirdiniz, bugün hangi gerekçe ile götürüyorsunuz. Getirirken bir beklentiniz mi vardı, bu beklentiye cevap bulamadınız ya da tam tersi işveren bu konuda taleplerinizi yerine mi getirmeye başladı. Ya da size makam mı verecek, mevki mi verecek. 160 insanın özgür iradesiyle üye olduğu sendikadan işten atma tehdidiyle, insanları sendikadan istifa ettiriyorsunuz" dedi.
Yöndem açıklamalarına şöyle devam etti:
"Doğuş Çay’da antidemokratik uygulama var" İşveren disiplin adı altında işçilerin yevmiyelerini keserek, zaten asgari ücret üzerinden maaş ödedikleri insanların maaşlarından geri almaya başladılar. Doğuş Çay Fabrikasında hiçbir işçi ücret bordrosunun ne olduğunu bilmiyor. Hiçbir işçi 4857 iş kanunundaki haklarını bilmiyor. Tam bir sömürü sistemi var. Antidemokratik bir uygulama var. Olumsuzlukları ortadan kaldırmak adına bu işçileri sendikalı yaptık ancak işverenle bir savaş başladı. İşverenin tetikçileri sahneye çıktılar, bir pay almak adına işçileri sendikadan istifa ettiriyorlar.
"İşleri için kişiliklerinden taviz veriyorlar"
Bunlara itibar etmeyin. Siz anayasal hakkınızı kullanıyorsunuz. Birlikte olmanız halinde size hiçbir güç bir şey yapamaz. Bu ülkede malum işsizlik had safhada. İnsanlar işlerini kaybetmemek adına kişiliklerinden, onurlarından taviz vermek zorunda kalıyorlar. Burada ayıp evine ekmek götürmek zorunda olan işçinin mi, yoksa işçiyi istifaya zorlayanın mı?
"İnsanlar işiyle terbiye ediliyor"
Suç, bu yasal mevzuatı bu çerçevede tutan siyasal anlayışın. Ülkemizde bir işçinin sendikalı olması işten atılmasına sebep gibi gösteriliyor. Bunun aslı yoktur. Ordu’daki en üst makamdan en alt makama kadar sesleniyorum, İşçilerimiz işten zorla çıkarılıyor. Kanunun temsilcileri kimse gereğini yapsın. İnsanlar işiyle, ekmeğiyle terbiye ediliyor.
"Başbakanı dinledik, olmadı"
Türkiye’de işçi hakları konusunda Avrupa seviyesine ulaşamadığız müddetçe işçilerin sorunlarına çözüm bulmamız mümkün değil. İşçilerle ilgili düzenlemeler maalesef meclisten bir türlü geçemiyor. Türk iş genel kurulunu ziyaret eden Başbakanımızın açık çağrısını buradan söylüyorum, "kamudan vazgeçin, özel sektörde örgütlenin" diye sendikalara ikazda bulundu. Bende buradan başbakana sesleniyorum, senin emrin üzerine Doğuş Çayla örgütlendik ama örgütlediğimiz işçileri işten atıyorlar. İstifa etmeyeni kapının önüne atıyorlar. Biz de bu suç duyurusunu Başbakana iletiyoruz. Dünyada en acı şey insanı ekmeğiyle tehdit etmek, şu an Doğuş Çay bunu yapıyor. Bu antidemokratik uygulama devam ettiği müddetçe, o fabrikada çalışan işçilerimize sahip çıkacağız. Ordululara sesleniyorum, Doğuş Çayın çaylarını almayın, bu işçilerin sesine kulak verin.