İŞÇİLER YASALARI KONUŞTU
TÜRK-İŞ İstanbul Şubeler Platformu, Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS), ki- ´ dem tazminatı ve Toplu İş İlişkileri Kanunuyla ilgili panel düzenledi. Panelde konuşan Murat Özveri, sendikal yasalarda yapılan değişikliklerin olumsuzluklarına dikkat çekti.
TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU İSTANBULDA YAPILAN TOPLANTIDA TARTIŞILDI
İşçiler yasaları konuştu
Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu, gündemdeki yasaları düzenlediği panelle tartıştı. Türk-Iş istanbul Şubeler Platformu, Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS), kıdem tazminatı ve Toplu İş İlişkileri Kanunuyla ilgili panel düzenledi. Bu hafta meclis gündemine taşınacak düzenlemelerin çalışma yaşamını ve sendikal mücadeleyi gerileteceğini söyleyen sendikacılar, uzun zamandır taşanları geri çekmesi için Hükümete çağn yapıyor.
Tasarının görüşülmesine günler kala, Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu, Petrol-İş Genel Merkezinde bir panel düzenledi.
Tek Gıda-İş Genel Başkanı ve Sendikal Güç Birliği Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Türkel‘in moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aziz Çelik, Çalışma ve Toplum Dergisi Yayın Yönetmeni ve hukukçu Murat Özveri, Halkların Demokratik Kongresi İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin katıldı.
Direnişteki Kampana Deri işçileri ile Hey Tekstil işçilerinin de katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını Tez Koopİş İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Rabia Özkaraca Över yaptı.
AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana işçi sınıfının kazanılmış haklarını geriye götürmek için adımlar attığını söyleyen Över, AKP iktidarının baskı politikalarına dikkat çekti. Çalışma yaşamında örgütlülüklerin tasfiye edilmek istendiğini sözlerine ekleyen Över, iş cinayetlerinin ise takdir-i ilahi olarak gösterildiğini hatırlattı. Billur Tuz, Savranoğlu, Hey Tekstil, Güçlü Deri direnişlerinin de selamlandığı açılış konuşmasında taşeron köleliğine de vurgu yapıldı.
Toplu İş İlişkileri Kanunu hakkında konuşan Çalışma ve Toplum Dergisi Yayın Yönetmeni, hukukçu Murat Özveri, bu kanunla sendikal örgütlenmenin iş kolu düzeyinde belirlendiğini, bunun ilk tartışılması gereken noktalardan biri olduğuna dikkat çekti.
‘MERKEZİ SENDİKA OLİGARŞİYİ DOĞURUR’
Bu düzenlemeyle, toplu pazarlığın işyeri ve işletme düzeyinde esas alındığını söyleyen Özveri, "Neden sorusuna, merkezi sendikalar yaratmak olarak cevabı veriliyor. Sizin merkezi dediğiniz bu yapılanma sendika oligarşisini doğurur" değerlendirmesini yaptı. Merkezi sendikal yapı oluşturulurken, merkezi yapının gücünü kullanmasına dönük düzenlemelerin yapılmadığını söyleyen Özveri, kanun tasarısında destek ve dayanışma grevlerinin kaldırılarak, sadece TIS görüşmelerinin tıkandığı noktada grev hakkının tanınmasının merkezi sendikal yapıyı güçlendirme amacına ters olduğunu ifade etti. Özveri, sendika içi demokrasiye yönelik de düzenlemenin tasarıda geçmediğini ifade etti.
300 LİRA ÖDEMEDEN DAVA AÇILAMIYOR
Kanun tasansının, yargısal süreçten, toplu iş sözleşmelerine, yetki barajına kadar birçok zeminde sıkıntı yaratacağını ifade etti. Toplu İş İlişkileri Kanunuyla iş davalarında bir davanın açılması için işçinin asgari 300 lira ödemesi gerektiğini belirten Özveri, "Bu harçların önemli bir kısmının peşin olması yargılama sürecinde önemli bir handikap oluşturacak hale geldi" değerlendirmesini yaptı.
Kanunda işçinin aleyhine birçok hükmün varlığını koruduğunu söyleyen Özveri, yetkiye itirazla, toplu sözleşme sürecinin durmasını engelleyecek bir düzenleme yapılmamasının tartışılması gerektiğini kaydetti. Özveri, "Bir yetki davasında bizi en çok zorlayan şey, bir itirazla yetki prosedürünün durması. Siz aylarca çalışırsınız, örgütlersiniz. İşveren itiraz dilekçesini çalışma müdürlüğünden geçirir sizin TİS’de taraf olmanızın önüne geçer" dedi. İş kolunun, işletme, işyeri, sayısal çoğunluğa dayanan yetki itiraz sebeplerinin halen mevcut olduğunu anlatan Özveri, toplusözleşme görüşmelerinde, sınırlan sosyal tarafların belirlemesi gerektiğini, buna karşın Hükümetin, TIS sınırlarını yasalarla belirlemekte ısrarcı davrandığını ifade etti.
UİS’YLE KÖLELİK KOŞULLARI GELİYOR
Ulusal İstihdam Stratejisi hakkında konuşan Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aziz Çelik de, UİS’yi esnek, güvencesiz çalışma biçimi olarak tarif etti. "UİS belgesi işverenler sendikası belgesi olarak kabul edilebilir" diyen Çelik, UİS’yle birlikte, geçici işçiliğin, taşeron uygulamanın yaygınlaşacağını, kiralık işçiliğin ve yeni esnek çalışma biçimlerinin yasalaşacağını, kıdem tazminatı fonu kurulması, asgari ücrette yaş ayrımının yükseltilmesi gibi uygulamaların doğacağını belirtti. Bu tasarının arkasında AKP iradesinin durduğunu söyleyen Çelik, Hükümetin 2023 yılına kadar iş gücü piyasasını esnekleştirmek istediğini belirtti. Hükümetin ulusal ve uluslararası sermayeye reklamlar üzerinden yatının çağrısı yaptığına vurgu yapan Çelik, "Başbakanlığa bağlı yahnm ajansının web sayfasında küresel sermayenin ülkeye yatırım yapması için nedenler sunuluyor: ‘Türkiye’de nitelikli ve rekabetçi, 25 milyonu aşkın genç, eğitimli motive profesyonel iş gücü. Azalan reel birim ücretle birlikte artan çalışan verimliliği’. Sendikalar yıllardır verimlilik artarken işçi ücretlerinin düştüğünü söylüyor. Başbakanlık da bunu resmen itiraf ediyor" dedi.
ESNEK ÇALIŞMA TASARISI KAPIDA
UİS ile gelecek geçici işçilik kapsamında, geçici sözleşmeler, esaslı bir neden olmadan da tekrarlanabilecek. Kuralları ve sınırları belli olan iş akdinden kuralsız iş akdine geçilmiş olacak. Çelik, bu uygulamayla, işçilerin daha güvencesiz ve esnek bir çalışma yaşamına mahkum edileceğini söylüyor. Alt işverenin uygulamasına yönelik kısıtlamaların hafifletilmesi maddesinin temel amacının, İş Yasasının ikinci maddesinde yer alan, "Asıl işte taşeron çalıştırılamaz" hükmünün kaldırılarak, taşeron çalıştırma biçimini yaygınlaştırmak olduğunu ifade eden Çelik, iş paylaşımı, esnek zamanlı çalışma, evden veya uzaktan çalışma gibi yeni esnek çalışma biçimlerinin de yasalaşacağını belirterek, "Artık düzensiz istihdamın tipik olduğu bir çalışma sistemi gelecek" dedi.
Kiralık işçi uygulamasıyla çalışma ilişkisinin altüst edileceğini belirten Çelik, "İşçilerin iş verenleriyle ilişkisi kalmayacak" dedi. Asgari ücrette yaş aynmırun yükseltilmesiyle, 16 yaş ayranının 18’e yükseltilerek, 18 yaşından küçüklere asgari ücretten düşük ücret ödeneceğini kaydetti.
SENDİKALAR UNUTTU
Toplantıda günlerdir direnişte olan Hey Tekstil işçisi Melek Sönmez, direnişlerinin sendikalar tarafından yeterince desteklenmediğini, ilk gün destek için gelen sendikaların daha sonra kendilerini unuttuğunu söyledi.
420 işçiden sadece 100 işçinin 500 lira vererek dava açabildiğini belirten Sönmez, en büyük destekçilerinin Evrensel gazetesi, Hayat Televizyonu ve Emek Partisi olduğunu belirterek, "Şimdi bize destek vermenizi istiyorum. Hepimiz aynı sınıftanız, aynı işçileriz" dedi.
Kampana Deri direnişçisi Dilek Gül ise 370 gündür direnişte olduklarım, hangi işçiye sorsanız işyerinde baskı ve sömürü olduğunu söyleyeceğini kaydetti. Önemli olanın bu sömürüye karşı mücadele etmek olduğunu vurgulayan Gül, "Türkiye’de demokrasi var mı, yok mu sınırları nedir? diye sorarsanız direniş çadırlarına bakın" dedi.
AYAĞA KALKIN
Daha sonra söz alan SGBP dönem sözcüsü ve Tek Gıda-İş Genel Başkam Mustafa Türkel, "Yasalar çerçevesinde rızkımızı çıkarmaya çalışıyoruz. 4857 sayılı yasa yapılırken iş güvencesi getiriyoruz dendi. Tam güvence gelmedi, yasanın olumlu ve olumsuz yanları var, geneli olumsuz" dedi.
12 Eylül’den bugüne olan süreci anlatan ve sendikal yasaların kıdem tazminatı kaldırılmadan değişmeyeceğini idda eden Türkel, Türk-İş ve Hakİş’in hükümet ve sermayeyle beraber davrandığını, Hak-İş’i bir sendika olarak görmediğini söyledi. Türkel, "Sizler fabrikalarda ve hizmet alanlarında ne yapıyorsunuz, sizi engelleyen mi var? Hadi ayağa kalkın. Siz yapmıyorsanız bizim suçumuz ne, başkalarının suçu ne? Biz başkanlar olarak daha ne yapalım? Sadece bizleri eleştirerek bir yere varamazsınız. Mücadeleyi siz örgütleyeceksiniz, sadece yukardan alınan kararlarla mücadele büyümez. Tabandan bu mücadelenin büyümesi lazım. Önceden işyerlerinden yukarıya doğru bir basınç uygulanırdı" diyerek toplantıyı bitirdi. Toplantıda işçilerin tartışacağı, konuşacağı ve kararlar alacağı bölüm yapılmadı.
AKP’NİN KELİME OYUNLARI
AKP’nin iktidarı süresince getirdiği düzenlemelerde kelime oyunları yaptığına vurgu yapan HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, "Kuralsızlık mesela, aslolan kurallı çalışmadır, biçimleri belirlenmiş, örgütlenmenin çerçevesi belirlenmiş, bunu esneklik diye getiriyor.
Güvencesizlik meselesini süslemeyle, ‘Evet esnek olacak bu çalışma biçimi ama biz buna bir de güvence getirerek, güvenceli esneklik yapacağız’ şeklinde kelime oyunları yapıyorlar" dedi.
UİS belgesine, "İş gücü piyasasındaki katılığı gidermek" gibi muğlak kavramlar getirildiğini söyleyen Tüzel, "Asıl sorunu önümüze koyarken de, işsizlikle mücadele diyerek, yoksullukla mücadele diyerek, yeni istihdam alanlan açacağız diyerek getiriyor. Türkiye’de sürekli olarak ekonomik büyümeden söz ediliyor. İşsizlik oranları düşüyor. Şimdi, Hükümetin arkasında durduğu, AB’nin de yapın dediği bu planlarla, bu sorunu da çözeceklerini söylüyorlar" diye konuştu.
SENDİKALAR CEVAP VERMELİ
AKP’nin bu yasa tasarılarıyla, işçilerin kazanılmış haklarına, örgütlenme ve çalışma haklarına birçok yönden saldırı düzenlediğine vurgu yapan Tüzel, ilk aşamada, iş gücü maliyetlerini düşürme, sigorta primi ve kıdem tazminatının hedefe alındığını söyledi. Tasarıda, dezavantajlı grup olarak belirtilen kadın, çocuk ve engellilerin istihdamına değinen Tüzel, sömürüye en açık üç kesimin esnek çalışma koşullannda istihdam edileceğini aktardı.
Özel istihdam bürolarıyla taşeron çalışma sisteminin kalıcı hale geleceğini belirten Tüzel, "İşçilerin, örgütlü bir arada çalışmaktan, grev ve toplusözleşme düzeninden elde ettiği hakları tamamen ortadan kaldırmak amaçlanıyor. UİS de, bunun yol haritası" dedi.
AKP Hükümetinin sadece çalışma yaşamına değil, eğitimden sağlığa kadar birçok alanda saldın politikalarını uygulamaya soktuğunu belirten Tüzel, sendikaların ve konfederasyonların bu saldırılara bir an önce cevap vermesi gerektiğini söyledi.
AKP, SENDİKA İSTEMİYOR
AKP’nin sendika kavramından rahatsız olduğunu belirten CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, bu yüzden, Toplu İş İlişkileri kanun tasarısından olabildiğince sendika kelimesinin ayıklandığını aktardı.
AKP’nin TİS görüşmelerinde konfederayonlara sözleşme hakkı tanımasına tepki gösteren Çetin, "Dünyanın hiçbir yerinde konfederasyonlar sözleşme yapmaz. Şimdi konfederasyonlar, işçilerin iş kolu, işçi sağlığı, iş güvenliğiyle ilgili sözleşmeyi yapacak, sendikalar da kalanları halledecek" değerlendirmesini yaptı.
CHP olarak iş kollan sayısının yükseltilmesine, sendika organlarında görev alanların sayısının değişmesine itiraz ettiklerini belirten Çetin, grev yasaklarının, TIS dönemindeki arabuluculuk yapısının, sendikacılara milletvekili veya belediye başkanı seçilmeleri halinde sendikacılık yapma yasağı getiren düzenlemenin halen devam ettiğini söyledi. Çetin, bu yasa taşanlarına karşı, güçlü bir örgütlü mücadele zemininin oluşturulması gerektiğini belirtti.