Giresun’daki Progıda’da çalışan 7 işçi Tekgıda-iş Sendikası’na üye olunca işten çıkarıldı, işçilerin haklarını almak için hukuksal mücadele başlattıklarını söyleyen Ören, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin çözümünde Meclisi işaret etti. Meclis’in yüzde 80’inin işverenden oluştuğuna dikkat çeken Ören, işçileri destekleyen vekil sayısının artması gerektiğini vurguladı.
Giresun’da faaliyet gösteren PROGIDA fındık entegre tesisinden işin küçültülme gerekçesiyle 7 işçi işten çıkarıldı. Yaklaşık 800 işçinin çalıştığı tesiste işten atılan 7 işçinin Tekgıda-İş Sendikası’na üye olduğu öğrenildi. 4 ay önce Progıda’da örgütlenme faaliyeti başlatan Tekgıda-İş Sendikası, işçilerin işe iadesi için mücadele başlattı. Tekgıda-İş Genel Örgütlenme SEKRETERİ İbrahim Ören ile işten çıkarmaları, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri ve çözüm önerilerini konuştuk.
* Niçin Giresun’dasınız?
Buraya geliş sebebimiz maalesef işçi örgütlenmelerinde yaşanan kanayan yara. Yine anayasal hakların ihlali ve PROGIDA tarafından işten çıkarılan Tekgıda-İş’e üye olan işçilerimiz… Biz dört ay öncesinden itibaren örgütlenmeye başladık Progıda’da. 800 işçinin bir kısmı sendikamıza üye oldu. Kısa bir süre sonra da bu işyerinde yetkili sendika olacağız. Tabii bizim bu çalışmalarımız karşısında işverenin de işçilere baskısı var. Ben işten çıkarılan arkadaşlarımızın sorunlarını çözmek için burada bulunuyorum. Ordu şube başkanımız Ali Öner de burada.
İŞVEREN MALİYETTEN KAÇIYOR
* Sizin burada yaşadığınız sorun sizin de bildiğiniz gibi Türkiye’nin her yerinde yaşanıyor ve birçok sendikanın önünde böyle bir sorun var. Sebebi nedir?
Sendikanın olduğu yerde hak oluyor, hukuk oluyor ve daha kaliteli yaşam oluyor. Sendikanın olduğu yerde işçi maliyeti yükseliyor ve bu işverenin işine gelmiyor. Türkiye’de işsizlik had safhada. Bunu insanların aleyhine kullanıyorlar ve ucuz işçiliği devam ettirmek için insanların anayasal haklarına saygı duymuyorlar ve işten çıkarıyorlar. Maalesef sermaye teknolojinin de gelişmesi ile tamamen tasarrufu işçi sınıfından sağlamaya çalışıyor.
YASAL BOŞLUKLAR DA ENGEL
* Sendikal örgütlenmede yaşadığınız başka zorluklar var mı?
Bizim en büyük sorunumuz hukuksal açıdan yaşadıklarımız. Örneğin örgütlü olduğumuz yerlerde işçi çıkarıldığı zaman işe iade davaları açıyoruz ve genelde kazanıyoruz. Ama işveren, işe iadesini kazandığımız işçileri tazminat ödeyerek işe almıyor. Kanunen işe iade edilen işçiyi çalıştırma zorunluluğu olmadığı için işe başlayamıyorsunuz. Dolayısıyla örgütlendiğiniz işyerinde sıkıntı yaşıyorsunuz. Bir de siyasal zorluklar var. Türkiye’de siyasal iktidarın baskıları çok fazla. Örneğin AKP’nin güçlü olduğu işyerlerinde, kurumlarda bizim örgütlenmemiz çok zor. Buralarda AKP’ye yakın sendikalar devreye giriyor. O sendikaların da örgütlenme biçimi gerçek bir sendikal örgütlülük değil. Onlar daha çok siyasi parti üzerinden, belediye başkanlıkları üzerinden ve üye ile çok yüz göz olmadan örgütleniyorlar ve böylece sayılarını artırmış oluyorlar. Bizim prensibimiz ise işçilerle karşılıklı konuşarak, ikna ederek ve gönül rızası temelinde oluyor.
* Sizce bunları aşmanın yolları nelerdir?
Bu sorunları şu anki siyasal yapı ile aşmak çok zor. Biz bütün yönetici arkadaşlarımızla beraber, gerek özel sektörde, gerek kamuda ve gerek taşeron bölümünde sahada çalışarak örgütlenmeye çalışıyoruz. Ve doğrusu da bu. Ama siyasal iktidara yakın sendika ve konfederasyonların örgütlenmelerine baktığımız zaman işin siyasal boyutunu kullanarak örgütleniyorlar. Bunu özellikle belediye işçilerinin örgütlenmesinde çok açık bir şekilde görüyoruz.
Gücümüzü birleştirmeliyiz
* Yasa yapanlara, sendika yöneticilerine ve işçilere bir çağrınız var mı?
Tabii Meclis’i halk belirliyor. Buradan 80 milyona söyleyeceğimiz şu olur: Parti gözetmeksizin, işçiye, köylüye, halka hizmet edecek adaylara oy vererek, Meclis’te bizim haklarımızı koruyacak vekil sayısını artırırsak daha başarılı oluruz. Bunu sağlamak kolay değil. Ülkemizde maalesef futbol takımı tutar gibi particilik var. İşçiyiz ve sorunlarımız aynı. Aynı şeyleri konuşuyoruz ama ayrı partilere oy veriyoruz. Sendikaların da sorunları bir ama sendikalarda da bir bölünmüşlük var. Her işkolunda tek sendika ve tek işçi konfederasyonu birliğini sağlayabilirsek daha başarılı oluruz. Bu bölünmüşlük aslında I işçi sınıfına değil, sermayeye yarıyor. Birçok sendikaya bölünen bir işçi sınıfının da kendine umut olma şansı çok yok. Bizim öncelikle birlikte hareket edebilme yeteneğimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bu birlikteliği de sağlayacak olan sendika ve konfederasyon yöneticileridir. İşçi sınıfı çok geniş ve çok güçlü bir sınıf. Biz bu gücümüzü birleştirmemiz lazım bir an önce.