İşçi sınıfını vatan savunmasına kazanmak Türk milleti veya Türkiye halkı giderek işçileşiyor. İşçi sınıfını temel almayan vatan savunmasının başarılı olması mümkün değil.
I. Kurtuluş Savaşı’nda milletin yüzde 80’i köylüydü.
II. Kurtuluş Savaşında milletin yüzde 80’inden fazlası işçi, memur, sözleşmeli personel ve işsiz. İşçi ve memur emeklilerini de eklerseniz, bu oran daha da yükseliyor.
Peki, işçi sınıfını vatan savunmasına nasıl kazanacağız?
Vatan savunması 15 Temmuz’da soyut bir laf olmaktan çıktı, gerçeklik olarak göründü. Emperyalizm, Fetullahçı casusluk ve terör örgütü aracılığıyla Türkiye’ye saldırdı.
Vatan savunması, ABD’nin kara gücü bölücü terör örgütünün saldırılarında da somutlaşıyor.
AKP, geçmişte işbirliği yaptığı ABD, AB ve bunların yerli işbirlikçileri ile mücadeleye girmek zorunda kaldı.
İşçi sınıfımız bu süreçte başarılı bir sınav verdi. İşçi sınıfımızın çok geniş kesimleri Fetullahçı casusluk ve terör örgütüne ve bölücü terör örgütüne karşı tavır aldı.
SAĞLAM SINIF TEMELİ
Ancak bu tavır yeterli değil. Bu tavrın sınıf temelinde bir çizgiye oturtulması gerekiyor.
Peki, asgari ücretin, memur maaşlarının ve emekli aylıklarının satınalma gücünün yükseldiği, diğer işçilerin gelirlerinde önemli bir düşmenin olmadığı koşullarda bu nasıl sağlanacak?
Öncelikle, 12 Kasım günkü yazımda belirttiğim gibi, bugünkü durum geçici. AKP’nin, bunu sağlamada kullandığı kaynaklar tükendi. Bu eğilim tersine döndüğünde sınıf mücadelesi yükselecek.
Peki, bunu mu bekleyeceğiz? Tabii ki, hayır.
Ücretler ve aylıklar henüz düşmüyor, ancak başka sorunlar yaşanıyor ve yeni sorunlar yaşanacak.
Sendikalarda örgütlü işçi sayısı 1.5 milyon, kamu çalışanı sayısı 1.8 milyon.
İşçi sendikalarının üye sayısı olarak belirtilen rakam epeyce şişirme.
Bu sendikaların çoğu da günü kurtarma derdinde. Ücret ve maaşlar dışındaki alanlarda yaşanan ve yaşanacak olumsuzluklar konusunda üyelerini bilgilendirmiyor, duyarlı kılmıyor, harekete geçirmiyor.
Birkaç örnek vereyim.
İşçileri vatan savunmasına kazanmada ücretlerin düştüğüne dayalı bir propaganda kesinlikle ters tepiyor. Gerçekleri daha iyi bilen işçi, buna inanmadığı gibi, diğer söylenenleri de ciddiye almıyor.
Bu konuda işçilerin yaşadığı sorunları dile getirmek gerekli.
SORUNLARI DOĞRU ÖĞRENİN
Denkleştirme giderek artan bir sorun. İşçiler bu sorunu yaşayarak öğreniyor. Peki, sizler denkleştirmenin ne olduğunu biliyor musunuz da, bu konuda işçiyi bilgilendirebilesiniz?
İşçilerin fazla çalışmaya zorlanması yaygınlaşıyor. Peki, bu konuda sizler fazla çalışma hangi koşullarda zorlanabilir, bu konuda hangi düzenlemeler olabilir, fazla çalışmanın üst sınırı nedir gibi konulardan anlıyor musunuz da, bu sorun konusunda işçiye bilgi verip, onun güvenini kazanabilesiniz?
Taşeron işçilerinin önemli hak kayıplan söz konusu. Birçoğu da bu haklarını bilmiyor. Yoksulluk edebiyatı yapıp ezbere konuşmak yerine, taşeron işçilerinin sorunları ve çözüm yolları öğrenilse, onları vatan savunmasına kazanmak mümkün olabilir.
Yıllık izinler kullandırılmıyor. Tazminatsız çıkışlar yaygınlaşıyor. İş kazalan artıyor. Meslek hastalıkları konusunda suskunluk hakim.
Bu sorunları uzatmak mümkün.
Asgari ücretin satınalma gücü düşmüyor, aksine artıyor; ancak bunlar ve benzeri sorunlar artarak yaygınlaşıyor. Yoksulluk edebiyatı kolaydır; ama hiçbir işe yaramaz; tam tersine, güven kaybına yol açar.
Yukarıda bir kısmını saydığım konularda bilgi sahibi olmak ve aktarmak çaba ister ancak işe yarar; işçilerin vatan savunmasına katılmasına yardımcı olur.