İŞÇİ SINIFI VE PKK
Türkiye´de günümüzde ilericiliğin, devrimciliğin, sosyalistliğin, komünistliğin en önemli ölçütü, mihenk taşı, turnusol kağıdı, emperyalizme ve emperyalizmin kara gücü ve piyonu olan PKK´ya karşı alınan tavırdır. Ekonomik ve siyasi kriz giderek daha da derinleşiyor.

Türkiye’de günümüzde ilericiliğin, devrimciliğin, sosyalistliğin, komünistliğin en önemli ölçütü, mihenk taşı, turnusol kağıdı, emperyalizme ve emperyalizmin "kara gücü" ve piyonu olan PKK’ya karşı alınan tavırdır.
Ekonomik ve siyasi kriz giderek daha da derinleşiyor. İşçi sınıfının sorunlarının mevcut düzen içinde çözüme kavuşturulabilmesi olanaksızlaşıyor. Bu olgu önümüzdeki dönemde daha yaygın bir biçimde kavranacak. Sınıf mücadelesi yaygınlaşacak, militanlaşacak, düzen-karşıtı arayışlara yönelecek. İşçiler, mücadeleden ve risk almaktan başka çarelerinin kalmadığını yaşayarak öğrenecek. Bu gelişmeler, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan işçi sınıfımızın (yaşamını işgücü satışıyla kazanan işçilerin, memurların, sözleşmeli personelin, geçici personelin ve işsizlerin) birleşme eğilimini de güçlendirecek.
FARKLI KİMLİKLER
Herkesin çeşitli kimlikleri, aidiyetleri vardır.
Çocuk, belirli bir etnik kimliğe doğar. Doğumundan itibaren belirli bir inanca bağlanır. Yaşı biraz ilerleyince bir siyasi görüş edinir. Bir meslek sahibi olur. Bir işyerine girer. Bir futbol takımını tutar. Bunlar ve benzeri özellikler insanlara farklı kimlikler edindirir.
Ancak bunlar içinde en önemlisi, geçim kaygısından kaynaklanan sınıf kimliğidir. Nüfusun çok küçük bir bölümü dışındaki geniş emekçi sınıf ve tabakalar, tüm yaşamlarını geçim kaygısıyla sürdürür.
Ekmeğinizi kazanacaksınız. Yoksa perişan olursunuz, namerde muhtaç duruma düşersiniz. Şimdiki durum ne?
KRİZ ÇÖKÜŞE DÖNÜŞÜYOR
Kapitalizmin üçüncü küresel krizi 2008 yılından beri giderek derinleşerek yaşanıyor. Bazen "krizden çıkılıyor, çıkılacak" deniyor. Sonra yeniden kötümserlik hakim oluyor. Son günlerde yeniden bir panik gündemde.
Türkiye ekonomisi de çöküntü içinde. Borçlanmaya, inşaat sektörüne ve düşük faiz/aşırı değerli TL üzerine inşa edilmiş sahte cennette deniz bitti; ekonomi karaya oturdu.
Ekonominin karaya oturmasının yol açtığı çatırtılar her geçen gün daha etkili bir biçimde duyuluyor.
Bu gelişmeden en fazla etkilenen de emekçi sınıf ve tabakalar.
Enflasyon oranı hızla yükselecek. Gerçek asgari ücrette büyük düşüşler olacak. Toplusözleşmelerine enflasyon farkı konmamış işçiler büyük gerçek ücret kayıplarını yaşayacak. Kapanan veya küçülen işyerlerinden onbinlerce işçi atılacak; bu işçilere ücretleri ve kıdem tazminatları ödenemeyecek.
SINIFIN ÇIKARLARI MI PKK MI?
Bu süreçte de PKK’nın silahlı saldırılan artacak. PKK’nın silahlı saldırıları Türkiye ekonomisinin daha da hızlı bir biçimde çökmesine yol açacak.
PKK eskiden dağdaydı. Dağdaki çatışma şehirdeki esnafı etkilemiyordu. Şehirdeki evler tahrip olmuyordu. Şehirdeki ekonomik faaliyet durmuyordu.
PKK şimdi şehirde de saldırıyor. PKK’nın saldırılarında ve PKK ile sürdürülen mücadelede dükkanlar, mağazalar, işyerleri, evler tahrip oluyor; işyerleri kapanıyor; belirli bölgelerdeki kentler boşalıyor. Bu koşullarda işçi sınıfının tavn ne olacaktır?
Geçim şartlarının daha da zorlaşması, sınıf kimliğini ön plana çıkaracak.
PKK’nın saldırılarının ekonomik çöküntüyü hızlandırması, işçilerin PKK’ya tepki duymasına yol açacak. Vatanımıza yönelik saldın, işçi sınıfının geniş kesimlerinde PKK düşmanlığını pekiştirecek.
Bu durumda, kaderini PKK’ya bağlamış, PKK’nın saldırılarını görmezden gelip, PKK’ya karşı vatanı savunma girişimlerine "barış" adı altında karşı çıkan çevreler, halktan tecrit olacak; halk içine çıkamaz duruma düşecek.
PKK’ya Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yanı sıra sınıf mücadelesi de bir darbe indirecek.