İŞÇİ ÖLÜMLERİNDE YİNE BİRİNCİYİZ
TMMO tarafından düzenlenen sempozyumun sonuç bildirgesine göre, 2008 yılında 865 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybederken, 2011 ´de bu nedenle hayatını kaybeden işçilerin sayısı 1700´e yükseldi.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından 18-20 Nisan günlerinde yapılan "VII. Ulusal işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Kongresi"nin sonuç bildirgesi açıklandı. 1500’ü aşkın kişinin kanlımıyla toplanan Kongre’nin sonuç bildirgesine göre, Türkiye her 100 bin çalışan başına düşen ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci ve dünyada üçüncü sırada yer alıyor. 2008 yılında 865 olan iş kazası sonucu ölüm sayısı, 2011 yılında bin 700’e yükseldi.
Bildirgedeki tespitlere göre, Türkiye’nin meslek hastalıklarındaki durumu daha trajik. Ülkemizde yılda 35-40 bin civarında meslek hastalığı tespit edilmesi gerekirken, SGK istatistiklerine göre bu sayı 500-600’de kalıyor, istatistikler, meslek hastalıklarına teşhis konmadığını ve olgu sayısının olduğundan düşük açıklandığını gösteriyor.
YASA ÖLÜMLERİ ARTIRDI
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nin iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önleyici bir yeterlilikte olmadığı saptamasının yapıldığı bildirgede, yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana iş cinayetlerinin artarak sürdüğü vurgulandı. "Yasadaki en önemli sıkıntılardan biri işyerinde ‘kaza’ olduğunda, sorumlu tutulacak kişilerin yine aynı işyerinde ücretli olarak çalıştırılan mühendisler olmasıdır" denilen bildirgede,yasanın işverenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemelerinin öne çıktığına işaret edildi.
‘AKP POLİTİKALARI KRİZİ DERİNLEŞTİRİR’
AKP iktidarının çalışma yaşamına ilişkin planladığı dönüşümlerin işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki krizi derinleştireceği saptaması yapılan bildirgede, şu ifadeler yer aldı:
"Neoliberal değişimin ruhunu yansıtan son Ulusal istihdam Stratejisi de, yapılacak tüm düzenlemelere parça parça sızarak esnek, güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştıracaktır. Geçici-kiralık işçilik uygulamasına geçilecek, özel istihdam büroları yaygınlaştırılacak, kıdem tazminatları budanacak, bölgesel asgari ücret uygulaması yoluyla asgari ücret geriletilecek, yeni genç işçiler güvencesiz ucuz emek sömürüsüne tabi tutulacak, bütün bunlar sosyo ekonomik kriz öğeleriyle birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki krizi de derinleştirecektir."
‘Önce insan, önce sağlık, önce işçi güvenliği’
Ulusal işçi Sağlığı ve iş Güvenliği Kongresi’nde iş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının azaltılması için acilen atılması gereken adımlara ilişkin öneriler de ele alındı. Buna göre:
* İşyerlerinde "önce insan, önce sağlık, önce işçi güvenliği" anlayışı yerleştirilmeli, üretim süreçlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlem ve uygulamalarına öncelik verilmeli,
* Sigortasız ve sendikasız çalıştırma önlenmeli,
* İşçi sağlığı güvenliğiyle (İSG) ilgili ulusal politikaların oluşturulması ve karar alma sürecine meslek odalarının katılımı sağlanmalı,
* İş mevzuatı, ekseni "insan" olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalı,
* "Ağır ve tehlikeli işler"e ilişkin düzenlemeler, çocukları, kadınları ve gençleri koruyacak biçimde yeniden yapılandırılmalı,
* İSG’yle ilgili düzenlemeler, tüm işyerlerini ve tüm çalışanları (ev hizmetleri, hükümlü ve tutuklular dahil) kapsamalı,
* İSG kurullarına ilişkin düzenlemeler, küçük ölçekli işyerlerini de kapsamalı,
* İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıkları ve iş güvenceleri korunmalı, Bakanlık kamusal denetim yükümlülüklerini yerine getirmeli,
* EĞİTİM ve öğretim müfredatı, İSG’yi içerecek şekilde yeniden yapılandırılmalı,
* İSG konusunda sağlıklı veri ve bilgi toplanmasını sağlayacak bir veritabanı oluşturulmalı,
* Meslek Hastalıkları Hastanesi veya kliniklerinin sayısı artırılmalı,
* Ürkütücü boyutlara ulaşan çocuk emeği sömürüsü ortadan kaldırılmalı,
* Ucuz işgücü olarak görülen kadınlara ve kadın emeğine yönelik olumsuz uygulamalar kaldırılarak, eşit işe eşit ücret ve istihdamda fırsat eşitliği sağlanmalı.