Sendikalaşma haklarını kazanmak için 210 gündür mücadele veren Savranoğlu deri işçileri ile 55 gündür mücadele veren Bulur tuz işçileri ´Emek ve Dayanışma Şenliği´nde buluştu. Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse, hak mücadelelerini ortaklaştırmak istediklerini belirtti. Köse, emekten yana olan sendikalara, siyasi partilere seslenerek, Eğer Savranoğlu, Billur tuz işçileri kaybederse Türkiye´de örgütsüz çalışan tüm sınıf kardeşlerimiz kaybedecek, hepimiz kaybedeceğiz dedi.

       Sendikalaşma haklarını kazanmak için 210 gündür mücadele veren Savranoğlu deri işçileri ile 55 gündür mücadele veren Bulur tuz işçileri ‘Emek ve Dayanışma Şenliği’nde buluştu. Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse, hak mücadelelerini ortaklaştırmak istediklerini belirtti. Köse, emekten yana olan sendikalara, siyasi partilere seslenerek, "Eğer Savranoğlu, Billur tuz işçileri kaybederse Türkiye’de örgütsüz çalışan tüm sınıf kardeşlerimiz kaybedecek, hepimiz kaybedeceğiz" dedi.

       Biz kaybedersek tüm emekçiler kaybeder Tek Gıda İş Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse, Billur Tuz ve Savranoğlu işçilerinin mücadelesinin önemine vurgu yaparak, "Billur Tuz işçileri kaybederse, hepimiz kaybederiz" dedi.

       Sendikalaşma haklarını kazanmak için 210 gündür mücadele veren Savranoğlu deri işçileri ile 55 gündür mücadele veren Billur Tuz işçileri ‘Emek ve Dayanışma Şenliği’nde buluştu. Şenlik öncesi direnişteki işçiler adına konuşma yapan Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse, düzenlenen etkinlik ile mücadele veren işçilerin bir araya gelmesinin ve Türkiye genelinde emek ve demokrasi mücadelesini yaymanın amaçlandığını belirtti. Yıllardır emekçilerin egemenler tarafmdan korkunç bir şekilde sömürüldüğünü ifade eden Köse, sözlerine şöyle devam etti: "Yıllardan beri emekçiler korkunç saldırılarla karşı karşıya. 210 günden beri Deri-İş Sendikası öncülüğünde Savranoğlu işçileri işleri, aşları, emekleri için mücadele veriyorlar. Yine Ege Bölgesi’nin en büyük işçi havzası olan Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde 50 bin işçi kardeşimiz çalışıyor ve 47 bin işçi kardeşimiz örgütsüz. Bu işçi havzasında Billur tuz işçileri, sendikamızın öncülüğünde 55 günden beri mücadele veriyorlar. Biz bu mücadeleyi ortaklaştırmak istiyoruz. Emekten yana olan tüm emek örgütlerine, siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine bir çağrımız var. Eğer Savranoğlu işçileri, Bulur Tuz işçileri kaybederse Türkiye’de örgütsüz çalışan tüm sınıf kardeşlerimiz kaybedecek, hepimiz kaybedeceğiz. Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde işçi kardeşlerimiz örgütsüz çalışıyor. Korkunç bir emek sömürüsü, emek hırsızlığı var. Bunun önüne geçmenin koşulları, şartları var. Onun koşulu da işçi halkalarında. Emek örgütleri olarak bir araya gelerek sömürünün önüne geçebiliriz. 8 Mart’ta gündüz Billur tuz işçilerinin direniş çadırlarında mücadele veren kadın işçilerimizi ziyaret edeceğiz. Daha sonra da Savranoğlu işçilerini ziyaret edeceğiz ve gece orada olacağız. Şiddete, baskıya, zulme son vermek için orada olacağız."

ÜLKEDE 600 BİN İŞÇİ ÖRGÜTLÜ

       Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi, direnişte olan işçilerin işlerinden olmalarının tek sebebinin sendikalaşma haklarının kullanmak olduğunu söyledi. Sendikalaşma hakkının anayasa dayandığını ifade eden Servi,

       "Savranoğlu deri işçileri anayasal haklarını almakta direndikleri için işten atıldılar. Savranoğlu işçileri 15-16 saat çalışıyorlardı. Haklarını alabilmek için onurlu mücadeleye başladılar ve 210 gündür direniyorlar. Billur tuz işçileri de hak mücadelesi vererek 55 günü geride bıraktılar. Türkiye’de 600 bin civarında işçi sendikalı, örgütlü. Sendikalı olma hakkımızı almak için onurlu mücadele vereceğiz. AKP’nin kamu çalışanlarına söz verdiği toplu sözleşme hakkı hala gerçekleşmedi. AKP yalanlarını söylüyor. Hatta bir sürü sendika üyemiz içerde. Haklarımızı almak için toplu olarak mücadele vereceğiz" dedi.

       Hakları için mücadele veren Billur Tuz kadın işçisi Ulviye Borazan ise kadın mücadelesinin doğuşundan bu yana toplumsal koşulların değişmediğini dile getirdi. Borazan, "Kriz koşullarında krizin yükü işçilere yüklenirken kadınlar en ağırını çekmektedir. Bu sömürüye ve zulme karşı direneceğiz" diyerek dayanışmanın destekçisi olduklarını vurguladı. Konuşmaların ardından etkinlik işçilere sunulan tiyatro ve konserle devam etti.