İŞ KAZALARI KADER DEĞİLDİR!
En kötüler liginde Avrupa birincisi, dünya üçüncüsüyüz İş kazaları kader değildir! Çalışanlar açısından 2 temel risk söz konusu: İş kazası ve meslek hastalığı… Konuyu İş Sağlığı Güvenliği Eğitmeni Dr. Mahmut Yaman, Aydınlık´a değerlendirdi.

En kötüler liginde Avrupa birincisi, dünya üçüncüsüyüz.
İş kazaları kader değildir!
Çalışanlar açısından 2 temel risk söz konusu: İş kazası ve meslek hastalığı… Konuyu İş Sağlığı Güvenliği Eğitmeni Dr. Mahmut Yaman, Aydınlık’a değerlendirdi.
Üretim faaliyeti insan yaşamını daha da kolaylaştırmak üzere gerçekleşiyor. Ancak madalyonun bir de öbür yüzü var. Tüm bu üretim süreçleri çalışan insanların yaşamını tehdit ediyor ve bazen çevreye de geri dönüşü olanaksız zararlar veriyor. Dünyanın her yerinde ve herhangi bir işyerinde çalışanlar açısından 2 temel risk söz konusu: İş kazası ve meslek hastalığı… Konuyu îş Sağlığı Güvenliği Eğitmeni Dr. Mahmut Yaman, Aydınlık’a değerlendirdi. Değişik medya kanallarında dünyanın dört bir yarımdan kaza ve felaket haberleri yer aldığını kaydeden Dr. Yaman, Uluslararası Çalışma örgütü tarafından açıklanan raporlara göre dünyada yılda 200 milyondan fazla iş kazası olduğuna, 160 milyon dolayında meslek hastalığı oluştuğuna ve her gün ortalama 5 bin çalışanın bu nedenlerle yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Sorunun bir de ekonomik boyutu var. îş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle ülkeler gayrisafi milli gelirlerinin yüzde 5’i kadarım ve işyerleri de kârlarının yüzde 5-15’ini yitiriyor.
Ülkemizde durum ne?
Dr. Mahmut Yaman, ülkemizde her 6 dakikada 1 iş kazası olduğunu ve her gün ortalama 4 işçinin öldüğünü ifade ederek şu bilgileri verdi: "Dünya ortalamasını gösteren istatistiklere göre her bin çalışandan 412 kişide meslek hastalığı beklenirken ülkemizde yılda yalnızca 500-600 meslek hastalığı kayıtlara girmektedir. Oysa en iyimser rakamla yıllık 40 bin, kötümser yaklaşımla da yıllık 150 bin meslek hastalığı kayıtlara girmeliydi. İş sağlığı kayıt sisteminin gözden geçirilmesine ve denetimlerin artırılmasına ihtiyaç var." 2008’de açıldanan son resmi verilere göre iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı Türkiye’nin ekonomik kaybmm 38 milyar TL olduğunu vurgulayan Dr. Yaman, sadece bu veri dikkate alındığında bile dünya sn alamasında ne yazık ki iş kazası konusunda Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer aldığımızı dile getirdi. Her yıl ortalama 250 işyerinin yandığı dikkate alınırsa, sanıldığından daha da vahim bir tablo ortaya çıkıyor.
İstatistiklere göre çalışma:
İşyeri sayısı: 1 milyon 170 bin 248
İşçi sayısı: 8 milyon 802 bin 989
İş kazası sayısı: 72 bin 963
Meslek hastalığı sayısı: 539
Ölüm sayısı: 866
Kaybedilen iş günü: 1 milyon 865 bin 115
Türkiye’de sigortalı işçi çalıştıran 1 milyon 170 bin 248 işletmenin yüzde 85.4’ünün 1-9 arasında işçi çalıştırdığım, yüzde 12.7’sinin de 10-49 arasında çalışanı olduğunu söyleyen Dr. Yaman, işyerlerinin sadece yüzde 1.6’sında 50249 arasmda sigortalı işçi istihdam edildiğini kaydetti. Çalışanlar açısmdan yapılan hesaplarda da benzer sonuçlar çıkıyor. Buna göre; işçilerin yüzde 29.1’i 1-9 işçi istihdam eden işyerlerinde, yüzde 32.9’u 10-49 işçi istihdam eden işyerlerinde ve yüzde 21.8’i ise 50-249 işçi istihdam eden işyerlerinde üretim faaliyetlerine katılıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki işyerlerinin yüzde 99.7’sinin 1-249 arasında işçi istihdam eden küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden (KOBİ) oluştuğunu, çalışanların da yüzde 83.8’inin bu işyerlerinde istihdam edildiğini belirten Dr. Yaman, iş kazaları konusunda da şu bilgileri verdi: "2008 yılında SGK istatistiklerine göre iş kazalarının yüzde 33.8’i 19 işçi çalıştıran işyerlerinde, yüzde 26.7’si 1049 işçi çalıştıran işyerlerinde, yüzde 20.2’si de 50-249 işçi çalıştıran işyerlerinde gerçekleşmiştir. Yani iş kazalarının yüzde 80.7’si KOBl’lerde meydana gelmektedir."
İki taraf da kötü etkileniyor
İş kazası ya da meslek hastalığı sonucunda çalışanlar sağlıklarım yitiriyor, gelecek güvenceleri ortadan kalkan yakınları da büyük sıkıntılar yaşıyor. İşverenler de maddi ve manevi yönden zarar görüyor. Sonuçta herkes bir şekilde etkileniyor. Dr. Mahmut Yaman’a göre sorunu çözmek için "iş sağlığı ve güvenliği" çalışmalarına ağırlık vermek gerekiyor. Çalışanları, çalıştıranları, üretimi ve çevreyi korumak üzere geliştirilmeye çalışılan "iş sağlığı ve güvenliği modelleri" olumsuzlukları gidermek için tek çare. Ancak burada da sıklıkla bilimin öngördüklerinin karşısına yasaların çerçevesini çizdiği zorlamalar, sınırlamalar ve yaptırımlar çıkıyor.
Dr. Yaman, yapılması gereken ilk işin iş kazalarım ve meslek hastalıklarını gerçek rakamlarla saptamak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Sonrasında da ekonomik kayıpları en az seviyeye indirmek için bilimsel dayanağı olan iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları yapılmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda ‘sosyal taraflar’ söz konusudur. 2004 Nisan’ında imzaladığımız 155 saydı ILO Sözleşmesi’nin 4. maddesi ‘devlet, işçi kuruluşları ve işveren kuruluşlarını’ sorunu çözmek üzere bir araya gelmesi gereken taraflar olarak tanımlamaktadır. Bu sosyal taraflara üniversiteleri ve meslek örgütlerimizi de katabiliriz."