Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
AquaAna
LA LORRAİNE
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
AquaAna
LA LORRAİNE
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Nisan 2025
İŞ GÜVENLİĞİNİN SADECE ADI VAR

Bugün 28 Nisan. Türkiye’de İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü olarak anılan bugün, ülkede yalnızca yası değil, mücadeleyi de hatırlatıyor. Ülkenin iş cinayetleri karnesi ise hiç olmadığı kadar kötü.

İŞ GÜVENLİĞİNİN SADECE ADI VAR

28 Nisan, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü olarak anılıyor. Türkiye’de de bugün, İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü olarak anılıyor. Her ay onlarca işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği, yeterli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin olmaması nedeniyle sakat kaldığı, çalışamaz hale geldiği, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bile defalarca kez ertelemenin ardından ancak yürürlüğe girdiği Türkiye’de, bugün yalnızca yas değil, mücadeleyi de hatırlatıyor.

AKP’Lİ YILLARDA 35 BİNE YAKIN İŞ CİNAYETİ

Türkiye, ölümle sonuçlanan iş kazalarını ifade eden iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci konumda. Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’ın en güncel verilerine göre 2022’de Avrupa genelinde 3 bin 286 işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Aynı yıl Türkiye’de İSİG Meclisi’ne göre en az 1843 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’deki iş cinayetleri, tüm Avrupa’daki ölümlerin neredeyse yarısına denk geldi. Aynı yıl için resmi hesaplamaların yer aldığı SGK yıllıklarına, tam 1520 ölüm kaydedildi.

İSİG Meclisi’nin hesaplamalarına göre 2023’te en az 1929, 2024’te ise en az 1897 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2025’in sadece ilk üç ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi sayısı 443 olurken Nisan ayında yaşanan iş cinayetleri de bu veriye eklendiğinde en az 500 işçi, alınmayan önlemler ve ihmal yüzünden çalışırken yaşamını yitirdi. 2025’in başından bu yana yaşanan iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin en az 20’si ise çocuktu.

Her ay en az 150, her yıl ise 2 bine yakın işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesi adeta ülkenin ‘rutini’ hâline gelirken “Hangi savaşta bu kadar ölüyoruz” sorusu tüm yakıcılığıyla zihinlerde yer etti. 2014-2024 arasında 10 yılda en az 21 bin 697 işçi yaşamını yitirdi, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana yaşanan iş cinayeti sayısı ise 34 bin 500’ü geçti. 34 bin 500’ü geçen bu iş cinayetinin en az 999’unda ise çocuklar hayatını kaybetti.

Türkiye, ILO’nun her 100 bin işçide ölümlü iş kazaları sıralamasında dünyada 13’üncü sırada yer alıyor. Yine ILO’ya göre ülkede her 10 bin işçiye bir inspektör bile düşmüyor. 10 bin işçi başına sadece 0,3, yani 3’te 1 inspektör çalışıyor. Ülkede yaklaşık 33 bin işçiye 1 müfettiş düşüyor. İş kazaları ve cinayetlerinin önlenebilmesi için hedef ise her 10 bin işçiye 1 inspektör. Almanya’da bu oran 1,4 iken Norveç’te 1,2 olarak hesaplanıyor.

2014 ile 2024 arasını kapsayan 10 yılda en az 21 bin 697 işçi alınmayan önlemler sonucu çalışırken hayatını kaybetti.

SAYILARLA İŞ CİNAYETLERİ

DENETİM MEKANİZMALARI İŞLETİLMİYOR 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2024 yılı faaliyet raporuna göre, Bakanlık tarafından iş sağlığı ve güvenliği alanında yetkilendirilmiş kurumlara yönelik 336 denetim yapıldı. Bakanlığın, İSİG önlemlerini sağlamak için hedeflediği denetim sayısı ise 504’tü. Bakanlığın güncel 2023 denetim raporlarına göre ise işyerlerine yapılan resmi teftişler yetersiz. Resmi verilere göre Bakanlık müfettişleri bir yılda 5 bin 13 teftiş gerçekleştirirken bu teftişlerin yapıldığı işyerlerinde toplam işçi sayısı 765 bin 460’tı. Bu sayı, Türkiye işgücünü oluşturan 34 milyonu aşkın kişinin yaklaşık yüzde 2,2’sinde kaldı. Başka bir deyişle resmi işgücünün yüzde 97,8’i, Bakanlığın bir yılda denetlediği işyerlerinde çalışmayan işçilerden meydana geliyor. Bu veriler, önleyici devlet mekanizmasının, işçilerin yaşamını kurtaracak düzeyin oldukça gerisinde olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.

KENDİMİ KÖLE GİBİ HİSSEDİYORUM

Ülkenin iş kazaları ve cinayetleri karnesinde en yakıcı gerçeklik çocuk işçi cinayetleri olarak şekilleniyor. Nisan ayının başından bu yana en az 6, 2025’in başından itibaren ise en az 20 çocuk, çalışırken yaşamını yitirdi.

AKP iktidarının çocuk işçiliği yasallaştırmak ve sermayeye ucuz işgücü sağlamak için hayata geçirdiği Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) yalnızca son bir yılda 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. MESEM’lerde çalışırken haftanın yalnızca bir günü okula gittiklerini ve kendilerini lise öğrencisi gibi hissetmediklerini söyleyen MESEM’li öğrenciler, her an iş kazasıyla burun buruna çalıştıklarını söyledi.

KADOSAN’da çalışan MESEM’li bir öğrenci, şöyle konuştu: “Bizim gibi çocuk işçiler her gün ya ustasıyla kavga edip sözlü ve fiziksel şiddete uğruyor ya araba kanalının altına düşüyor ya da elektrik çarpıyor. Ama her gün bir şey mutlaka oluyor. Ustalar gün içinde dinlenmemize izin bile vermiyorlar. 10 dakika otursak ‘1 saattir neredesin’ diyorlar. Bizim en küçüğümüz 13 yaşında en büyüğümüz 18. Gelişim çağındayız, yemek yerken bile ‘Hızlı ye 10 dakika içinde’ diye başımızda dikiliyorlar. Haftada bir gün okula gidiyoruz, perşembeleri, o gün de bize diyorlar ki okul çıkışı işe gel, gelmesen yarın ve bundan sonra hiç gelme. 09.00-17.00 arası okuldayız, okul sonrası işe gidiyoruz, sonra sabah bir daha iş, mesai… Yemek molası dışında hiçbir dinlenme zamanımız yok gün içinde, işte yemeği ne kadar yavaş yersen o kadar dinlenebiliyorsun. İstanbul’da deprem oldu, çocuklar güvende olsun diye okullar iki gün tatil edildi, bize ‘Okula gitmeyeceksiniz, işe gelin’ dendi. Niye, bizim canımız can değil mi? 23 Nisan’da diğer işçiler seviniyor ‘resmi tatil, çalışmayacağız’ diye. 30-40 yaşında adamlar… Ben bir çocuğum, bu benim bayramım, ben çalışıyorum 23 Nisan’da, neden? 16 yaşındayım, kendimi köle gibi hissediyorum.”

YARGI PATRONLAR İÇİN İŞLİYOR

Ülkenin iş cinayetleri karşısında verdiği sınav kadar cinayetlerin ardından verdiği yargı sınavı da geçer not alamıyor. Yargı mekanizmaları patronlar lehine işletiliyor, davalar yıllar boyu sürüyor, kamu otoriteleri işverenin yanında duruyor… Avukat Gülşen Uzuner, yargı sürecini BirGün’e değerlendirdi:

“Kâr edebilmek için üretimin devam etmesi esas, en ucuz gider kalemi ise işçi canı. İşverenler iş güvenliği tedbirlerini yavaşlatıcı olarak değerlendiriyor. İşçi ölmeden olmadan süreç işletilmiyor. İşçiyi temsil örgütleri de devre dışı bırakılıyor, bertaraf ediliyor.

Cezaları caydırıcı ve toplumsal adalet duygusunu tesis edici bir yerde konumlandıracaksak, işverenlere verilen cezaların önlemsizliğe teşvik ettiğini bile söylemek mümkün. Patronların ‘arkasındaki güce’ bağlı olarak yargı pratikleri değişiyor. Kamu otoriteleri, ya iş cinayetlerine göz yumuyor ya da iş cinayetlerine göz yuman yolu kapatmıyor. Patronlara kâğıt üstünde verilen iğne ucu kadar yaptırımlar dahi uygulanmıyor. Aileler, adalet kırıntıları için perperişan oluyor. Türkiye’nin iş cinayetleri karnesinin yas ve vicdan hesaplaşmasında adalet belirmemiş durumda.”

2024’TE MEYDANA GELEN İŞÇİ KATLİAMLARI

-13 Şubat: Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni’nde toprak kayması yaşandı. Göçük altında kalan 9 işçi yaşamını yitirdi.

-15 Eylül: Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Oba Makarna fabrikasında meydana gelen patlamada 5 işçi hayatını kaybetti.

-24 Aralık: Balıkesir’in merkez Karesi ilçesinde mühimmat üretilen bir fabrikada meydana gelen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi.

KAYNAK Birgün
DİĞER HABERLER
GÜNÜMÜZDE TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE GÖZALTI, TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK DURUMUNDA UYGULANAN HÜKÜMLER
GÜNÜMÜZDE TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE GÖZALTI, TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK DURUMUNDA UYGULANAN HÜKÜMLER

İşçinin gözaltına alınması, tutuklanması veya hüküm giymesi durumunda işverenin işçinin iş sözleşmesini, kıdem tazminatını ödeyerek, sona erdirme yetkisi vardır.

EVYAP SABUN VE EVYAP HİJYEN’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
EVYAP SABUN VE EVYAP HİJYEN’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Evyap işletmesi arasında aralık ayı sonunda başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

GEÇİNMEK İÇİN İKİNCİ İŞ ŞART
GEÇİNMEK İÇİN İKİNCİ İŞ ŞART

Emekçi, Türkiye’de iktidarın reva gördüğü ağır çalışma saatleri ve düşük ücret altında eziliyor. Geçinebilmek için de ek iş arıyor.

GIDA ZAMMINA JEOTERMAL ÇÖZÜM
GIDA ZAMMINA JEOTERMAL ÇÖZÜM

Halkın belini büken yüksek gıda fiyatlarını frenleyecek, zirai don riskini bertaraf edecek potansiyelin yer altında boş yattığı bildirildi.