Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Mayıs 2012
İNŞAATÇI AKP’NİN ‘DÖNÜŞÜM’ HİNLİKLERİ…

İnşaat, AKP’yi tanımlayan bir sektör. On yıllık iktidarları, hatta belediyecilik yıllarını da katarsanız, 15 yıllık icraatları inşaatla dolu.

İNŞAATÇI AKP’NİN ‘DÖNÜŞÜM’ HİNLİKLERİ…

İnşaat, AKPyi tanımlayan bir sektör. On yıllık iktidarları, hatta belediyecilik yıllarını da katarsanız, 15 yıllık icraatları inşaatla dolu. Eski TOKİ Başkanı, şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, geride kalan 10 yılda 500 bini kamu, 4.5 milyonu özel sektör eliyle olmak üzere, 5 milyon konut yapıldığını söylüyor. Doğrudur da. Geriye baktığınızda yeni açılmış büyük, akılda yer edecek doğru dürüst bir sanayi tesisinden söz edemezsiniz ama, çoğu İstanbul gibi kent rantı emsalsiz bir metropolde olmak üzere, onlarca gökdelenden, AVMden, villa sitesinden, TOKİ mamulü birbirinin kopyası binlerce beton yığınından, otel inşaatından söz edebilirsiniz rahatlıkla. Salt konut-ofis, rezidans, otel filan değil Bakın kamu yatırımlarına; kamu sanayi yatırımı, kamu enerji yatırımı yoktur ama kamu eliyle duble yollar, hava meydanları, kamu binaları, kamu eliyle kentsel altyapı inşaatları, viyadükler, tüneller, altgeçit-üstgeçitlerden yüzlerce örnek vardır.

İnşaat, AKPnin dayandığı sermaye kesimini de ifade ediyor. İrili ufaklı muhafazakâr müteahhitlerin, onların taşeronlarının partisidir AKP desek, yanlış söylemiş olmayız. Özellikle büyüme, işgücü gibi göstergelerde sadece inşaata bakarsanız, bu tezi doğrulayan dolgun sayılar çıkmaz. Ama inşaata lokomotif sektör olarak bakarsanız, son 10-15 yılın inşaat odaklı büyüme olduğunu fark edebilirsiniz. İnşaat, beraberinde sektöre girdi üreten çimento, tuğla, seramik, plastik, cam, ağaç, demir-çelik, metal, ısıtma, aydınlatma, boya, kimyasallar ve daha birçok sanayi sektörünün çarklarını çeviren sektör demektir. Ulaştırma, depolama, bankacılık, sigortacılık, emlakçilik için de rüzgârdır inşaat. Tamamlanan konutların donanımı, ev tekstili, dayanıklı tüketim eşyaları, beyaz eşyası, elektroniği, kapısının önüne otomobili ile ilgili harcamayı da yaptıran, ağırlıkla inşaattır

Bu inşaat odaklı büyümenin iç pazara dönük, ihracat yapmayan, malzeme ve iş makinesi ithalatı ile döviz harcamayı körükleyen, devamında da cari açığı büyüttüğü de ortada. Gayrimenkul satışından yılda sadece 3 milyar dolarlık bir döviz girişi var. İnşaat ve emlak, dış kredi kullanan birinci sektör. Sıcak paranın Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının kâğıtlarına borsadaki ilgisi zaten malum. İç talebe dönük bu büyümeye konut kredileri ile, kamu harcamaları ile ve dış kaynak girişi ile destek veren süreç, son 10 yılda ortalama yüzde 6-7yi bulan bir büyümeyi getirdi. Bunu hazırlayan bir iç talep, potansiyel vardı elbette. Kent nüfusu bir ülkede yüzde 75i, belediye nüfusu yüzde 85i bulmuşsa, 20 milyon hanehalkının yüzde 35-40ının kiralık konut talebi varsa, konut bir tasarruf aracı haline gelmişse, İstanbul rantı böylesine cilalanmışsa, o ülkede elbette inşaat patlardı.

Peki sonra? Bundan sonra ne olacak? Hele ki kriz koşullarında çarkı çeviren dinamik ne olacak? Şunu belirtelim ki, krizli yılların, bundan sonraki 10-15 yılın da odağında inşaat olacağa benzer. İhracata dönük sanayi gibi yönelimlerin adı var ama karşılığı yok. Çünkü o konuda tren kaçtı. İnşaatla oyalanırken, sanayi, hem de ihracata dönük sanayi arka planda kaldı ve Asyalılar iç pazara nüfuz edip, dışarıda da duman attırır oldular.

Bundan sonraki inşaat lokomotifinin yakıtı ise kentsel dönüşüm”. Türkiyenin deprem ülkesi olma gerçeğinin altı çizilerek, zoraki bir inşaat faaliyetinin düğmesine basıldı. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, inşaat odaklı birikim modelini sürdürmenin yeni yolu ve onu taşıyabildiği yere kadar taşıyacak. Yani, inşaat faaliyeti, depremi bahane ederek talebin oluşmasına bağlı kalmaksızın, şimdi de ekonomi dışı zorsürdürülecek. Riskli yapılar saptanacak, yıkılacak ve yaptırılacak. Bunun için bina sahipleri para harcamaya zorlanacak, kamu kaynaklarını daha çok kullanma, afet riskigibi bir gerekçeyle meşruiyet kazanacak. Aileler, parası varsa, yeni inşaat için harcamaya mecbur tutulacak, olmayanlar borçlandırılacak. Tahminen 15 yıl boyunca 7 milyon konut üretilecek. Ortalama 500 milyar dolarlık bir iş potansiyeli demek bu. Donatılar, altyapılarla 700 milyar dolarlık kentsel dönüşümgibi fiyakalı bir ismin yarattığı birikim alanından söz ediyoruz.

Dönüşüm”, çoğu orta-alt sınıftan riskli konut sahiplerini harcamaya zorlarken yeni rant alanları ve paylaşım imkânları da yaratacak ve bu faaliyet yine iç pazar esaslı, yine dış kaynak bağımlısı olacağı için bir ayağı çukurda. Üçte birinden fazlası kiracı olan halka yeni bir şey getirmediği için sosyal değil. Eviniz riskli, diye haklı haksız para harcatacağı için, sorunlu. Ödeme gücü olmayanın elinden başını soktuğu ev alınıp eline arsa payı parası tutuşturulup mülksüzleştirilecek. Buna karşılık, parası olanlara, özellikle İstanbulda yeni rantlar edinme imkânları yaratılmış olacak. Yasa, bakanlığı inanılmaz yetkilerle donatıyor, otoriter sisteme yeni güç katıyor. Dönüşümün muhtemel mağdurlarına ise hiç söz hakkı tanınmıyor, bütün savunma mekanizmaları işletilmez durumda.

Çok yönlü bir savunma ve mücadele hattını yeniden tasarlamak gerekiyor.

DİĞER HABERLER
 ASGARİ ÜCRETLİ 2.681 TL KAYBETTİ
 ASGARİ ÜCRETLİ 2.681 TL KAYBETTİ

Yüksek enflasyon çalışanların, emeklilerin 4 ayda maaşlarını eritip kuşa çevirdi. Asgari ücretlinin alım gücü 14.321 liraya kadar düştü.

FACİADAN KİMSE SORUMLU DEĞİLMİŞ
FACİADAN KİMSE SORUMLU DEĞİLMİŞ

Erzincan-İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde toprak altında kalan dokuz işçiden ikisine daha ulaşıldı.

ASGARİ ÜCRETE YÜZDE 25 ZAM YAPILMASI GEREKİYOR
ASGARİ ÜCRETE YÜZDE 25 ZAM YAPILMASI GEREKİYOR

Asgari ücretlinin maaşı her gün daha da eri TÜİK’in enflasyon verileri, asgari ücretin yıl ortasında en az yüzde 25.4 oranında eriyeceğini ortaya koydu.

GIDA EMTİA FİYATLARI ARTIŞINI NİSANDA DA SÜRDÜRDÜ
GIDA EMTİA FİYATLARI ARTIŞINI NİSANDA DA SÜRDÜRDÜ

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, küresel gıda fiyatları endeksi art arda ikinci ayda da yükselerek nisan ayında 18,8’den 119’a çıktı.