HİÇ… LERİN ŞOVU.
Siz
Hemen, şimdi diyeceksiniz ki nasıl oluyor o…
Hiçlerin şovu?
Siz,
Hemen, şimdi diyeceksiniz ki nasıl oluyor o…
Hiçlerin şovu?
Hiç… hiç-tir işte.
Anlamsız, bedensiz, ruhsuz, manen ve madden olmayan…
Elle tutulmayan, gözle görülmeyen, kocaman hiç,
Yada hiç…
Boyutu olmayan, şekli olmayan hiç…
İşte hiç’ler var ya. Bazen kendine anlam yüklemek ister… Hiç bir şey olmak ister.
Bir şeyin önüne gelince, hiçbir şey olunca anlam ve önem kazanacağını düşünür. Oysa hiç-ti hiç bir şey oldu.
O hiç-ler, kimi zaman hak etmediği kelimelerin, eylemlerin, söylemlerin önüne yerleşmek, asalakça kendine anlam kazandırmak ister.
Oysa o öyle de böyle de önüne geldiği şeyi hoyratça hiçbir şeye dönüştürmeye çalışandır,
O hiç tir…
Garip olan, Hiç… hiç olduğunun farkında değildir.
Biraz kalabalık, biraz uygun ortam hemen hiç-in aklını başından alır.
Hiç-lik ten kurtulmanın fırsatını bulmuşçasına, yamanacak, yararlanacak, ihanet edecek, sözlerin, sözcüklerin önüne arkasına dolanmak ister,
Dedik ya… o hiç-ti diye.
O hiç olduğu için yapacağı şeylerin anlamı da hiç-ti.
Kimi zaman kapı önü bekledi. Kimi zaman kuyruk salladı.
Hiç olarak doğdu.
Hiç olarak yaşadı.
Hiç –bir şey olamadan yaşamaya devam edecek.
O HİÇ…