Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
07 Şubat 2019
HERKESİN ELİ ÇALIŞANIN CEBİNDE

Dünyada ortalama olarak yıllık enflasyon yüzde 2, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 3.5 iken, bizde yalnızca ocak ayında gıda fiyatları yüzde 6.43 oranında arttı.

HERKESİN ELİ ÇALIŞANIN CEBİNDE

Dünyada ortalama olarak yıllık enflasyon yüzde 2, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 3.5 iken, bizde yalnızca ocak ayında gıda fiyatları yüzde 6.43 oranında arttı. Gıdada TÜFE olarak yıllık enflasyon yüzde 30.97 oranında oldu.

TÜİK, gıdanın TÜFE sepeti içindeki payını yüzde 23.29 olarak hesap ediyor. Bu oran en zengin ve en fakir ortalamasıdır. En zenginde bu oran ortalama yüzde 10’a kadar inebilir. En fakirde ise yüzde 70’e kadar çıkabilir.
 
Çalışanların harcama sepetinde gıdanın payı ortalama yüzde 40 olarak hesaplanıyor. Bu durumda çalışanları etkileyen enflasyonun daha yüksek olması demektir.
 
Eğer sepetten yüzde 23.29 gıda payını çıkarıp, çalışanların payı olan yüzde 40 oranını koyarsak, TÜİK’in ocak ayı için ilan ettiği yıllık yüzde 20.35 enflasyon oranı, çalışanlar için yüzde 25.54’e çıkıyor.
 
Çiftçiler de düşük gelir grupları içinde yer alıyor. Ancak bunlar kısmen de olsa kendi gıdalarını üretiyorlar. Dolayısıyla yüksek gıda fiyatları işçi ve memuru daha çok etkiliyor.
 
Biz maaş ve ücret artışını yüzde 20.35 üstünden yaparsak, çalışanın hakkını enflasyon yoluyla gasp etmiş oluruz.
 
Bugüne kadar yapılan enflasyon düzeltmeleri çalışanların aleyhine oldu. Zira maaş ve ücret artışları ortalama TÜFE artışlarına göre yapıldı. Çalışanların harcama sepetinde daha yüksek yer tutan gıda fiyat artışları dikkate alınmadı. Çalışanlar kaybetti.
 
Çözüm olarak; TÜİK’in işçi ve memurun içinde bulunduğu gelir dilimine göre bu kesimin harcama sepeti içindeki gıda harcamalarının gerçek ağırlıklarına göre, ayrı bir enflasyon hesabı şeklinde ”geçinme endeksi” yapması gerekir.
 
İstanbul Ticaret Odası (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksi yapmaktadır. Ancak bu endeks yalnız İstanbul için yapılmakta, tekniği eskimiş ve baz yıl çok geride kalmıştır. Ben İTO’nun bu endeksi yapmasını gereksiz bir harcama kapısı olarak görüyorum.
 
Çalışanlara yapılan bu kadarla da sınırlı değil. Maaş ve ücretlerde yapılan artış enflasyon kadar olursa, bunun adı zam değil, reel düzeltmedir. Oysa ki siyasi iktidarlar bu düzeltmeyi bugüne kadar zam olarak ilan ettiler.
 
Gayri Safi Yurt İçi Hasılda büyüme, üretim faktörlerinin yarattığı ilave katma değerle ortaya çıkar. Bu büyümede emeğin yarattığı katma değerin payı yüksektir. Ne var ki maaş ve ücretlerde artış derken, hep enflasyon konuşuluyor. Gerçekte beklenen büyümeden de otomatik olarak emeğe pay verilmelidir. Gerçekleşen enflasyon daha yüksekse, ilave pay da verilmelidir.
 
Bazı yıllar refah payı adıyla böyle bir artış yapıldı, ancak yalnızca bazı yıllar yapıldı ve bu pay büyümeden de daha düşük oldu.
 
Kaldı ki, enflasyon düzeltme farkı da hedef enflasyon tahminine göre veriliyor. İlk birkaç ayda bitiyor. Sonrası bu fark 6 ay sonra veriliyor. Yani bu fark da enflasyon tarafından erozyona uğruyor.
 
Çalışana tuzak olarak kullandığımız enflasyon, dönüp dolaşıp kendini vuruyor. Çünkü çalışanın geliri düşük olursa, iş verimliliği de düşer. Düşük verimlilik üretim maliyetlerinin artması demektir. Söz gelimi imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 74 dolayındadır. Yani bir işçi bir günde 100 birim ürün üretmek, ya da üretimde meydana gelen aksamaları katarsak 90 birim ürün üretmek yerine 74 birim ürün üretiyor. Sabit maliyetler 90’a değil, 74’e bölünüyor. Üretim maliyetleri artıyor. Piyasada oligopol yapı olduğu için artan maliyetler, perakendeye yansıyor. TÜFE oranı artıyor.
 
Özetle çalışanın enflasyonu çalışanların maaş ve ücretlerini tırpanlamak için kullandığımız sürece ekonomik istikrar da daha çok bozulacaktır.

 

DİĞER HABERLER
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI

Yıllar sonra toplanan Çalışma Meclisi’nin taslak gündemi belli oldu.

İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?
İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?

İhracattan dönen gıdaları bize mi yediriyorlar?

BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.