Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Ocak 2013
HERKES HARRANLI OLACAK

Kemal Sunal´ın oynadığı Kibar Feyzo filminin en meşhur diyaloglarından biridir. Feyzo, aynı işi yaptığı halde neden diğer işilerin kendisinden daha fazla ücret aldığını sorar. Onlar sendikalı yanıtını alınca, Ben de Harranlıyam der…

HERKES HARRANLI OLACAK
Kemal Sunal’ın oynadığı Kibar Feyzo filminin en meşhur diyaloglarından biridir. Feyzo, aynı işi yaptığı halde neden diğer işilerin kendisinden daha fazla ücret aldığını sorar. "Onlar sendikalı" yanıtını alınca, "Ben de Harranlıyam" der.

Bu ünlü repliği, önceki gün, Çalışma ve Toplum dergisinin Armada Otel’de düzenlediği "Sendikalar Yasası ve Örgütlenme Özgürlüğü" isimli toplantıda Birleşik Metal-İş Sendikasının Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu hatırlattı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Serdaroğlu, "Görünen o ki toplusözleşme ve güvence ortadan kalkacak, sonuçta hepimiz Harranlı olacağız" dedi.

Toplantıya katılan çok sayıda akademisyen de aynı fikirde. Zira 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, işkolu barajını şimdilik yüzde l’e indiriyor ama işkollarında birleştirmeler nedeniyle işçi sayısı çok arttığı için yetkisi olmayan sendikaların da sayısı artmış durumda. Üstelik baraj kademeli olarak yüzde 3’e çıkarılacağından şu anda yetkisi olan sendikaların büyük kısmı da kısa süre sonra yetkisiz kalacak. Ancak daha önemlisi ve yasanın toplantıda da en çok tartışılan yönü, sendika üyeliğine getirilen sınırlamalar: Sendika üyeliğinde SGK numarası aranması ve 30 kişiden az işçi çalıştıran işyerlerinde sendikalaşan işçilerin işten atılma gibi durumlarda dava açma hakkının olmaması…

KAVGANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Bu nedenle, milyonlarca işçinin en temel hakkı olan örgütlenme özgürlüğünü ellerin den alan yasadan bahsederken Serdaroğlu, şu ~% uyarıda bulundu: "Yakında işverenler karşılarında kongre kaybetme ihtimali sonucu biat etmeye hazır ürkek sendikacılar yerine burnundan soluyan işçiler bulacaklar." Çalışma ve Toplum Dergisj Gefı^.Yayın Yöi netmeni Dr. Murat Özveri’nin çağrısı da Serdaroğlu’nun uyarısıyla aynı minvalde. Bu yasalar çıkarılırken ileri sürülen sosyal tarafların uzlaşması söyleminin doğru olmadığına dikkat çeken Özveri, soruyor: "Uzlaşmayan adam ne yapar? Kavga eder. Bunun zamanı gelmedi mi?"

GÜVENCESİZLİĞİN IÇSELLEŞTİRİLMESİ

Tuvalet kağıdı üretimi yapan bir fabrikadaki grevin "milli güvenlik" gerekçesiyle nasıl yasaklandığını, hak grevinin "iş barışını bozuyor" gerekçesiyle engellendiğini, erteleme adı altındaki grev yasağının anayasa hükümleriyle sürdürüldüğünü anlatan Murat Özveri, 12 Eylül darbesinden bu yana çıkan yasaların değişimindeki temel anlayışı şöyle özetledi: "Güvence hükümlerinin kaldırılması, güvencesizliğe hukuki güvence getirilmesi ve güvencesizliğin içselleştirilmesi.

" Sermayenin bunu yaparken sendikal alanı düzenlemek ve kontrol etmek amacıyla "makbul" sendikalara ihtiyaç duyduğunu be Birleşik Metal-İş Sendikası bünyesinde çıkarılan Çalışma ve Toplum dergisinin çağrısıyla yapılan toplantıda "Sendikalar Yasası ve Örgütlenme Özgürlüğü" değerlendirildi. Çalışma ve Toplum dergisi 10. yılında. Derginin düzenleme kararı aldığı değerlendirme toplantılarının İlki önceki gün Armada Otel’de yapıldı. Toplantıya 40’ı aşkın akademisyen, milletvekilleri, DİSK ve Türk-İş’e bağlı çeşitli sendikaların başkanları katıldı. lirten Özveri, sendikalardaki "oligarşik" yapıya dikkat çekti.

HER ŞEY NORMAL SEYRİNDE

Aslında her şeyin "normal seyrinde" gittiğini söyleyen izzettin Önder de sendikalara seslendi. "Devlet sermayenin yanındadır ve ona hizmet eder" diyen Önder, neo liberal politikaların devlete çok önemli bir görev yüklediğini hatırlattı; Emeği sermaye karşısında bugünkü konumuna itmek. Önder, "Dolayısıyla bir sendikacı çıkıp ben kanunlar çerçevesinde her şeyi yapıyorum derse, yapacak bir şey yoktur. Çünkü kanun onun mücadele etmesini istemez" diye konuştu. Önder işçilerin şu soruları sorması gerektiğini söyledi: Oylar kime gidiyor? Yasaları kim çıkarıyor? Hangi gazeteyi okuyoruz?

SINIF SENDİKACILIĞI VURGUSU

"Kapitalist sistemin bugünkü dinamikleriyle ücret sendikacılığı bile yapılamaz" diyen Nergis Mütevellioğlu, ancak sınıf sendikacılığının başarılı olabileceğini söyledi. Sınıf sendikacılığı için sendikaları işçilere eğitim vermeye, mücadeleye hazır tutmaya çağırdı. Emek Platformu’nu hatırlatan Müteğine dikkat çeken Erdoğdu, "Sendikalaşma sadece kayıtlı işçilerin değil tüm işçilerin hakkıdır" dedi. Erdoğdu, bakanlığın buna göre düzenleme yapmasını istedi: "Bu bakanlığın da yararınadır.

Bu başvuruları ihbar kabul edip işyerlerini denetlesin. Sendikalı çalışma kayıtdışılığın panzehiridir" neden işçileri sigortalı çalıştırmıyorsun demelidir." Bunun üzerine inciroğlu, "Sonuçta önümüzde elektronik bir sistem var. Buna’bakıp bir işlem yapıyoruz. Üstelik kayıt dışının ilanı nasıl olacak" deyince, bu kez Ahmet Haşim Köse tepki gösterdi: "Kayıt dışı çalışma birkaç akademisyenin yüksek tahmini değildir. TÜİK’in açıkladığı, bayağı resmi bir veridir. Nasıl yapayım demek görevimi yapmıyorum demektir. Şu anda gerçek sendikalaşma oranı için yüzde 3 bile iyimser bir rakamdır." inciroğlu, tepkiler nedeniyle, "Bunu yukarıya taşıyacağım" demek zorunda kaldı. vellioğlu, mücadele için daha geniş bir birlik kurulması gerektiğini söyledi.

Metin Kutal da sendika siyaset ilişkisine dikkat çekti. "Varsayalım iyi bir yasa çıktı. Gücün yoksa yine bir işe yaramaz" diyen Metin Kutal, sendikacılarla iktidar arasında "sen bunu al sen de bana dokunma" türünden bir "konsensüs" olduğunu ifade etti. Kutal, "Sendikaların suyun başına geçmek için siyasetle ilgilenmesi gerekir. Bizim kitlemiz tutucu filan gibi mazeretlere de sığınmasınlar" diye konuştu. Türkiye’de akademisyenlerin hiçbir ülkede olmadığı kadar sendikaların hizmetinde olduğuna dikkat çeken Kutal, sendikacıları bu imkânı kullanmamakla eleştirdi. İş Müfettişi Kayhan Özer’in toplantıya katılımla ilgili "çok akademisyen az sendikacı var" eleştirisi de Kutal’ın tespiti doğrular nitelikteydi.


BİLGİSAYAR PROGRAMI DEĞİL AKP PROGRAMI

TOPLANTIDA üzerinde en fazla durulan konulardan biri taşeronlaştırma oldu. Dev Sağlıkİş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, işkollarındaki bu soruna dikkat çekti. Hastanelerde çalışan taşeron işçilerin, kâğıt üzerinde inşaat, tekstil… gibi farklı işkollarında gösterildiğini anlatan Çerkezoğlu, 10 bin üye yapmalarına karşın bakanlığın 1400 üye açıklayarak kendilerine yetki vermediğini söyledi.

Bu işçilerin hastanenin asıl işçisi oldukları yönünde kesinleşmiş yargı kararları da olduğunu belirten Çerkezoğlu, "İtiraz ettiğimizde diyorlar ki bilgisayar programı böyle. En sonunda Çalışma Genel Müdürü bize ‘Arzu hanım bu siyasi bir şey’ dedi. Biz de onu söylüyorduk zaten bilgisayar programı değil AKP programı" diye konuştu. Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk de taşeronlaştırmaya dikkat çekti. Kimi üniversitelerde 12 kadrolu işçiye karşılık 600 taşeron işçi olduğu bilgisini veren Ebetürk, "Bedel ödemeyi göze almadan engelleyemeyiz" dedi.

ZOR OYUNU BOZUYOR

BİRLEŞİK Metal-İş Örgütlenme SEKRETERİ Özkan Atar, hukukun sınırlarını aşan mücadelenin önemine dikkat çekti. Daiyang SK grevinde patronun her türlü hukuksuzluğu yaptığını, grevi kırmak için Güney Kore’den kaçak işçi getirdiğini anlatan Atar, yaptıkları tüm başvuruların karşılıksız kaldığını söyledi. İşçilerin sonunda fabrikanın bulunduğu serbest bölgeye giden yolu keserek 2 saat boyunca tüm fabrikaların servislerini engellediğini hatırlatan Atar, "Sonunda emniyet müdürü bizzat kendisi fabrikada kaçak çalıştırılan işçileri tespit etmeye başladı.

Eylem nedeniyle 5 işçinin kolu, birkaç işçinin kafası kırıldı ama zor oyunu bozuyor" diye konuştu. Patronların artık sarı sendika bile istemediğini belirten Gıda-İş Genel SEKRETERİ Seyit Aslan, birlik çağrısı yaptı. Sendika siyaset ilişkisine vurgu yapan Aslan, şunları söyledi: "Kürt sorunu diye bir sorun var. Başbakanın yolladığı devlet görevlileri İmralı’ya gidip görüşüyor herkes konuşuyor ama sendikalar sesini çıkarmıyor. Kadına yönelik şiddete, üniversite öğrencilerinin yaşadıklarına karşı sesini çıkarmıyor.

Yaşanan mezhep ve din ayrımlarına sesimiz çıkmıyor. Bu kesimler aynı zamanda bizim üyelerimiz. Peki, demokrasiyi savunmadan nasıl büyüyeceğiz?"

KENDİ CEPHEMİZİ HAZIRLAMALIYIZ

İSTANBUL Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ile CHP milletvekilleri İzzet Çetin ve Süleyman Çelebi de toplantıya katıldı. Tüzel, tüm yasaların karakterinin sermayenin ihtiyaçlarını karşılamaya dönük olduğunu dile getirdi. Hükümetin hem kendi halkına ve emekçilere, hem de uluslararası alanda savaş politikaları izlediği, sermayenin işçilerden daha fazlasını isteyeceği uyarısında bulunan Tüzel, "Kendi cephemizi hazırlıklı hale getirmeliyiz" dedi.

Sendikalar içindeki mücadeleci geleneğe sahip çıkılmasını isteyen Tüzel, akademisyenlerin desteği ve Meclis’teki işçiden yana milletvekillerinin çalışmalarıyla bu sürecin ilerletilebileceğini kaydetti. İzzet Çetin de sendika siyaset ve demokrasi ilişkisinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Çetin "Sendikalarla sol partilerin çöküşü de yükselişi de paraleldir. CHP’nin içinde bulunduğu durum bundan ibarettir" dedi.

DİĞER HABERLER
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?

FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!
FAİZİ ARTIRMAK İYİ OLURDU DA, ANLAYIN İŞTE!

Bizler, yani kamuoyu, enflasyonda buzdağının su üstündeki kısmını görürüz. Merkez Bankası ise suyun altında kalan kısmı da görür, görmelidir, zaten gördüğünü de dile getiriyor.