Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
29 Kasım 2010
HAVA DÖNDÜ

Geçen haftalarda yaşanan gelişmeler, Avrupa’da hükümetlerin kriz yönetme politikalarına karşı bir toplumsal muhalefet dalgasının yükselmeye başladığını gösteriyor.

HAVA DÖNDÜ

Kundakçılara ve yılanlara dair

 

Yunanistandan sonra İrlandayı (aslında bankaları-mali sermayeyi) kurtarmak için alınan önlemler, halk sınıflarının refahına yönelik büyük bir saldırının ilk işaretleriydi.

İrlanda hükümetinin, IMF ve Avrupa Merkez Bankasının ve özellikle Almanyanın onayını alabilmek amacıyla hazırladığı önlemler paketi, öğrencilerin burslarında yüzde 25 kesinti yapıyor, asgari ücreti yüzde12 oranında düşürüyor, konut vergisini yüzde yüz arttırıyor, düşük gelirlilere kira vergi desteğini kaldırıyor, katma değer vergisini genişleterek yüzde 21den yüzde 23e yükseltiyor, kamu yatırımlarını gelecek yıl 2 milyar Avro, sonraki yıl 400 milyon Avro azaltıyor; kamunun elindeki varlıkları satışa çıkarıyor. Tüm bunlar olurken Avrupanın en düşük (yüzde12.5) kurumlar vergisine dokunulmuyor (Irish Examiner, 25/11). Irish Independentden Martina Davlin, ekonomik durgunluğu daha da derinleştirecek bu önlemleri yorumlayan yazısında, Ama bizim artık bir maliye bakanımız yok ki, IMF ve AB bu bakanlığı kendi bünyelerine kattılar diyor. Aynı gazeteden Brendan Keenan, “İrlandanın ulusal egemenliğini kaybettiğini ileri sürüyor.

İngilterede muhafazakâr hükümet acımasız bir ruh haliyle toplumsal harcamaların hemen tüm alanlarında derin kesintilere gidiyor. Bu saldırının sınıfsal niteliği, birçok alanda olduğu gibi üniversite eğitiminde de kendini çok çarpıcı bir biçimde gösteriyor. Üniversite harçlarında yapılması öngörülen artışlar üniversite eğitimini, geçen yüzyılın başında olduğu gibi, yalnızca en üst tabakanın çocuklarına ayrılmış bir ayrıcalığa dönüştürürken, gittikçe artan üniversite-sermaye işbirliği, sosyal bilimleri, felsefe, siyaset, kültürel çalışmalar gibi eleştirel düşüncenin yaşayabildiği, gelişebildiği bölümleri, Middlessex Üniversitesi Felsefe Bölümü örneğinde olduğu gibi, kapanmaya zorluyor.

Halkın refah düzeyine yönelik bu saldırıların, Yunanistan ve İrlandadan sonra Portekiz, İspanya, İtalya gibi ekonomileri çok daha büyük ülkelere doğru yayılması bekleniyor. Geçen hafta, ABnin merkez ülkelerinden biri olarak bilinen Belçikanın adı da, hiç beklenmedik bir biçimde bu ülkelerle birlikte anılmaya başladı.

Tüm bu saldırının arkasında, sözde piyasaların ve genelde kapitalizmin kendi kendine dengeye geleceğine, istikrar ve refah sağlayacağına ilişkin, fiilen bir kez daha iflas etmiş 300 yıllık bir ideoloji yatıyor. Böylece içinde bulunduğumuz durum bir taraftan, Yangını söndürmek için, bizzat yangını çıkaran kundakçıyı yardıma çağırmaya benziyor öbür taraftan da kendi kuyruğunu yiyerek yaşamaya çalışan bir yılana.

Bu yılan benzetmesi iki açıdan anlamlı. Birincisi, bankalar kurtarılırken bu tasarruf tedbirleri toplumun tüketim kapasitesini daha da daraltarak aşırı üretim (talep yetersizliği) krizini daha da derinleştiriyor, borçların ödenmesine, istihdamın korunmasına gerçekten yardımcı olabilecek, üretken, özellikle orta ölçekli sanayi işletmelerini yıkıma itiyor, durgunluğu derinleştiriyor. İkincisi, bu durum toplumda giderek bir karşı tepkiye yol açmaya başlıyor; neoliberal hegemonyanın çöküşünü hızlandırıyor. Keynesin 1930larda vurguladığı gibi, krizden çıkabilmek için yeni düşünceler, önlemler gerekiyor, ama yönetimdeki (bir önceki dönemin yetiştirdiği) kadroların ideolojisi yeniyi düşünmeyi önlüyor…

 

Saldırı ve karşı tepki

 

İngilterede önceki hafta patlak veren öğrenci olaylarının ardından ilginç gelişmeler yaşandı. Olaylar sırasında öğrenciler, polisle çatıştılar, Muhafazakâr Parti binasını işgal ettiler, oldukça da maddi zarar yarattılar. Ama bu olaylar toplumda, sağ basının beklendiği infiali yaratmadı. Aksine, nihayet birileri protesto ediyor ruh halini tetikledi. Öğrenci olayları, üniversite işgalleri geçen hafta, halkın ilgisini giderek artan bir biçimde çekerek parçalanmış polis minibüsünün önünde polis kaskıyla gazetecilere poz veren öğrencinin, Artık hayatta kimse bana iş vermez sözlerindeki içtenliğe gülümseyen bir sempatiyi de yanına alarak devam ediyor.

1968 öğrenci olaylarının emektarlarından Anthony Barnettin, sol-liberal eğilimli Opendemocracy sitesinde vurguladığı gibi, 68in aksine bu kez öğrenciler toplumda marjinalleştirilemiyorlar. Çünkü hemen herkes, öğrencilerin salt kendi harçları için mücadele etmediğini, konuta, sağlık hizmetlerine gelince kaynak yokluğundan yakınan İngiltere hükümetinin İrlanda bankalarına yardım etmek için aniden milyarlarca sterlin bulabildiğini, bunun yükünün de kendi omuzlarına yükleneceğini görüyor. İtalyanın başkenti Romada da öğrenci olayları toplumu sarsıyor.

Geçen hafta Portekizde sendikaların, hükümetin tasarruf önlemlerine karşı düzenledikleri genel grev büyük bir başarıyla gerçekleşmişti. İrlanda halkı da tepkisini göstermeye başladı. Güneybatı Donegan bölgesi seçimlerinde hükümet partisi Fianna Failin oyları yüzde 51den yüzde 21e düşerek adeta buhar olurken, Sinn Feinin adayı yüzde 39 oy alarak, Belfast Telegraphın deyişiyle rakiplerinin ürerinden buldozer gibi geçti. Sinn Feinin adayı Pearse Doherty, Seçmenin yalnızca hükümetin dört yıllık planının değil, IMFnin İrlandanın işlerine burnunu sokmasına da hayır dediğini söylüyordu” (Irish Examiner, 27/11). Irish Independentin başyazısı da, bu sonucun bundan sonra yaşanacakların bir işareti olduğunu yazıyordu. Cumartesi günü de, İrlanda İşçi Sendikaları Konfederasyonunun düzenlediği protesto yürüyüşüne son derecede kötü hava koşullarına karşın 100 binden fazla işçi, öğrenci, emekli katılıyordu (The Guardian, 28/11).

Halkın refah düzeyine yönelik saldırılar yaygınlaşırken, toplumsal muhalefetin tepkisi yükselirken bu hava değişikliğinin siyasi iklimi de etkilemeye başladığı görülüyor. Toplumsal muhalefetin baskısı nihayet, en azından İngilterede sosyal demokrasiyi sola doğru itmeye başlıyor. İngiliz İşçi Partisinin yeni başkanı Ed Miliband, geçen hafta, muhafazakâr basının olası tepkilerine aldırmadan, kendisine yönelik eleştirilere cevap olarak Evet ben kızılım, sosyalistim ve bununla da gurur duyuyorum. Öğrenciler davalarında çok haklılar, ben de onlara katılmayı düşünüyorum dedi. Hafta sonunda İşçi Partisinin Ulusal Politika Forumunda konuşan Miliband, Yeni İşçi Partisinin ötesine geçerek artık halktan, ekonomik krizde ezilenlerden yana yeni politikalar geliştirmek, partinin doğal tabanıyla yeniden buluşmak gerektiğini savunarak partiyi bu yönde yeniden şekillendireceklerini ileri sürdü.

Milibandın açılımını, yükselmeye başlayan toplumsal muhalefeti İşçi Partisi içine hapsetme çabası olarak değerlendirebiliriz. Ama önemli olan bu değil. Önemli olan, sosyal demokratların, ancak kendi sollarından bir baskı geldiğinde sola dönmeye başlaması. Bu sola dönüş başladığında ülkedeki egemen siyasi söylem de değişmeye ve sosyalistlerin kendilerini daha iyi anlatmalarına olanak verecek sınıf mücadelesi kavramlarını da içine almaya başlıyor. Yeni CHPüzerine düşünürken bu gelişmeleri de göz önüne almak yararlı olabilir.

CUMHURİYET – ERGİN YILDIZOĞLU

DİĞER HABERLER
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ
CARGİLL’DE İMZA TÖRENİ

Sendikamızın kısa bir süre önce toplu iş sözleşmesi görüşmelerini anlaşma ile tamamladığı Cargill’de işveren heyetinin ve yönetim kurulumuzun katılımı ile imza töreni düzenlendi.

İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR
İŞSİZLER ÖDENEĞE ERİŞEMİYOR

Koşulların ağır olması ve kaynakların amacı dışında kullanılması nedeniyle işsizlik ödeneğinden yararlananların sayısı azılıyor.

EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ
EMEKÇİNİN GREV HAKKI İADE EDİLDİ

AYM, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını engelleyen düzenlemeyi iptal etti.

YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME
YABANCI GİRİŞİNDE UMUT VERİCİ GELİŞME

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı menkul kıymet istatistikleri seçimden sonraki haftada yabancıların hem hisse senedi, hem devlet iç borçlanma senedi alarak döviz getirdiklerini gösteriyor.