Bir süre önce katıldığım bir toplantıda dinleyicilerden biri AKP’yi eleştirmek için bu yıllarda hayat şartlarının çok zorlaştığından söz etti. Örnek olarak da emeklilerin durumuna değindi. Bir emeklinin emekli aylığıyla on yıl önce 2000 simit alabilirken günümüzde 1000 simit alabildiğini, emeklilerin durumlannın çok kötüleştiğini söyledi.
Ben karşı çıktım.
Benzer iddialarla sık sık karşılaşıyorum.
Arkadaşımız bir mal seçiyor ve bir işçinin on yıl önceki ücretiyle o maldan kaç tane alabildiğini söylüyor. Sonra da artık o miktarda alamadığını ileri sürüyor. Böylece de AKP’nin işçilere, memurlara, emeklilere verdiği zararı kanıtladığını düşünüyor.
AKP’yi eleştirmek isteyenlerin büyük çoğunluğu, yoksulluk edebiyatı yapıyor.
YOKSULLUK EDEBİYATI AKPYE YARAR
Marangozsunuz. Önünüze üzerinde çalışacağınız bir ağaç parçası geliyor. O ağaç parçasını tanımadan ona istediğiniz biçimi veremezsiniz. Kavak mı, köknar mı, çam mı? Çamsa, kızıl çam rnı. Rusya’dan gelen çam ağaçlanndan mı? Buğday ekeceksiniz. Tohumu, gübreyi, traktör kullanmayı vb bileceksiniz.
Ceviz yetiştireceksiniz. Ağacın türünü, özelliklerini, nasıl dikileceğini, ne zaman meyveye duracağını bilmeden bu işi yapabilir misiniz?
Yapacağınız işi bilmeden işe kalkışırsanız, hezimet kaçınılmazdır. Peki, marangoz, köylü, bahçe sahibi için doğru olan, topluma öncülük etmek isteyen için doğru değil mi?
Halka önderlik etme iddiasıyla yola çıkıyorsunuz ama halkı tanımıyorsunuz.
Kulaktan dolma bilgiyle, kolaycılıkla internetten edindiğiniz bilgi kırıntılarıyla etkilemeye çalıştığınız kitleyi tanımadan ortaya çıkarsanız, size kimse güven duymaz.
Asgari ücretin satmalına gücü AKP döneminde yaklaşık yüzde 80 arttı. Asgari ücretli işçi, taş atıp kolu yorulmadan, satınalma gücünü (gerçek ücretini) yüzde 80 dolaylarında artırdı. Siz gidip bu işçiye yoksulluk edebiyat yapıp, bundan da AKP’yi sorumlu tutarsanız, sizinle dalga geçerler. Aynı durum, memurlar ve emekliler için de geçerli.
Halkımız gerçekçidir. Bedel ödemeden ve risk almadan hak alma konusunda çok gelişkin sezgileri ve yetenekleri vardır.
Eğer bu halkın bir çuval makarnaya veya bir teneke yağa aldanıp oy verdiğini sanıyorsanız, halka "aptal” diyorsunuz.
Bu kafayı değiştirin.
HALKI ANLAMAYAN HALKA ÖNDERLİK EDEMEZ
Halkımız ve özellikle işçi sınıfımız zekidir, kurnazdır, tedbirlidir. Hepsi kapitalizmin ürünüdür. Kapitalist düzende hayatta kalabilme konusunda müthiş yetenekleri vardır. Bizim insanımızın kendi çıkarlannı bilmediğini ve aldatıldığım ileri sürmek, halka "aptal" demektir. Bu hataya düşmeyin. İyi bir marangoz gibi olmak gerekir. İyi bir marangoz şekil vereceği ağacı nasıl iyi tanıyorsa, biz de halkımızı iyi tanıyacağız. Hareket noktamız da. halkın çok önemli olumlu özelliklerinin olduğu ve kısa vadeli çıkarlannı çok iyi bildiğidir. Hareket noktanız bu olursa, o zaman bu insanların niçin bugün davrandıktan gibi davrandıklarını anlamaya çalışırsınız.
Tekrar vurgulayayım. Halkımızı aptal, kendinizi çok akıllı zannetmeyin. O zaman siz aptallık edersiniz. Eğer ücretler ve aylıklar AKP döneminde düşseydi, insanlar buna bir biçimde tepki gösterirdi. Halkımız, yüzyıllardan devraldığı mirasla tedbirlidir; ancak aç tilkinin fırın yıktığını da bilir. Eğer akıllı halkımızın aptal olduğunu düşünüp onlara akıl öğretmeye kalkıyorsanız, bu davranışınıza dayanak oluşturan kulaktan dolma bilgileri kenara atın ve somut şartların somut tahlilini yapın. İyi bir marangozdan ders alın!