Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
31 Temmuz 2017
HAK-İŞ KÖKENLİ BAKANDAN ANTİSENDİKAL İCRAAT

Kamu görevlilerinin 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri daha başlamadan büyük bir hukuksuzluk ve keyfiliğe sahne oldu.

HAK-İŞ KÖKENLİ BAKANDAN ANTİSENDİKAL İCRAAT
Kamu görevlilerinin 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri daha başlamadan büyük bir hukuksuzluk ve keyfiliğe sahne oldu. Devlet Personel Başkanlığı (DPB), 28 Temmuz 2017 tarihinde KESK’e gönderdiği skandal niteliğindeki yazıda, toplu sözleşme görüşmelerine katılacak heyet üyelerinin bir bölümünün KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı gerekçesiyle değiştirilmesini istedi. Devlet Personel Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan lığı’nın ilgili kuruluşu; dolayısıyla bu yazı DPB adına yazılmış olsa da Bakan’ın sorumluluğunda olan bir yazı. Böylece eski sendika başkanı olan yeni Bakan, atanmasının haftasında sendikal hak ve özgürlüklere ağır bir saldırı anlamına gelen hukuksuz ve skandal bir uygulamaya imza attı. 
 
Sendikalar Bakanlığın bürosu değil 
 
Söz konusu yazı ve uygulama hukuksuzdur, keyfidir, 4688 saydı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleme Kanunu ile Anayasa ve ILO sözleşmelerine açıkça aykırıdır. Bu yazı sendikaları Bakanlığın ve Devlet Personel Başkanlığı’nın bürosu zanneden vesayetçi bir zihniyetin ürünüdür. Önce yazıdaki ağır bir gafın altını çizelim. Yazıda KHK üe ihraç edildikleri belirtilen beş temsilciden üçü KHK ile ihraç edilmiş değil. Dahası yazıda belirtilen iki isim KESK’te uzman olarak çalışmakta ve kamu görevlisi değil. Yazıdaki bu saçmalığı bir kenara bırakarak yazının hukuksuzluklarını tane tane anlatalım. 
 
Önce 4688 sayılı yasaya aykırılıklardan başlayalım. Devlet Personel Başkanlığı’nın toplu sözleşme görüşmelerine katılacak sendikal heyeti belirleme konusunda bir yetkisi yok. Böyle bir yazı yazmak DPB’nin haddi değil. DPB kendisine mevzuat ile tanınmamış bir yetkiyi kullanarak anayasal bir hakka müdahale etmiştir. Kanunun 29’uncu maddesine göre "Toplu sözleşme görüşmelerine kamu idaresi adına, Kamu İşveren Heyeti, kamu görevlileri adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti katılır." Kamu heyetine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı başkanlık eder. 
 
Kanun, sendika heyetinin bileşiminin nasıl olacağını da düzenlemektedir: "Kamu Görevlileri Sendikalan Heyeti, bağlı sendikalann toplam üye sayısı itibarıyla en fazla üyesi bulunan konfederasyonun Heyet Başkanı olarak belirleyeceği bir temsilci ile her bir hizmet kolunda en fazla üyeye sahip kamu görevlileri sendikalan tarafından belirlenecek birer temsilci, bağlı sendikaların üye sayıları esas alınmak kaydıyla toplam üye sayıları itibarıyla birinci, ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından belirlenecek birer temsilci olmak üzere on beş üyeden oluşur." Ayrıca yasanın 31’inci maddesine göre sendika heyetinin toplam sayısı on beşi geçmemek üzere belirleyeceği temsilciler, toplu sözleşme görüşmelerine teknik heyet olarak katılabilirler. 
 
Görüldüğü gibi, kanunda heyetin bileşiminin DPB veya Bakanlığın onayına tabi olduğuna ilişkin hiçbir kural yoktur. Konfederasyonlar kanunda belirtilen sayılarla sınırlı olarak istedikleri isimleri heyet üyesi olarak tespit edebilirler. Öte yandan heyette yer alanların yönetici sıfatlarını tartışmak DPB’nin işi değildir. Haklarında kesinleşmiş yargı kararına bağlı olarak yöneticilikleri düşmediği sürece sendika yöneticilerinin sıfatları idare tarafından tartışılamaz. Seçilmiş, mazbatalarını almış ve görevleri başında olan sendikacıların durumunu sorgulamak idari bir kurumun işi değildir, haddi değildir. DPB ve Bakanlık kendini yargı yerine koyamaz. DPB toplu sözleşmede sekretarya görevi yapan bir kurumdur, vesayet veya onay makamı değil. 
 
DPB yetkilileri Türkiye’de sendikaların izinle kurulduklarını ve izinle faaliyet yürüttüklerini sanıyor olabilir. Onlara hatırlatmak lazım; Türkiye’de sendikal faaliyet izne tabi değildir, sendikalar Bakanlığın birer bürosu değildir. 
 
Sendika sözleşmeye istediği heyetle katılır 
 
Daha da vahimi, söz konusu yazı Anayasa’nın ve Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerin ihlali anlamına gelmektedir. îdari bir makam olan DPB, Anayasa’nın 51 ve 53’üncü maddelerinin amir hükümlerine aykırı uygulama yapamaz. Bir sendikanın toplu iş sözleşmesi görüşmelerine hangi heyetle katılacağı kendi iç işidir. İdarenin buna müdahale etmesi, sendika ve toplu sözleşme hakkının özünü ortadan kaldırır. Sendika ve toplu sözleşme hakkı anayasal güvenceye bağlanmış haklardır, idari kararla ortadan kaldırılamaz. 
 
DPB’nin (Bakanlığın) yazısı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması Sözleşmesi ile 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi ve ILO denetim organı kararlarına açıkça aykırıdır. Onaylanmış ILO sözleşmeleri Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereğince doğrudan uygulanması gereken belgelerdir. 87 sayılı sözleşmenin 3’üncü maddesine göre, "Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar." 
 
98 sayılı sözleşmenin 2’ncî maddesine göre çalışan ve işveren örgütleri, gerek doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya üyeleri yoluyla birbirlerinin kuruluşları, işleyişleri ve yönetimlerine müdahalede bulunamazlar. DPB ve Bakanlık aynı zamanda kamu görevlilerinin işvereni durumundadır. DPB yazısı sadece devletin değil, işverenin de toplu sözleşme hakkına müdahale etmesi anlamına gelmektedir. 
 
Uluslararası hukuka göre, sendikaların toplu sözleşme müzakerelerine hangi heyetle katılacağı sendikal hakların ayrılmaz bir parçasıdır. Nitekim ILO Sendika Özgürlüğü Komitesi (SÖK), sendikalann toplu sözleşme görüşmelerine katılacak temsilcilerini kamu otoritesinin müdahalesi olmadan serbestçe seçme haklan olduğunu karara bağlamıştır {ILO SÖK Case no 1910, ILO Freedom ofAssociation Digest, paragraf 984). Sendika Özgürlüğü Komitesi, ILO’nun sendikal özgürlüklerle ilgili özel denetim organıdır ve kararları sendika hakkı ve özgürlüğü konusundaki içtihat niteliğindedir. Bu nedenle SÖK kararları, taraf ülkeler açısından sözleşme hükümleri gibi uyulması gereken hukuk kurallarıdır. 
 
Sonuç olarak söz konusu DPB yazısı, hem ulusal hem de uluslararası hukuka aykırı ve yok hükmünde bir karardır ve derhal geri çekilmelidir. 
 
Geçen haftaki yazımda yeni Bakan Jülide Saneroğlu için, "Umarız sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldınlması için çaba sarf eder, sendikalar arasında kayırma yapmaz. Zaman kendisini imtihan edecek" demiştim. Zamanın imtihanı çok hızlı oldu. Hak-İş’te uzmanlık ve sendika yöneticiliği yapmış olan çiçeği burnunda Bakan’ın ilk icraatı; sendikal özgürlüklere ağır bir saldırı, tam bir hukuksuzluk ve ayrımcılık olan bir uygulamaya imza atmak oldu. Yeni Bakan ne CV’sinde yer alan sosyal diyalog anlayışına, ne Anayasa’ya ne de Bakan olarak hükümeti temsil edeceği ILO’nun standartlarına uygun davrandı. Şaşırdık mı? Hayır. Müktesebat dediğin lafı güzaf, ayinesi iştir kişinin!
DİĞER HABERLER
KENT GIDA VE MONDELEZ TURKEY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
KENT GIDA VE MONDELEZ TURKEY’DE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Kent Gıda ve Mondelez Turkey Gıda arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ AİLESİ, TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ ÜYELERİ
TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ AİLESİ, TEŞEKKÜRLER TEKGIDA-İŞ ÜYELERİ

Sendikamız bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinliklerini, konfederasyonumuz Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun almış olduğu karar çerçevesinde Bursa, Mustafakemalpaşa, Karacabey şubelerimiz ile birlikte Kocaeli, Eskişehir, Gebze, Tuzla ve İstanbul Avrupa Yakası şubelerimize bağlı işyerlerinden üyelerimizin yoğun katılımı ile büyük bir coşkuyla Bursa’da kutladı.

EKMEK KAVGASI BAYRAM DİNLEMEDİ
EKMEK KAVGASI BAYRAM DİNLEMEDİ

Hayat pahalılığı altında ezilen işçiler, bayram günü tarlada, inşaatlarda, fabrikalarda çalışmaya devam etti. İnşaat ustası Şerif Alp, “Karın tokluğuna çalışıp hiçbir şeye sahip olamıyorsun” diyerek isyanını dile getirdi.

TÜRK-İŞ VERGİDE ADALET İSTEDİ
TÜRK-İŞ VERGİDE ADALET İSTEDİ

Bursa’nın Nilüfer İlçesinde bulunan Fatih Sultan Mehmet bulvarında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) düzenlediği yürüyüş için yüzlerce işçi, sendika ve yurttaş alanda toplandı.