‘HAFTAYA DİYARBAKIR’DAYIZ’
Bu harekete sadece sendikaların ihtiyaçları doğrultusunda bakmamak lazım. Türkiye´nin ihtiyaç duyduğu bir çıkış. Bu hareket iyi bir adım, iddialı bir adım.

"Bu harekete sadece sendikaların ihtiyaçları doğrultusunda bakmamak lazım. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir çıkış. Bu hareket iyi bir adım, iddialı bir adım."
Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) 5. toplantısını yaptı. İşçilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıları SGBP sözcüsü Atilay Ayçin Aydınlık’a anlattı. Ayçin, SGBP’nin genel talebinin Türk-Iş yönetiminin el dehaftaya Diyarbakır’da toplanacağını söyledi
Toplantıların sırasıyla Ordu ve Ankara’da yapılacağını belirten Ayçin, "26 Kasım’da İstanbul’da toplanıyoruz" dediç Ayçin işçilerin genel talebinin Türk-İş yönetiminin el değiştirmesi olduğunu anlattı.
Bu hareket kartopu gibi büyüyecek
‘Sadece işçinin değil Türkiye’nin de ihtiyacı’ mfikal Gu. orr\q Dönem Türk-îş yönetiminin kısa sürede el değiştirmesi talebinin toplantıların ortak paydası olduğunu belirten Ayçin, "Bu hareket sadece sendikaların değil, bütün Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir çıkış" diye konuştu.
Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP), işçiyle buluşma toplantılarının 5.’sini Adana’da gerçekleştirdi. Nasıl bir sendikal anlayışı amaçladıklarını, birlikteliğin hangi ilkeler üzerine inşa edilmek istendiği, işçiye anlatılırken, işçilerin soruları ve görüşleri de yol haritasının belirlenmesinde önemli katkı sağlıyor. Peki, bugüne kadar nasıl yürüdüler, bundan sonrası için planları ne? Eksikleriyle, farklılıklarıyla SGBP’yi Hava-lş Sendikası Genel Başkanı ve SGBP Dönem Sözcüsü Atilay Ayçin’le masaya yatırdık.
SGBP olarak 5. toplantınızı Adana’da gerçekleştirdiniz. Bu toplantılara genel olarak baktığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz? İstediğiniz sonucu alabiliyor musunuz?
Ben şimdiye kadar yapılan toplantıları bir nicel anlamda, iki içerik açısından olumlu buluyorum. Çünkü işçiler bizim yaptığımız tespitlerle örtüşen sorularla bizim böyle bir hareketi başlatmamızın doğruluğunu da kanıtlamış oluyorlar. Adana toplantımızda salon yetersizdi. Daha iyi bir salon olabilirdi ama deneyim de böyle oluşuyor. Önümüzdeki hafta Diyarbakır var. Oradaki toplantıyı biraz daha geniş katılımlı düşünüyoruz. Çevre illerden de işçi katılımını sağlayacağız. Arkasından Ordu, Ankara ve 26 Kasım’da İstanbul’da tabanla buluşmak amacıyla yaptığımız bölge toplantılarını tamamlamış olacağız. Amacına ulaştığını ilk etapta söylemek mümkün değil. Çünkü yıllardır sendikasıyla, sendikacısıyla yüzleşmemiş, kendisiyle ilgili kararlara katılmamış, sendikacılık hareketinin tamamen tabandan koptuğu ve tamamen üst bürokratik yapı içerisine sıkıştırıldığı bir Türkiye’de, ilklerde sonuç almak mümkün olmuyor. Biraz zaman alması söz konusu. Bunu bu toplantılarda net gördük. Ama Türk-İş yönetiminin kısa sürede el değiştirmesi talebi bu toplantılardaki ortak payda. Çünkü bölge temsilcilikleri tamamen devreden çıkarılmış. O bölgede bulunan sendikalarla bölge temsilcilikleri arasında duvarlar oluşmuş, hatta belli bir siyasi anlayışın dışında olan sendikalar hiçbir toplantıya dahil edilmemiş. Türk-lş içerisinde bulunan sendikaların ortaklaşa yaptığı toplantıya gelirken bile, insanlar korku ve endişe taşıyorlarsa, bu toplantıların sonrasında içerik olarak birileri araştırıp, buralarda kendileriyle ilgili neler söylendiğini bulmaya çalışıyorlarsa Türkiye’deki sendikacılık hareketinin nerelere gittiği ve hangi anlayış içerisinde sıkışıp kaldığını görmek mümkün. O nedenle, biz doğru bir tespitle yola çıktık. Bu bir kartopu gibi döndükçe büyüyecek, etrafındaki katmanlarla birleşecek.
‘Amacımız dışımızdaki işçiye kendimizi anlatmak’
İlk olmasına rağmen bölge toplantılarının örgütlenmesinin başına neden 10 başkan geçmedi de, bir iki şubenin üstüne bırakıldı ve toplantılar, il toplantısı düzeyinde kaldı?
Bunu bu yapı içerisindeki sendikaların kendi iç yapılan içerisinde yoğun olmasına bağlamak istiyorum. Çünkü 10 sendika kendi arasında böyle bir yürüyüş başlatma, böyle bir örgütlü yapının Türkiye’nin ihtiyacı olduğu ve ilk etapta yapılması gerekenin işçiyle yüz yüze gelmek olduğu kararını alırken herkes çok iyi niyette ve samimiyetle bu işin yapılması gerektiğini düşünüyordu. O nedenle arkasında başka bir niyet aramak istemiyorum. Ama az önce de söyledim, her ilkin avantajları olduğu kadar, dezavantajları da var. Biz belki de bütün işçileri kendimiz gibi düşündük. Herkesin böyle bir yapıya hazır olduğunu düşündük. Herkesin böyle bir yapının ortaya çıkmasıyla, bu yapının etrafında her türlü engellemeyi ve sınırları aşabileceğini düşündük. Bugüne kadar olan süreç şunu gösterdi. Bu yapının içerisinde olan bir veya iki sendikanın üzerine bu toplantıların örgütlenmesi işi verilebilseydi, ya da belirlenen sekreterya bölge toplantısı çerçevesinde belirlenen illerde çalışmalar yapıp, kamuoyunu bilgilendirmek adına basın toplantıları, bildiriler gibi bir ön çalışma yapılabilseydi, hangi ilde olursa olsun, o kalabalığı alacak salon bulunamazdı. Benim şahsi düşüncem, bu toplantılar sanki bu 10 sendikanın şubelerinin katılacağı toplantılar gibi algılanmış olabilir. Oysa ki biz 10 sendika hangi amaçla bir araya geldiğimizi, nasıl bir yol izleyeceğimizi biliyoruz. Bizim amacımız hangi ilkelerle yola çıktığımızı ve amaçlarımızı bilmeyen insanlarla buluşarak onlara kendimizi anlatmak. Bunu yeteri kadar yapamadık. Hem süreç dardı, hem de bu 10 sendika kendi içerisinde sistemle ciddi sorunları olan sendikalar. Devletle, hükümetle bir şekilde muhalif olmasının bedeli olarak bir takım sorunlarla yüz yüze bırakılan sendikalar. Ama bunlar bir mazeret değil.
"Sadece işçinin değil Türkiye’nin de ihtiyacı"
Türk-lş Genel Kurulu’nun kaybedilmesi durumunda SGBP yoluna devam edebilecek mi?
Ben önünde hiçbir engel görmüyorum.Bugüne kadar yazıp çizdiğimiz metinler, söylediklerimiz bizi bağlayacak unsurlarsa ki beni bağlar. Diğer arkadaşları da bağladığını düşünüyorum. Bu iş büyüyerek devam etmek durumunda. Bu harekete sadece sendikaların ihtiyaçları doğrultusunda bakmamak lazım. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir çıkış. Bu hareket iyi bir adım, iddialı bir adım. Etrafı iyi örülürse, altı sağlam doldurulursa, Türkiye’de unutulmuş bir çok değerin bu hareketle hatırlanabileceğin! düşünüyorum.
Bugüne kadar yapılan toplantıların ardından bu platformu oluşturan sendikalar bir araya gelip değerlendirme yaptı mı? Onlar nasıl bir çalışma yapıyor?
Uzmanlar sonuçta SGBP sekreteıyasınm vereceği görevler doğrultusunda çalışmaları organize edecek arkadaşlar, önlerine bir görev koymaz iseniz, onlardan geriye dönecek bir şey olmaz. Bir sıkıntımız var bizim. İç sorunlarımız nedeniyle kendi aramı/da bir araya fazla gelemedik. Büyük bir olasılıkla bu önümüzdeki hafta, olmadı Ordu toplamışından 1-2 gün öncesinde bir araya gelip enine boyuna geriye dönük eksiklikler hatalar neydi tartışması yapılacak. Örneğin Türk-İş Genel Kurulu’na ilişkin nasıl bir politika izlenecek bunun çalışması yapılacak. Alınmış ama hayata geçirilememiş kararların önündeki engeller neydi, bunların tartışılması lazım. Genel kurula ayrı bir listeyle gideceğimizi söyledik. O listede kimlerin yer alacağına dair enine boyuna bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Ayrıca iddialarımız çok büyük. Sadece Türk-lş Genel Kurulu’na endeksli olmadığımızı söyledik. Genel kurul sonucu ne olursa olsun, dışımızdaki aynı amaç etrafında birleşebilecek diğer unsurlarla birleşerek yolumuza devam edeceğimizi söyledik. Uzun soluklu bir yürüyüş olacağını söyledik.