GÜVENCELİ İŞ ŞİDDETSİZ YAŞAM
Tüm ülkede kadınlar, 8 Mart´ta erkek şiddetine, ayrımcılığa, eşitsizliğe, kadın cinayetlerine karşı alanlardaydı. Kadın emeğine dönük saldırılar da bu yılki 8 Mart eylemlerinin başlıca gündemleri arasında yer aldı.

Tüm ülkede kadınlar, 8 Mart’ta erkek şiddetine, ayrımcılığa, eşitsizliğe, kadın cinayetlerine karşı alanlardaydı. Kadın emeğine dönük saldırılar da bu yılkı 8 Mart eylemlerinin başlıca gündemleri arasında yer aldı.
İstanbul Kadıköy’deki mitingde, direniş çadırlarından gelen kadın işçilere, emek ve meslek örgütlerinden kadınlara 8 Mart’a ilişkin taleplerini sorduk. Kimi ‘kreş’ dedi, kimi ‘işe geri dönmek’, kimi de ofislere kapatılmadan şantiyede özgürce çalışabilmek…
Sendikalı, güvenceli işlerde hiçbir ayrımcılığa uğramadan çalışmak; evde, işyerinde, sokakta şiddetin ve kadın cinayetlerinin son bulması ve Meclis’te görüşülen Aileyi ve Dinamik Nüfusun Korunması Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesi, dile getirilen başlıca taleplerden oldu.
DİSK’li kadınlar, "Kuralsız, güvencesiz, çalışmaya, ayrımcılığa, kadın cinayetlerine meydan okuyoruz" pankartıyla alanlardaydı. Maltepe Üniversitesi Hastanesi’nde Dev Sağlık-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve 91 gündür direnişte olan kadın işçiler, DİSK kortejinin en önünde yer aldı.
14 yılını bu hastaneye veren direnişçi işçilerden Ümmü Anter, hastanede kadın işçiler olarak çektikleri zorluklan şu sözlerle anlattı:
"Hastanede bütün işi biz yapıyorduk. Sadece temizlik değil, hasta bakıcılığı, başka işler… Eve gidiyorduk, bir de evde çalışıyorduk. Sendikalı olduk, haklarımızı istedik diye işten atıldık."
Haklarını alana kadar mücadele edeceklerini vurgulayan Anter, diğer taleplerini ise şöyle sıraladı: "Kadınlar yalnızca bir gün hatırlanmasın, her gün hatırlansın istiyoruz. Şiddete karşıyız, özgür bir yaşam istiyoruz. Devlet korusun bizi artık. Bu yüzden buradayız."
Maltepe Hastanesi direnişçisi Nimet ölmez ise şunları söyledi:
"Bugün 8 Mart Kadınlar Günü, bizim günümüz. Biz alın terimiz, ekmeğimiz için mücadele ediyoruz, hakkımızı arıyoruz. Kadınız, haklıyız, kazanacağız!"
‘Sendika, kreş, eşitlik’
Koç Holding’e bağlı Divan Turizm AŞ.’de DİSK Gıda-iş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve direnişlerinde 19 günü geride bırakan kadın işçiler de 8 Mart kortejinde yerini aldı Divan işçisi kadınlar, "Sendika hakkımız, kreş talebimiz, eşitlik mücadelemiz engellenemez!" pankartıyla taleplerini dile getirdi.
Direnişteki işçilerden Yağmur Yıldız, işyerinde kadın olmaktan kaynaklı yaşadıkları sıkıntıları ve 8 Mart’a ilişkin taleplerini şu sözlerle aktardı: "Bizler 19 gündür direniyoruz. Sendikamızla birlikte işimize geri dönmek istiyoruz. Ben 2,5 senedir çalışıyordum, 14 yıldır çalışan arkadaşlarımız da vardı. Emzirmek zorunda olan arkadaşımızı zorunlu mesaiye bırakıyorlardı, bir arkadaşımız çalışmak zorunda olduğu için çocuğunu memleketine göndermek zorunda kaldı. Kreş yoktu işyerimizde, çok zorluklar yaşadık. Şimdi de işten atıldık. Ama kararlıyız, sonuna kadar direneceğiz."
‘Esnek çalışmaya hayır’
İşçilerden Sedef Erdal da Meclis’te görüşülen Aileyi ve Dinamik Nüfusu Koruma Yasa Tasarısını ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Bu paket esnek çalışmayı getiriyor, yani bizlere köleliği dayatıyor. Biz kadınları eve bağlamak için yapılan sahte bir oyun bu, karşıyız. Bu yasayı istemiyoruz."
‘Eşdeğer İşe Eşit Ücret’
TMMOB’li kadınlar, "Ataerki ve kapitalizm öldürür! Kadınlar sokakta ve direnişte özgürleşir" pankartıyla yürüdü. Kadın mimar ve mühendisler, taşıdıkları "Baretime dokunma, şantiyede biz de varız", "Aileye köle, sermayeye kul olmayacağız", "Kadınlar sokağa" dövizleriyle taleplerini dile getirdi.
Gazetemize konuşan kimya mühendisi Selen Harman, mesleğini yaparken yaşadığı ayrımcılığı ve taleplerini şöyle anlattı:
"Ben en çok eşitsizliğin, ayrımcılığın yaşandığı alanlardan birinde çalışıyorum. Aynı işi yaptığımız halde erkek meslektaşlarımızdan daha düşük ücret alabiliyoruz, sırf kadın olduğumuz için. Başlıca talebimiz eşdeğer işe eşit ücret. Bir de ofislere kapatılmak istemiyoruz biz. Mühendislik ofislerine kadınları doldurup üretim alanlarına tamamen erkekleri alıyorlar. Biz eşit muamele görmek istiyoruz."
Sendikal Güç Birliği Platformu Kadın Koordinasyonu, "Güvenceli ve sendikalı iş, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz" pankartı açtı.
SGBP-KK’den Neslihan Taşoluk Nakaş, neden alanlarda olduklarını şöyle açıkladı: "Bu dönemde de kadınlara çalışma hayatında yoğun baskılar devam ediyor. Meclis’teki aile paketiyle çocukları öne sürerek bize esnek çalışmayı dayatıyorlar. Kadınların yarı zamanlı çalışmasını istiyorlar. Bu şekilde çalışan kadınlar için emeklilik hayal olacak. Çalışma yaşamında birçok sıkıntıyla zaten mücadele ediyoruz, bu sıkıntılar daha da artacak. İşte tüm bunları kabul etmediğimiz için bugün alanlardayız."
‘Korkmasınlar’
Kocaeli’deki Namet fabrikasında Tekgıda-iş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve direnişlerini sürdüren işçilerden Serpil Kocakaplan, fabrikada çalışmaya devam eden sendikalı arkadaşlarına yönelik baskıların arttığını, arkadaşlarıyla dayanışmak için burada olduğunu söyledi. Kocakaplan, şunları kaydetti: "Kadınlar bu fabrikada 40-50 kilo etleri kaldırıyorlar, bu yüzden onlarcasında bel fıtığı var. Biz sendikalı olduğumuz için atıldık, atılmayan arkadaşlarımız da baskı görüyorlar. Ama korkmasınlar, üye olsunlar sendikaya. Biz birlikte güçlüyüz."
Hiçbir Kadın Kurtulmuş Değil
TÜRK Tabipleri Birliği’nden Lale Tırtıl, 8 Mart’ta neden alanlarda olduklarını şu sözlerle ifade etti:
"Patriarkal erkek egemen ideolojinin hâkim olduğu bir ülkede hiçbir kadın kurtulmuş değil. Kadınlara yönelik her türlü erkek egemen uygulamanın karşısında; özgürlüğü, eşitliğin, yaşamın yanında olduğunu söylemek için bugün alanlardayız."