ANAYASA Mahkemesi, bankacılık işkolunda grev yasağını iptal edince, banka yönetimleri hareketlendi. ‘Grev hakkına saygılıyız ama…’ diyen banka genel müdürleri, olası grevlerin sonuçlarını ve izlenmesi gereken yöntemleri görüşmek üzere geçtiğimiz günlerde Bankalar Birliği yönetimiyle buluştu.
ANAYASA Mahkemesi’nin geçen ekim ayında bankacılık iş kolundaki grev yasağının kaldırılması, sektör çalışanları için yeni bir dönemin başlangıcı olurken, karar bankacılık sektöründeki işveren kesimini de hareketlendirdi. Geçtiğimiz günlerde çalışanları sendikaya üye bankaların genel müdürlerinin, grev yasağının kaldırılmasının doğurduğu sonuçları değerlendirmek üzere, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve yönetimi ile bir araya geldiği öğrenildi. Anayasa Mahkemesi henüz gerekçeli kararı yayınlamadığı için, sektörde şimdilik bir grev kararı söz konusu değil ancak bankaların, olası grev kararlarına ve bunların nasıl uygulanacağına ilişkin bir yol haritası belirlemek istedikleri kaydedildi.
GREVE SAYGILIYIZ AMA
Herhangi bir adım atmak veya açıklama yapmak için öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını görmeyi tercih eden bünyesinde sendikalı çalışan bulunan banka yöneticilerinin TBB’deki toplantıda, “Grev hakkına elbette saygılıyız, biz de grev olmasın demiyoruz. Ancak grev hakkı Avrupa Birliği’nde (AB) ve diğer gelişmiş ülkelerde nasıl uygulanıyor. Buna bakmak gerekiyor. Alınacak herhangi bir grev kararının, finans sektörünün işleyişinde, kurumların ve vatandaşın ödemelerinde aksaklıklara neden olmadan uygulanması önemli. Bunun yöntemini, şartlarını önceden oluşturmalıyız” şeklinde görüş dile getirdikleri belirtildi.
YOL HARİTASI ÇIKARACAK
Sonuç olarak toplantıda, TBB bünyesinde bankacılık iş kolunda grev hakkının kullanılması ve dünyadaki uygulamaları araştıracak bir çalışma grubu oluşturulmasına karar verildi. Oluşturulacak çalışma grubu bir yandan dijitalleşme ile birlikte bankacılık sektöründe değişen iş dinamiklerinin de olası grev uygulamalarından nasıl etkilenebileceğini araştıracak. Gelişen teknoloji ile birçok ürün ve hizmetin internet üzerinden alınabilmesi nedeniyle müşteriler geçmişe göre daha şube bağımsız hale geldi. Öte yandan bankalar diğer bankalarla ve finans sisteminin farklı kurumları ile daha entegre bir yapıya dönüştüler. Dolayısıyla TBB’deki çalışma grubu olası grevlerin yeni dinamikler çerçevesinde nasıl sonuçlar yaratacağı, banka içinde hangi birimlerin kritik olduğu yönünde tespitlerle önümüzdeki dönemde alınacak grev kararlarına yol haritası olacak bir formül geliştirmeleri bekleniyor.
İş aksatmadan grev yaparız
BÜNYESİNDE birçok bankanın çalışanın bulunduğu Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN) Başkanı Metin Tiryakioğlu, bankacılıkta grev hakkının son derece doğal bir hak olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bildiğim kadarıyla bankacılık sektörüne yönelik grev yasağı sadece Türkiye ve Mozambik’te var. Türkiye’de iştiraki bulunan Avrupalı bankaların kendi ülkelerindeki çalışanlarının grev hakkı var. Ancak Türkiye’deki çalışanların bu hakları yok. Bizde 1983’e kadar bankacılıkta grev hakkı vardı. 31 yıl önce çıkarılan bir kanunla iptal edilen bu hak nedeniyle sektörün işgücü gelir kaybı ve çok çeşitli sosyal haklardan mahrum kaldı. Biz elbette grev kararı alınırsa bir bankanın itibarının nasıl etkileneceğini biliyoruz. O nedenle bu kararı almadan önce her iki tarafın da sorumluluklarını elinden geldiğince yerine getireceğinden eminim. Ama grev hakkı sendikalı çalışanın bir silahıdır. Pazarlıkta bir güçtür. Olması önemli. Karar sektöre yararlı olacak.”
199 bin çalışanın yarısı sendikalı
TBB verilerine göre Eylül 2014 itibariyle bankacılıkta 199 binin üzerinde çalışan var. Bunların yarıya yakınının sendika üyesi olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de İş Bankası, Yapı Kredi, Akbank, Ziraat Bankası, Halkbank, Şekerbank, Arap Türk Bankası ve Bank Mellat çalışanları çeşitli sendikalara üye.
