GÖZLEM ÇALIŞMA SÜRELERİ NEDEN GÜNDEMDE?
AKP hükümetinin bugüne kadar emek ve işçi düşmanlığında sınır tanımayan saldırıları yetmemiş olacak ki, son dönemde Hükümetin bakanlarından orijinal açıklamalar yapılmaya başlandı.
AKP hükümetinin bugüne kadar emek ve işçi düşmanlığında sınır tanımayan saldırıları yetmemiş olacak ki, son dönemde Hükümetin bakanlarından "orijinal" açıklamalar yapılmaya başlandı. Son dönemde gündeme gelen bakan açıklamalarının hemen hepsinin kamuoyunun nabzını ölçmeye yönelik olduğu ise çok açık.
Kıdem tazminatı fonu ile ilgili olarak Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından yalan yanlış bilgiler eşliğinde ileri sürülen önerilerin ardından, mesai saatlerinin değiştirilmesi ve bunun üzerinden çalışma sürelerinin yeniden düzenlenmesine yönelik tartışmalar gündeme gelmeye başladı.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, "Güneş enerjisinden daha fazla yararlanmak" adına kamu emekçilerinin mesai saatlerinin resmen "şafak vakti"ne çekilmesini önerdi. Neresinden bakılırsa bakılsın, çalışma sürelerinin esnekleştirilmesini amaçladığı her halinden belli olan böylesi bir önerinin "enerji tasarrufu" gibi bir gerekçeye dayandırılarak ileri sürülmesi, hükümetin benzer konularda daha önce yaptığı gibi, bu konuda da halkın desteğini arkasına almak istediğini gösteriyor.
Enerji Bakanının "daha çok çalışmamız lazım" diyerek mesai saatlerini yeniden düzenlenmesini önermesi, önümüzdeki aylarda açıklanacak olan istihdam paketinin içeriği ile ilgili ipuçlarını veriyor aslında. Hükümetin bakanları, sanki önceden aralarında iş bölümü yapmışlar gibi, her haftanın cuma günü ilginç çıkışlarıyla kamuoyu oluşturup, söylediklerinin kamuoyunda yarattığı etkiye ve gösterilen tepkilere göre ya daha ileri gidiyor ya da geri adım atarak kendilerince şark kurnazlığı yapıyorlar. Nitekim Enerji Bakanının devlet memurlarının cumartesi günü de çalışmasını önermesinden sonra gösterilen tepkilerin ardından Çalışma Bakanı Faruk Çelik, tıpkı kıdem tazminatı fonu tartışmalarında olduğu gibi "Böyle bir düzenleme yok" açıklaması yapmak zorunda kaldı.
Aslına bakarsanız, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın önerisi Türkiye için yeni bir durumu ifade etmiyor. Şöyle ki, Osmanlı imparatorluğunun ve İslam dünyasının ilk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu olarak bilinen Mecelle’de (1876) Bakanın önerdiğine benzer bir düzenleme vardı. Aradan onca zaman geçmesine ve çalışma yaşamında yaşanan onca gelişmeye rağmen, Enerji Bakanı, Osmanlı imparatorluğu dönemindeki çalışma sürelerini kendisine feyz alarak, AKP’nin yeni Osmanlıcı kimliğinin sadece dış politika ile sınırlı olmadığını kanıtlamaya çalışıyor herhalde.
Osmanlı’nın ilk medeni ve borçlar kanunu olan Mecelle, 1926 yılında Türkiye’nin ilk medeni kanunu çıkarılıncaya kadar yürürlükte kalmış önemli bir kanun. Mecelle, doğrudan çalışma ilişkileri alanını düzenlemek için çıkarılmamış olmasına rağmen, Osmanlının son yıllarında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında bireysel iş ilişkilerinin hukuksal çerçevesini çizen ilk genel nitelikli yasa olarak biliniyor.
Mecelle’deki çalışma süresine ilişkin tanım ile Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın önerisi arasındaki benzerlik gerçekten dikkat çekici. Mecelle’ye göre çalışma süresi; "Bir kimse bir gün çalıştırmak için işçi tutsa çalışma süresi, o yerde geçerli olan örfe göre güneşin doğumundan ikindi vaktine veya gün batınıma kadardır". Osmanlı’da çalışma süresi saat üzerinden tespit edilmediğinden, gün batınıma kadar geçen süre çalışma süresi olarak tanımlanmış. Bakan bey yeni Osmanlıcı kimliğinin verdiği özgüvenle kamu emekçilerine, ya ikindi vaktine kadar ya da gün batınıma kadar çalışmalarını öneriyor.
AKP hükümeti önümüzdeki dönemde kamuda çalışma sürelerini yeniden düzenlemek için mutlaka somut adımlar atacak. Hem Ulusal İstihdam Stratejisi’nde hem de yeni açıklanan Orta Vadeli Program’da çalışma sürelerinin esnekleştirmesi ve kısmi süreli çalışmanın yaygınlaştırılmasına ilişkin düzenlemeler yapılacağı açıkça belirtiliyor.
Çalışma sürelerini esnek hale getirdiklerinde, ücretler de esnekleşecek ve kelimenin tam anlamıyla "Ne kadar ekmek, o kadar köfte" hesabına geçilecek. Mesai saatlerinin değiştirilmesi, hafta sonları ve tatil günlerinde çalışmak gibi önerilerin bugün için gerçekleşmesi zor görülebilir. Ancak hükümetin geçtiğimiz 9 yıllık pratiğine bakarsak, çalışma yaşamında olmaz denilen pek çok şeyin nasıl olur hale gediğini görmek zor değil.