Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Ağustos 2022
GIDAYI İSRAF EDİYORUZ ATMOSFERİ KİRLETİYORUZ

Bir tarafta doyurulmayı bekleyen milyarlarca insan, diğer tarafta çözüm bekleyen ve yaşamı tehdit eden küresel ısınma sorunu var.

GIDAYI İSRAF EDİYORUZ ATMOSFERİ KİRLETİYORUZ

Tarladan sofraya tüm aşamalarda gıdada atık miktarının azaltılması için ilk adım, kayıpların nasıl ve nerede gerçekleştiğini bulmak. Daha sonra ise hızlıca bunlara yönelik aksiyonları almak gerekiyor.

Dünya zor bir ikilem karşısında. Birleşmiş Milletlere göre tarımsal üretim 2050 yılına kadar yüzde 50 artmalı ki, dünya nüfusunun artan gıda ihtiyacı karşılanabilsin. Yine bilimsel hesaplara göre küresel ısınma 2050 yılına kadar 1.5 derece ile sınırlanabilsin ki, iklim değişikliğinin önüne geçilebilsin.

Öte yandan gıda üretim sürecinin yerküre ve atmosfer üzerinde ciddi yan etkileri var. Mesela iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının üçte biri gıda sistemlerinden kaynaklanıyormuş. Aynı şekilde biyoçeşitlilikteki kayıpların yüzde 80’inden gıda üretimi sorumlu tutuluyor. Su tüketiminde de gıdanın büyük payı var. Yeryüzündeki taze su rezervlerinin yüzde 70’ini yine gıda kullanıyormuş.

Dolayısıyla bu sorunların hepsine eşanlı bir çözüm bulmak kolay değil. Bir tarafta doyurulmayı bekleyen milyarlarca insan ve diğer tarafta çözüm bekleyen ve yaşamı tehdit eden küresel ısınma sorunu var.

Bu zor denklemin çözümü için öne çıkan ilk alan gıdadaki kayıp ve atıkların önlenmesi.

Dünyada üretilen gıdanın neredeyse üçte biri israf oluyor ya da kayboluyor. Öyle az bir miktardan bahsetmiyoruz. Konuştuğumuz rakam 1.3 milyar ton civarında. Hesaplamalara göre bu hızla giderse 2030 yılında dünyada 2.1 milyar ton gıda kayba uğrayacak ya da atık haline gelecek. Öte yandan tahminlere göre yine 2030 itibarıyla 840 milyondan fazla insan açlık ile karşı kaşıya kalacak. Türkiye’de üretilen yaklaşık 55 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 40’a yakını daha kullanılamadan yok oluyormuş. Çok ciddi bir kayıp bu. Ürün tarladan perakendeciye gelinceye kadar kayba uğruyor, perakendeciye ulaşmayı başaranların bir bölümü de ya satış ya da tüketim aşamasında atık haline geliyormuş.

Gıdada israf ve kayıp daha ilk adımda başlıyor. Aslında en yüksek kayıp zincirin ilk basamağı olan tarımsal üretimde, hasat öncesinde ve sonrasında yaşanıyor. Bu aşamada neredeyse yüzde 20’lik kayıp var. Yükleme, depolama, paketleme, dağıtım ve tüketimde ortaya çıkan atıklarla birlikte kayıp oranı daha da artıyor. Sorun yanlış hasattan başlıyor. Çiftliklerin küçük ve parçalı olması, kooperatifleşmenin azlığı, geleneksel üretim ve sulama gibi pek çok neden var.

Kayıpların miktarı ve şekli ülkeden ülkeye değişiyor. Gelişmekte olan ülkelerde atıkların ana sebebi ağırlıklı olarak üretim sürecindeki sorunlar ve depolama tesislerinin olmaması. Gelişmişlerde ise sorunun ana adresi sürecin son halkası, yani tüketiciler. Gelişmiş ülkelerdeki tüketiciler her yıl Sahra-altı Afrika’nın ürettiği gıda kadar gıdayı israf ediyormuş. Diğer bir deyişle gelişmiş ülkelerin sorunu ihtiyacın çok üzerinde üretim yapmak, az gelişmişlerde ise üretim, hasat ve depolamada ilkel yöntemleri kullanmak.

Önlem için ne yapmalı?

Kayıp ve israfın önlenmesi, atık miktarının azaltılması için ilk adım kayıpların nasıl ve nerede gerçekleştiğini bulmak. Daha sonra bunlara yönelik aksiyonları almak gerekiyor.

Isı kontrol eksikliğinin giderilmesi, tedarik zincirinde altyapının oluşturulması ve var olanın iyileştirilmesi, açık kasalı nakliye yerine soğutmalı araç kullanılması; çürük, ezik ve yaralı ürünün ayıklanması, marketlerde soğuk ortamda ambalajda sergileme yapılması gibi uygulamalar ile kayıplar azaltılabilir. Daha gelişmiş üretim teknikleriyle ve damla sulama gibi yöntemlerle aynı miktarda gıdayı daha az emisyonla üretmek mümkün. Gıdalar üzerine konulan ve gereğinden daha kısa süreli tutulan son kullanım tarihlerinin biraz daha uzatılması da yine gıda israfına karşı önerilen yöntemler arasında yer alıyor.

Bunun da ötesinde, tüketiciler arasında gıda kayıp ve israfına karşı farkındalık yaratılması ve bazı yönlendirici yasal uygulamaların devreye sokulması gerekiyor. Gelişmiş batılı ülkelerde gıda israfını azaltmaya yönelik devlet politikalarının uygulamaya konulduğu örnekler yakından incelenmelidir. Mesela İsveç gıda atıklarının yarısının biyolojik işlemler için ayrılmasını ve yüzde 40’ının ise enerji geri kazanım projelerinde kullanılmasını hedeflemiş. Aynı şekilde gıda fazlasının gıda ihtiyacı olanlara ulaştırılması için gıda bankacılığının başlatılması ve yaygınlaştırılması diğer bir yöntemdir.

Hanelerde ne yapabiliriz?

Gıda kayıpları ekonomiler için su, toprak, enerji, işgücü ve sermaye kaybı anlamına geliyor. Tüketiciler açısından ise paranın havaya uçması, aile bütçelerinin bozulması demek. Türkiye’de genellikle ortalama enflasyonun üzerinde seyreden yüksek gıda enflasyonunun arkasındaki önemli nedenlerden biri de gıdadaki bu kayıplardır. Gıda israfının önemli bir kısmı da hanelerde gerçekleşmektedir.

Bundan 5 yıl önce yine Milliyet’te aynı konuda yazarken tüketicilere 5 tavsiyede bulunmuşum. Bu tavsiyeler hala geçerliliğini koruyor:

1) Alışveriş listesi hazırlayın ve bu listeye sadık kalın.

2) Aldıklarınızı tüketin ve kalanları başka yemekte kullanın.

3) Yiyecekleri taze tutun, kullanamadığınızı dondurun.

4) Küçük porsiyon tercih edin.

5) Utanmayın; restoranda yiyemediğinizi paketlemelerini isteyin.

Bu 5 tavsiyeye ek olarak bir de 6 ve 7’ncisi var.

6) Gıdaları hava geçirmeyen kaplarda veya polietilen torbalarda saklayın.

7) İhtiyacınızdan fazla olan yiyecekleri paylaşın. Ya gıda bankalarına bağışlayın ya da komşunuza ve ihtiyacı olanlara verin.

En günahkâr olanı kırmızı et

Gıdalar tarladan sofraya kadar olan yolculukları uzun ve karmaşık bir süreçtir. Arazi kullanımı ve çiftliklerdeki işlemler, gübreleme, hayvanların meralarda beslenmesi ve midelerindeki metan gazı oluşumu, tarımsal ürünlerin tohumdan hasada kadar olan süreçleri, hasattan sonraki taşınma ve depolanma aşaması, soğutuculara girmesi, ambalajlanması gibi her bir aşama atmosfere değişik düzeylerde sera gazı salınımına neden olur. Atmosfere salınan sera gazlarının üçte birinin gıdanın bu yolculuğundan kaynaklandığını hesaplanıyor.

Hayvansal bazlı gıdalar genellikle bitki bazlı olanlardan daha fazla sera gazı üretiyor. Bitki bazlılar da kendi içlerinde düşük ve orta seviyede karbon ayak izi olanlar olmak üzere ayrılıyor. Sera gazı salımı yönünden en masumu fındık ve ceviz, en günahkâr olan besin ise kırmızı etler, özellikle büyükbaş hayvan etleridir. Hayvansal gıda üretimi sırasında açığa çıkan metan ve azot oksit gibi gazlar atmosferi kirletmektedir. İklim değişikliğine karşı bir katkıda bulunmak istiyorsanız kırmızı et ve et ürünleri tüketimini azaltabilirsiniz.

KAYNAK Servet Yıldırım / Milliyet
DİĞER HABERLER
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Barry Callebaut Türkiye arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?