Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
24 Mayıs 2010
GENEL GREV YASALDIR

Her şeyden önce genel grev – siyasi grev ayırımı üzerinde durmak gerek

GENEL GREV YASALDIR

 AKP’nin yanlış özelleştirme politikasını eleştirerek TEKEL işçileri ile dayanışma sergilemek, işsizliği, güvencesiz istihdamı protesto etmek amacı ile işçi ve memur konfederasyonlarının üç ay öncesinden 26 Mayıs’ta yapmayı kararlaştırdığı genel grev eylemi, Türk-İş’in tutumu yüzünden gene etkisiz ve eksik bir uygulama olarak kalacaktır. Buna neden olarak 1 Mayıs töreninde işçilerin Türk-İş Genel Başkanı’na gösterdiği olumsuz tavır gerekçe yapılmaktadır.

Bunun dışında genel grevin yasadışı olduğu, bu nedenle katılanların ve karar verenlerin yargılanmasını öne süren görüşler de bu olumsuz tutuma neden olarak gösterilmektedir. Acaba genel grev gerçekten yasadışı mı? Bu konuya açıklık getirilmesi gerek.

Her şeyden önce genel grev – siyasi grev ayırımı üzerinde durmak gerek. Bilindiği gibi grev, toplu iş sözleşmesi düzeninin bir yaptırım aracıdır ve amacı sendikaların toplu görüşme masasında dile getirdiği ve işverene kabul ettiremediği isteklerini üretimi durdurarak işverene kabul ettirme sürecini ifade eder. Grev genel olarak işyeri ve işletme ölçeklidir. O işyerinde veya işletmede çalışanların yeni ekonomik ve sosyal haklar edinmesine odaklanır. Grevin hedefi işverendir. Oysa genel grev veya siyasi grevin hedefinde siyasi iktidar vardır.

Siyasi grev yasama organını veya hükümeti yeni bir politika uygulamaya, yeni bir karar almaya veya bir karar almaktan kaçınmaya zorlamak amacı ile yapılan grevdir. Muhatap siyasi otoritedir ve siyasette bir yön değişikliğini amaçlar. Siyasi grevlerin protesto yönü ağır basar.

Siyasi grevlerde çalışanlar işçi sıfatı ile değil, yurttaş sıfatı ile eyleme katılır. Çalışanlar yurttaş olarak, çalışanlar dışındaki sosyal katmanlar da halk olarak açık, dolaysız ve aktif olarak sesini duyurma çabasını sergiler.(1) Siyasi grevler siyasi otoritenin politika değişikliğini istemi yanında bazen hükümetin istifasını da neden olabilir.

Genel grev çalışanların mesleki, ekonomik ve sosyal isteklerinin gerçekleştirilmesini sağlama amacı ile yaptıkları grevdir. Burada muhatap hükümettir ve yapılan grev bir toplusözleşme sürecinin sonucu değildir. Genel grevin elbette bir siyasal açılımı vardır ama mesleki boyutu ağır basan bir eylemdir. Gene grevi bu dar boyutu ile değerlendirip hukuken korunması gereken bir eylem türü olarak kabul etmek gerekir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) denetim organları olan Uzmanlar Komisyonu ile Özgürlükler Komitesi bu konuda üye hükümetlere yol gösteren temel politikalar oluşturmuşlardır. Buna göre işçiler kendilerini doğrudan etkileyecek ekonomik ve sosyal politika tedbirleri hakkında görüşlerini desteklemek üzere greve başvurabilirler. Özellikle istihdam, sosyal koruma ve yaşam koşulları çalışanları doğrudan ilgilendiren konulardır. Grev salt işçilerin ve sendikaların bizzat taraf olduğu toplu iş uyuşmazlıkları ile sınırlı tutulamaz. Hükümetin ekonomik ve sosyal politikalarına karşı protesto grevlerine cevaz verilmelidir. Bu konuda getirilecek yasak, sendika özgürlüğünün ciddi ihlalidir.(2)

Son anayasa değişikliği paketi bu konuda çok önemli bir yaklaşım sergilemiş ve anayasanın 54. maddesinin 7. fıkrasını metinden çıkarmıştır. Bu fıkra siyasi amaçlı grev yanında başkaca grev ve benzeri eylemleri yasaklamakta idi. Bu değişikliğin ILO’nun görüşüne uygun ve doğru olduğunu söyleyebiliriz. Bu yasak ve buna ilişkin cezai hükümler henüz 2822 sayılı yasanın 25. ve 73-74. maddelerinde muhafaza edilmektedir, fakat yasa hükmünün anayasal dayanağı, eğer referandumda onay alırsa kalkmış olacaktır.

Öyleyse bundan böyle ülkemizde yapılacak genel grevler yasaldır ve konfederasyonlar bu konuda rahatça karar alabilir ve çalışanlar bu grevlere gönül huzuru ile katılabilirler. Buradaki tek sorun, konfederasyonların bir genel grev kararı alıp alamayacakları ve eğer alırlarsa bunu adam gibi uygulayıp uygulayamayacakları noktasında düğümlenmektedir.

Bilindiği gibi Türk-İş ve bazı konfederasyonlar daha önce 4 Şubat 2010 tarihinde TEKEL işçilerinin taleplerini hükümete kabul ettirebilmek için Sıhhiye Meydanı’nda son derece başarısız ve sendikaların gücüne yakışmayan bir genel grev uygulaması yapmışlardı. Ne hükümet ne de toplum bu grevden etkilenmedi, varlığından bile haberdar olmadı. Şimdi 26 Mayıs’ta yapılması altı konfederasyonca karara bağlanmış olan bir genel grev kararı masadadır ve bu karar konfederasyonları ve Türk-İş Başkanlar Kurulu üyelerini zorlamaktadır. Türk-İş bu kararı yumuşatmak, başka bir niteliğe büründürmek ve açıkça hükümete karşı bir tavır içine girmekten kaçınmak istemektedir.

Sendika özgürlüğü sadece hükümetler tarafından değil, bazen sendika yöneticileri tarafından da kısıtlanabilir. Sendikaların hükümetten, siyasi partilerden ve işverenlerden bağımsız olarak varlıklarını sürdürmeleri asıldır. Ancak o zaman özgür olabilirler. Böyle davranmayıp güçlenmek için hükümetlerin gölgesine sığındıkları an hem sendikaların özgürlüğünü yok etmiş, hem de biat sendikacılığını başlatmış olurlar.

Özellikle Türk-İş’in tabanı bu olumsuz gelişmeleri dikkatle izlemektedir. TEKEL işçilerinin 1 Nisan Ankara eyleminde Türk-İş Genel Merkezi’nin işçilere karşı polis koruması altına aldırılması, 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda Türk-İş Başkanı’nın konuşturulmaması ve onun AKM’ye sığınmaya mecbur edilişi, işçi hareketimiz açısından unutulmaması gereken gerçeklerdir.

Çalışanların çok önemli sorunlarına bu hükümet hiçbir çözüm getirememiştir. İşsizlik büyümekte, sendika üyesi olanlar için iş güvencesi yok olmakta, kayıt dışı çalışma, taşeronluk yaygınlaşmakta, iş mahkemeleri çok yavaş işlemektedir. 4/C bir kılıç gibi kamu çalışanlarının başının üstünde durmaktadır. Bugün ülkemizde mesleki motifleri ağır basan bir genel grev uygulaması için tüm koşullar vardır. Başta Türk-İş olmak üzere tüm konfederasyonlar, biat sendikacılığının özgür Türk sendikacılığının sonu olacağını bilmeli ve gereken kararları alıp sendika üyeliğinin kutsal disiplini ile sesini hükümete duyurmalıdır.
 

DİĞER HABERLER
POLONEZ İŞÇİLERİ ÇOCUKLARIYLA TEHDİT EDİLDİ
POLONEZ İŞÇİLERİ ÇOCUKLARIYLA TEHDİT EDİLDİ

Sendikalaşmak istedikleri için işten atılan 146 Polonez işçisi, dün darp edildi. Çatalca İlçe Emniyet Müdürü Ali Osman Turhan, aileleri ‘Aranızdan birisine adli işlem yaptığımda, yarın bir tanenizin çocuğu zeki olsa bile bu yüzden bir yere giremez.’ sözleriyle tehdit etti.

İŞÇİLERE DÜŞMAN SERMAYEYE DOST
İŞÇİLERE DÜŞMAN SERMAYEYE DOST

Devletin kolluk kuvvetleri, bir kez daha emekçilerin karşısında konum aldı. Fabrika önünde direnen Polonez işçileri dün hem polis tarafından tehdit edildi hem de fiziksel şiddete uğradı. 8 işçi hastaneye kaldırıldı.

EKER’DE İŞTEN ÇIKARMALARA KARŞI DİRENİŞ HAZIRLIĞI
EKER’DE İŞTEN ÇIKARMALARA KARŞI DİRENİŞ HAZIRLIĞI

Bursa Mustafakemalpaşa’da bulunan Eker Süt Ürünleri fabrikasında Tekgıda-iş Sendikası’na üye olan işçiler ‘yönetimsel sebepler’ denilerek işten çıkarıldı, işveren, işçileri arabuluculuk yoluyla çıkarmaya zorlarken arabuluculuk belgesini imzalamayan işçilerin tazminatları verilmedi.

1970’Lİ YILLARDA TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE KIDEM TAZMİNATI VE İHBAR SÜRELERİ
1970’Lİ YILLARDA TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE KIDEM TAZMİNATI VE İHBAR SÜRELERİ

1960’lı ve 1970’li yıllarda bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinin bazılarında kıdem tazminatı ve ihbar süreleri artırıldı.